12 Temmuz 2014 00:38

Kobanê direnişi ve Gazze katliamı

Kobanê direnişi ve Gazze katliamı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bölgenin iki mazlum halkı Kürtler ve Filistinliler, bir kez daha emperyalist planların ve bölgenin ırkçı, gerici ve halk düşmanı yönetim ve maşa örgütlerinin saldırısı altındadır.
On yıllardır katliamlarla, baskı ve şiddete maruz kalan Filistin halkı, bir kez daha İsrail devletinin vahşi saldırılarıyla karşı karşıya. Gazze yeniden İsrail saldırılarının hedefi haline geldi. İsrail silahlı güçleri bir kez daha Gazze’yi topa tuttu. Operasyonlar ve hava saldırıları sürüyor.
Kayıp 3 İsrailli gencin El Halil’de ölü bulunmasından sonra, bu katliamı gerekçe ederek kitlesel katliamlar için taarruza geçen İsrail yönetimi, intikam naralarıyla hava kuvvetlerini ve silahlı güçlerini harekete geçirdi. İsrail, nokta atışları yaparak, hedef gözeterek katliamlar gerçekleştiriyor.
Emperyalist güçlerin ve onların ileri karakolu durumundaki İsrail devleti, Ortadoğu’daki yeni gelişmeler karşısında kendisini yeniden hissettirmek ve yeni dönemin aktörlerinden birisi olduğunu göstermek için, suyun yukarısında bulunan kurdun aşağıdaki kuzuya “suyumu kirletiyorsun, seni yiyeceğim” demesi misali bahane arıyor. İsrail devleti, 3 İsrailli gencin öldürülmesini gerekçe yaparak yeniden Filistin halkına karşı saldırıya geçmiş bulunuyor.
Hafta başından bu yana Gazze şeridine karadan ve havadan yapılan saldırılarda, çocuklar ve kadınlar dahil olmak üzere 80’i aşkın Filistin’linin katledildiği belirtiliyor.
İşgal edilmiş topraklarına yeniden kavuşmak özlemiyle yaşayan ve on yıllardır direnen Filistin halkına yönelik yeniden başlayan son saldırılar, Ortadoğu’daki yeni gelişmelerden bağımsız değil. BM’nin her iki tarafa da aynı düzeyde mesaj vermesi, ABD, diğer emperyalistlerin ve onların bölgedeki işbirlikçi Arap yönetimlerinin sessizliği, bir bölümünün ise İsrail’i kınamak ve saldırılara son vermesini istemek yerine, HAMAS’ı suçlaması da bunu gösteriyor.
Emperyalist güçler ve İsrail, yeni bir pozisyon için antrenmana çıkmış ve provokasyon peşindedir. Ve İsrail yönetimi, emperyalist güçlerin ileri karakolu ve kadim bir işbirlikçisi olarak yeni gelişmeler karşısında rolünü oynamaya hazır olduğunu göstermek istemektedir.
Ancak görünen o ki, bu yeni saldırı ve gelişmeler bir süre önce ortak hükümet kurmak üzere bir protokol imzalayan ve bazı pratik gelişmeler kaydeden FKÖ ve HAMAS için hızla tutan aşı işlevi görebilir ve aralarındaki sorunları bir kenara bırakarak daha güçlü bir direniş örgütlemelerine olanak yaratabirlir.
***
Ortadoğu’daki diğer önemli bir gelişme ise daha önce püskürtülmüş olan IŞİD çetelerinin devrimin ikinci yılında Rojava’ya karşı yeniden başlattıkları saldırdır. Rojava halkı ise eşine az rastlanır bir direniş sergilemektedir.
21 Temmuz tarihinde yine bu köşede, ‘Rojava devrimiyle dayanışma’ başlığı altında yaptığımız değerlendirmede; “Rojava devriminin, emperyalist planları bozarak ilerlemesi ve emperyalist bölge dizaynına uyumlu biçimde gelişmiyor olması, sömürü şiddet ve baskıyla beslenen, statükocu tüm güçleri rahatsız ediyor. (...)  Emek, barış ve özgürlük isteyen Türkiye halkları ve tüm bölge demokratik güçlerinin kalbi Rojava devrimiyle atmaktadır. Ancak daha somut ve kalıcı adımlara her gün daha çok ihtiyaç duyulan bir sürece giriyoruz” demişiz.
Irak ve Suriye başta olmak üzere, tüm bölgede İslam Devleti kurmak iddiasıyla ortaya çıkan adeta sihirli bir el tarafından önündeki tüm engeller kaldırılarak ilerlemesine ve tahakküm kurmasına oalanak yaratılan IŞİD çetelerinin Rojava’ya saldırıya geçmesi de hesaplı ve planlı bir gelişmedir.
Ancak gerici, halk düşmanı IŞİD çeteleri, Kobanê’de sert bir direnişle karşı karşıya kaldı.
IŞİD’in tank ve Irak ordusundan alıkoyduğu ağır silahlarla saldırdığı, çocuk kadın demeden katliamlar gerçekleştirerek hakimiyet kurmaya çalıştığı tüm alanlarda kahramanca bir direnişle karşılaştığı ve sökülüp atıldığı görülüyor.
Görüntüler ve gelişmeler İkinci Dünya savaşı döneminde Hitler faşizmi ve onların yerli işbirlikçilerine karşı dalga dalga yayılan partizan savaşlarını, halk direnişlerini, savunma hareketlerini hatırlatıyor. Kürt halkının yer yer ‘Stalingrat savunması’ benzetmesi yaparak IŞİD’e karşı sürdürdüğü savunma, her geçen gün yeni güçlerle tahkim oluyor. YPG ve YPJ safları yeni gençlerle güçleniyor. Halk direnişi büyüyor.
Ancak IŞİD’e karşı mücadele ve direniş tüm insanlığın, tüm bölge halklarının sorunudur. Dolayısıyla IŞİD’e karşı Kobanê’de süren direniş, izlemekten, açıklama ve mesajlar iletmekten öte bir desteği hak etmektedir. Bu gün İsrail’e ve IŞİD’e karşı tutum ve direniş tüm bölge halklarına ve devrimci güçlere tarihi bir sorumluluk yüklemektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...