25 Temmuz 2014 01:40

#demirtaşçünkü

 #demirtaşçünkü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Artık taşlar yerine oturup saflar ve söylemler netleşmeye başladığına göre biz de safımızı belirleyebilir dahası bunu deklare edebiliriz. Gerçi bizi tanıyanlar yerimizi yurdumuzu iyi bilirler, hiçbir partinin kulu kölesi olmadığımız gibi öyle rüzgara göre yön belirleyenler türünden de değiliz.
Alevi hassasiyetiyle siyasi meselelere bakan birisi olarak başından beri HDK-HDP projesinin Alevilerin hayrına bir proje olduğunu savunan birisiyim. Alevilerin bağımsız bir siyasi duruş sergilemesi gerektiğini ve diğer toplumsal yapılarla ittifak içerisinde Türkiye’nin demok-ratikleşmesi için mücadele vermesi gerektiğini savunan birisiyim. Alevileri herhangi bir siyasi yapının ve partinin, ideolojinin esiri olmaması gerektiğini kendi dünya görüşüne ve değer yargılarına bağımsız duruşuyla ittifaklar içerisinde olması gerektiğini savunan birisiyim.
Bu nedenlerden dolayı da Alevilerin yerinin ‘Biz etnik ve inançsal siyaset yapmıyoruz, bize etnik kimliğiniz veya inançsal kimliğinizle gelmeyin’ deyip daha baştan bize kapılarını kapatan siyasi partilerin sadece ‘Laiklik’ (o da çakmasından) vurgusuyla (Şükür onu da ağızlarına aldıkları yok artık) Alevilerin dertlerine derman olamayacağını söyleyen birisiyim.
Aleviler açısından cumhurbaşkanı adaylarından değerlendirmeye alınacak iki aday vardır. Bunlardan Ekmeleddin İhsanoğlu; içerisinde Büyük Birik Partisi, Büyük Türkiye Partisi gibi muhafazakar yönü ağır basan milliyetçi partiler ile birlikte Milliyetçi Hareket Partisi gibi Milliyetçilik üzerinden siyaset yapan bir partinin adayıdır. Ekmeleddin beyi desteklediğini deklare eden dokuz partinin siyasi pratiklerine baktığınız zaman bir “milliyetçi muhafazakar cephe” oluşturulduğunu rahatlıkla görebilmekteyiz. Bu cephenin varlığı bile Aleviler açısından başlı başına sorundur. Bu ülkede ve dünyanın her yerinde Alevilerin başına hangi felaket gelmişse bu milliyetçi muhafazakar cephelerden, onların zihniyetlerinden gelmiştir.
Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden milliyetçi muhafazakar bir cepheye savrulmak uzun vadede Alevilerin hayrına olmadığı gibi Alevileri ve Aleviliği tehdit edeceğini de ülkemizde yaşanan olayların pratiklerinden görebilmekteyiz.

Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden tavır sergileyen Aleviler ne yapmalı;
Bu seçimlerde “Tayyip Erdoğan lehine oy bölme” diye bir şey yok, bu seçimde oy bölenler sandığa gitmeyenler olacaktır. (Kaldı ki onların da böyle bir siyasi hakları, tercihleri vardır) Bu seçimde önemli olan sandığa gidip Tayyip Erdoğan karşısında yer alan bir adaya oy vermektir.

Bu durumda iki adayı teraziye koymak ve Aleviler açısından değerlendirmek gerekir. “Cemevleri Alevilerin ibadethanesidir , “Zorunlu Din Dersleri kaldırılmalıdır” , “Diyanet İşleri başkanlığı kaldırılmalıdır, biz bunu yeni Anayasaya öneren tek partiyiz ”, “Devletin hiçbir dine, inanca müdahale yetkisi olamaz, din ve inançlar sivil hayatın işidir”, “Aleviler üzerinde yürütülen her türlü asimilasyona son verilmelidir” , “ Devletin ve başka kesimlerin Alevilere bir tanım dayatma hakkı yoktur” , “Alevilerden alınan vergilerin camilere harcanması Anayasal suçtur”, “Devlet Alevilerden özür dilemeli ve Alevi katliamları ile yüzleşmelidir” , “Aleviler Alevi kimliği ile siyaset yapıp TBMM de yar alabilmeliler partimiz bunun zeminidir”, “Laikçiliğin değil Özgürlükçü Laikliğin savunucu ve teminatı biziz”  diyen, bunları oyalamadan bocalamadan net bir şekilde bir parti politikası olarak savunan, bunları ifade eden pratiğiyle, yaşamıyla, savunduğu ilkeler ve yaptığı siyasetle de bunu gösteren tek aday ise HDP’nin Cumurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’tır.
Bunlar ve buraya sığmayan birçok nedenlerden dolayı benim oyum Selahattin Demirtaş’a diyorum, Hızır yoldaşı olsun.
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...