07 Ağustos 2014 00:34

Arjantin’in iflası ve akbaba fonları

Arjantin’in iflası ve akbaba fonları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Son günlerde ekonomi kamuoyunun başlıca gündem maddelerinden biri, Arjantin’in “teknik” olarak temerrüde düşmesi oldu. Bu konuda kamuoyunda ciddi bir kafa karışıklığı ve pek çok anlaşılmayan nokta var. Bu nedenle durumu kısaca özetleyerek başlayalım.  
Hatırlayacaksınız, Arjantin ekonomisi 2001 yılının sonlarında krize sürüklenmiş ve 2002 başında borç ödemelerini gerçekleştiremeyeceğini açıklamıştı. Aynı yıl içerisinde başlatılan görüşmelerin ardından ülke tahvillerine yatırım yapan alacaklıların ağırlıklı bölümüyle (2005 yılında yüzde 73, 2010 yılında ise yüzde 93) anlaşarak borçlarını yeniden yapılandırmıştı. Ne var ki, “akbaba” olarak nitelendirilen alacaklı fonlar yeniden yapılandırmaya yanaşmadı ve alacaklarının eksiksiz olarak geri ödenmesi için ABD mahkemeleri nezdinde dava açtı. Bu davada alacaklı fonların haklı bulunması ve son olarak Arjantin Hükümetinin temyiz talebinin reddedilmesi ile birlikte bu fonlara ait 1.3 milyar dolarlık borcun öncelikli olarak geri ödenmesi gerekliliği ortaya çıktı. Bu durum hali hazırda düzenli olarak yapılan borç ödemelerinin de durmasına yol açtı. Arjantin’i zora sokan asıl etken ise bu ödemenin yapılması durumunda, diğer yapılandırmaya girmemiş alacaklılara da hak doğması nedeniyle 15 milyar dolayında bir ek borç yükünün ortaya çıkacak olması. Yeniden yapılandırmaya katılan yüzde 93’ü de hesaba katarsak işin toplam maliyeti 120 milyar dolar seviyesini buluyor. Arjantin’in döviz rezervlerin 34 milyar dolar civarında olduğunu da düşünürsek ülkenin böylesi bir yükün altından kalkması mümkün değil. Mevcut durumun teknik temerrüt olarak nitelendirilmesinin nedeni de bu. Borçlarını bir süredir düzenli olarak ödemeyi sürdüren bir ülke, tahvillerin ufak bir bölümüne sahip “akbaba fonlar”ın kâr arayışı sonucunda faturası milyonlara çıkacak bir kriz olasılığıyla karşı karşıya kalıyor.  
Bir ülkenin temerrüde düşmesi o anda elinde tahvil bulunduranların hanesine zarar yazarken,  spekülatörler açısından yeni kâr olanakları anlamına geliyor.  “Akbaba fonlar” temerrüt sonrası fiyatları dibe vuran tahvilleri ikincil piyasalarda topluyor ve açtıkları davalarla borçlu ülkeleri köşeye sıkıştırarak yüksek karlar elde edebiliyor. Örneğin Arjantin’in temerrüde sürüklenmesinin ardındaki baş aktör NML Capital, elindeki tahvillerin önemli bir bölümünü 2008 yılında nominal değerinin çok altında toplamış. Sonrasında ise pek çoğunun göstermelik olduğu izlenimi veren bir dizi sivil toplum kuruluşunun (Muhafazakar Hispanikler Birliği, Nebraska Sığır Yetiştiricileri Birliği gibi) dahil olduğu bir şemsiye örgüt aracılığıyla ABD’de güçlü bir lobi faaliyeti başlatmış. Böylece pek çok üretici birliğinin ve diğer ilgisiz kuruluşun arkasında gizlenerek, “adalet” söylemiyle kamuoyu oluşturmaya ve yargıyı baskı altına almaya çalışmış. Bugün gelinen noktada büyük oranda başarılı olduğu görülüyor. Peki, Arjantin borcunu ödememekte ısrar ederse bu fonlar ne kazanacak diye düşünebilirsiniz. Bu sorunun cevabı ise kredinin sigortası olarak da tanımlayabileceğimiz CDS’lerde  (kredi temerrüt swapları) yatıyor. Yatırımcıların ülkelerin temerrüt riskine karşı korunması amacıyla piyasaya sürülen CDS’ler kredi riski taşımayan yatırımcılar tarafından da alınıp satılabilen enstrümanlara dönüştüğü için bir ülkenin uçuruma yuvarlanması tahvil sahiplerini üzerken, CDS sahipleri açısından büyük kâr olanakları yaratabiliyor. İddialara göre, toplam değeri 1 milyar doları bulduğu tahmin edilen Arjantin CDS’lerinin önemli bir bölümü yine bu fonların elinde bulunuyor. Kısacası, bu noktadan sonra Arjantin borcunu ödese de ödemese de “akbabalar” kazanıyor. Arjantin Hükümeti de işte bu nedenle akbaba fonların ülkeyi planlı bir şekilde iflasa sürüklediklerini vurguluyor.
Görüldüğü gibi Arjantin’in temerrüdü, mevcut piyasa koşullarındaki gelişmelerden kaynaklanmadığı için Türkiye için kısa vadede önemli bir tehlike arz etmiyor. Ama hiç kuşku yok ki, sıcak parayla fonlanan ekonomilerde milyonların kaderinin akbabalara terk edildiğini göstermesi açısından oldukça çarpıcı bir örnek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...