11 Temmuz 2014 00:47

Erdoğanizme doğru mu?

Erdoğanizme doğru mu?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hükümet yanlısından “muhalif” olanına kadar büyük diye nitelenen basın yayın organlarının yaydığı genel havaya bakıldığında görülen şudur: Sanki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucu önceden bellidir ve Erdoğan ilk turda Çankaya’ya çıkacaktır! Hükümet yanlısı basın ve yayının zaten görevi bu ve onlar işaret edilen yönde güçlü bir rüzgar estirmeye çalışıyorlar. İlginci “muhalif” büyük burjuva kesimler açısından önem taşıyan Doğan medyası da bu durumu kabullenmiş görünüyor. O cenahta muhalefet görevi tek tek yazarlara, programcılara verilmiş gibi! Başbakan konuşmaya başlayınca büyüklerin hepsi birden hemen canlı yayına başlıyor. Bu durum nasıl izah edilebilir?
Bu durum belki şöyle izah edilebilir: İşbirlikçi büyük burjuvazi genel olarak AKP Hükümeti döneminde daha fazla palazlanmış ve güçlenmiştir. Hükümetle aralarında bazı pürüzler olmakla birlikte, hükümet sermayenin genel isteklerini ve çıkarlarını temel alan bir ekonomi politikası yürütmüştür. Üstelik bu ekonomi politikaları, büyük patron ABD’nin ve uluslararası mali kurumların istediği ve dayattığı yönde gelişmiştir. Özellikle bölge politikasında ABD ile ortaya çıkan bazı pürüzler ise şimdilik büyük gürültü çıkartmayı gerektirmemektedir ve esasa ilişkin değildir.
Açıkçası ortada istikrar içinde sermayesini büyüten, işçi ve emekçi halkın mücadelesine karşı, işbirlikçi büyük sermaye adına devleti yöneten hükümetin politikalarını destekleyen bir egemen sınıf bulunmaktadır. İşte bu egemen sınıf bugün Ortadoğu’nun, Türkiye’ye sınır ülkelerin içerisinde bulunduğu ve daha da derinleşme yönünde ilerleyen yaygın kargaşayı görmekte, güçlü, daha fazla merkezileşmiş, çabuk kararlar alabilen bir devlet yapısıyla bölgedeki bu kaosun kendisine yeni fırsatlar sunabileceğinin rüyalarını görmektedir.
Bunun bir anlamı işbirlikçi büyük burjuvazinin başbakanlıktan devletin başı olamaya doğru terfi etmiş Erdoğanizm bayrağı altında hareket etmeye kendisini alıştırmaya başlamasıdır. Bu süreçte büyük burjuvazinin sözde muhalif kesimlerinde kamuoyuna yönelik bazı fısıldamaların olması, öte yandan gizli kulislerde farklı pazarlıklar yapılması ve işlerin kotarılması doğal gibi görünmektedir. İşbirlikçi büyük burjuvazi içeride bastırılmış işçi ve halk hareketinin, ülkede ve bölgede daha büyük vurgunların, tatlı karların “büyümenin” hayalini kurmaktadır.
Ama bu yol hayli çetrefil ve tüm hesapların sadece ters çıkabileceği değil, ülkeye fatura çıkarılabilecek bir yoldur. Sıfır sorun, Suriye ve Mısır politikaları vb. de bu açıkça görüldü. Hükümet çöken bu politikaların yerine şimdi en az onun kadar tehlikeli politikalar ikame etmeye çalışıyor ve büyük sermayenin tüm kanatlarını da bu gerici politikaya kazanmaya çalışıyor. Vurgulamak gerekir ki bu Erdoğanizm politikaları sadece dışta değil, içte de tüm bu hesapları bozacak ciddi gelişmelere gebedir.
Erdoğanizmin hesapları hükümetin ve partinin istenildiği gibi dizayn edilebileceği üzerine kurulmuştur. Bir sonraki adım; ilk seçimlerden zaferle çıkmak, anayasal pürüzleri gidermek üzerinedir. Ortada ilk Türk göçebe topluluklarının geleneğinin adeta bugünkü politikalara yansıması olan, kervanın yolda düzülmesi gibi bir yaklaşım vardır. Ama yakın tarihte bir Akbulut örneği var ve şimdiden örtülemeyen çelişkileri ile AKP içerisindeki güç ilişkileri ciddi sorunlar ortaya çıkarabilir.
Elbette diğer bir temel sorun işçi ve emekçi halkın tabandan yükselen mücadelesinin gelişip güçleniyor olmasıdır. Halk hareketinin güçlenmesi sadece halkın birleşik muhalefetini geliştirmeyecek, aynı zamanda karşı cephedeki tüm çelişki ve anlaşmazlıkları da derinleştirecektir. Böyle bir gelişme karşısında Erdoğanizm bayrağı sallayanların bir bölümünün “atma recep” kampını oluşturması sürpriz olmayacaktır. Bu durum tüm politik hesapları altüst edecek gelişmelere kapıyı aralayacaktır.
Bitirirken şunlar söylenebilir ki, Samsun ve Erzurum sembolleriyle “yeniden kuruluş” iddiaları ortaya koymaya çalışan Erdoğanizm Kemalizme, Atatürkçülüğe değil, maceracılığı ve öngörüsüzlüğü tescillenmiş Enver Paşa politikalarına doğru gelişmektedir. Oysa ülkenin ve bölge halklarının özlemi ve istediği bu geniş coğrafyada dinlerin, mezheplerin, etnik gurupların ve ulusların demokrasi temelinde dostluk ve kardeşlik içerisinde yaşamasıdır. Erdoğanizm ise açıkça görüldüğü gibi izlediği gerici politika ile mezhepleri, halkları birbirine kırdırma ve onlar üzerinden vurgun yapma üzerine hesaplar yapmaktadır. Ancak evdeki hesabın çarşıya uymayacağını gösteren belirtilerde çoğalmaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...