14 Temmuz 2014 01:19

Ayrı gayrı yok, ortak mücadele var

Ayrı gayrı yok, ortak mücadele var

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele eden, hukuki süreçleri takip edip, sokakta sözünü söyleyen, yeni yasal düzenlemeler söz konusu olduğunda takibini yapan ve kadın hareketi adına müdahalede bulunan kadın örgütlenmeleri yıllardır var.
90’lar, kadın hareketinin kadına yönelik şiddeti görünür hale getirmeye başladığı ve şiddetin farklı boyutlarını tartışmaya açtığı yıllar oldu. 2000’ler, şiddetin politik bir sorun olduğunun altının çizildiği, ortak mücadele platformlarının kurulduğu, kadın cinayetlerini neredeyse teşvik eden yasal düzenlemeleri hedefine alan, farklı örgütlenmelerden kadınların içinde yer aldığı Kadına Yönelik Şiddete Karşı Platform, Türk Ceza Kanunu Kadın Platformu gibi mücadele deneyimlerinin yaşandığı yıllardı. Ayrıca, pek çok ilde kadın örgütlerinin, derneklerin, siyasi partilerden ve emek-meslek örgütlerinden kadınların yer aldığı, ortak hareket eden, yerel kadın gündemini oluşturan, güçlü ve aynı zamanda kadınların birbirinden çok şey öğrendiği yerel örgütlenme deneyimleri oldu. Bu yerel platformlar, kadın hareketinin farklı bileşenlerinin ortak hareket etme hukukuna riayet edip etmemesi, politik farklılıkların yapıcı tartışmalara mı yoksa ayrışmalara mı yol açtığı gibi belirleyici nedenlerle kimi yerde güçlü, kimi yerde ise sadece 8 Martlarda, 25 Kasımlarda bir araya gelebilen bir nitelik gösterdi.
Bu nedenlerle açığa çıkan olumsuz deneyimler, 2010 yılından bu zamana ayrışmanın ve ayrı örgütlenmelerin kurulmasının da zemini oldu. Kadın cinayetleri çok yakıcı bir sorun olarak topyekûn mücadele etmemiz gereken bir noktaya gelmişken politik farklılıkların ve kimi olumsuz deneyimlerin tetiklediği bir “herkesin kendi kampanyası” süreci yaşandı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, İstanbul Feminist Kolektif’in Kadın Cinayetlerine İsyandayız kampanyası ya da irili ufaklı başka tekil kampanyalar ortaya çıktı. Sonuçta herkes bu konuda kendi sözünü kendi istediği biçimde, çok da tartışmalı süreçlerden geçmeden, nasıl istiyorsa öyle söyleyebilir oldu mu, oldu. Ama işte, ayrı gayrı oldu. Aslolarak kadının kurtuluşu sorununa yaklaşımdaki politik farklılıklardan kaynaklı bu ayrışma, kadın hareketinin birbirinden öğrenmeye ve anlamaya dayalı ortak hareket etme hukukunu ve demokratik yapısını zedeledi. Söz bölünmüş, eylem gücü zayıflamış, bu yakıcı sorun karşısında kadın hareketinin demokratik muhataplığı da güç kaybetmiş oldu. Hele de AKP iktidarı gibi gücünü, ayrımcı ve kutuplaştırıcı siyaset tarzından alan, her alanda kendi sözünü söyleteceği örgütlenmeler kuran, kadın düşmanı bir iktidar varken bu, bir adım geriye çekilmek anlamına geldi.
Sonuçta “aman sakın kimse kendi çalışmasını yapmasın, soruna ilişkin kendi sözünü söylemesin” diyemez kimse. Lakin, bu farklı güç biriktirmelerin ortak bir mecrada buluşmasına imkân tanımak bugünün en acil gereksinimlerinden biri. Nitekim kürtajı yasaklama tartışmalarının tavan yaptığı süreçte Kürtaj Haktır Platformu’nun kurulması birlikte hareket edildiğinde elde edilen başarının bir göstergesi oldu.
Şimdi kadınlar kadın cinayetlerine karşı acil eylem birliği oluşturmak üzere yeniden yola çıktı. Geçen Perşembe seslerini duyurmak için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’nü “basan” kadınlar, Meclisin, kadın ve trans cinayetleri gündemi ile olağanüstü toplanmasını ve kadın örgütlerinin belirlediği cinayetleri önleyebilecek temel şartlar doğrultusunda acil bir eylem planı oluşturmasını talep ediyorlar.
Bu gerçekleşene kadar da sokakları boş bırakmayacaklar. 20 Temmuz’da büyük bir eylem hazırlığı var. Bu süreç,  sadece kadın cinayetlerine karşı öfkeyi ve “artık yeter” çığlığını sokağa çıkarmak için değil, aynı zamanda kadın hareketi bileşenlerinin bir arada hareket edebilme potansiyelini ortaya koyabilmesi için de bir eşik niteliğinde.
Tam da bu yüzden, her ilde, sözü olan, bu sözü birleştirmek isteyen, bunun çok önemli kazanımlar doğuracağını düşünen kadınlarla, örgütlerle buluşma çağrısı yapmak çok önemli. Ayrı gayrı yok; kadın düşmanlığına karşı ortak mücadele eden demokratik bir kadın hareketi var!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...