04 Temmuz 2014 07:21

Yurt dışında verilecek oyların sayımı şimdiden şaibeli

Yurt dışında verilecek oyların sayımı şimdiden şaibeli

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Alman basınında Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda yer alan haberlerde dikkat çekici başlıklardan birini, muhafazakar çizgideki Die Welt gazetesi attı: “Erdoğan bir İslamcı Atatürk olmak istiyor.”
Daha önce gazetenin İstanbul muhabirliğini de yapan Boris Kalnoky tarafından kaleme alınan yazıda, Erdoğan’ın kendisi gibi düşünmeyenleri kendisinden saymadığı belirtildikten sonra, “Kim ki Erdoğan ve Allah’tan yana değilse o Türk sayılmıyor” denildi. Başlıktaki Atatürk benzetmesi asıl olarak ülkenin başında bulunduğu süreden yola çıkılarak yapıldı. Eğer her şey planlandığı gibi giderse, 12 yıldır başbakanlık görevinde bulunan Erdoğan, önümüzdeki beş-on yıl daha, çok büyük bir toplumsal hareket, skandal ortaya çıkmazsa, Türkiye Cumhuriyeti’nin başında olmaya devam edecek.
Bu da Türkiye’nin son çeyrek yüzyılına denk geliyor ki, bunu Atatürk’ten sonra başarabilen başka bir politikacı yok.
Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığı elbette sıradan bir hamle değil. “Bütün gücün toplandığı adam” (Der Spiegel) olma derdinde.
Bütün gücün tek adamda toplanması, pek çok yorumcunun da dikkat çektiği gibi Türkiye için riskli bir süreci beraberinde getiriyor. Zaten uzunca bir süredir Avrupa’da oluşan “otoriter lider” algısı daha fazla perçinlenecek.
Ama gelin görün ki, Erdoğan ve partisi bu otoriter sistem için Avrupa’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oylarını da kullanmak istiyor.
Cumhurbaşkanlığı için yapılan ince hesaplarda başta Almanya olmak üzere dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan 2.6 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da oy kullandırılacak.
Daha önce sadece gümrük kapılarında kullanılabilen oylar, ilk kez yaşanılan ülkelerde kullanılacak. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye’deki bütün seçmenlerin yüzde 5’ine denk gelen yurtdışındaki seçmenlerin, sonuca küçük de olsa bir etkide bulunması bekleniyor. Bu oyların yaklaşık 1.5 milyonu Almanya’da.
Özellikle adaylar arasında başa baş bir yarışın olması durumunda, Erdoğan’ın yurtdışında kullanılacak oylarla bir adım öne geçmesi kuvvetle muhtemel.
Bu nedenle, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı kampanyasını asıl olarak 24 Mayıs’ta Köln’de kapalı salon toplantısıyla başlatması tesadüf değil. Daha önce gümrük kapılarında kullanılan oylara bakıldığında, AKP burada Türkiye ortalamasından yüzde 10 daha fazla oy aldığı görülüyor.
Yani; Erdoğan ve AKP’nin oy oranı yurtdışındaki seçmenler arasında çok daha yüksek görünüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı sonucun çıkıp çıkmayacağını şimdiden kestirmek zor olsa da,  Erdoğan’ın diğer adaylara fark atacağını söylemek mümkün.
Bunda, devletin yıllardan beri Diyanet üzerinden dini ve milli duyguları diri tutarak, bu temelde güçlü örgütlenmeler kurması, Türkiye kökenli göçmenleri içe kapatarak, yaşadığı topluma uyum sağlamasının önüne geçmek için harcadığı büyük gayretlerin önemli bir rolü bulunuyor.
Diğer önemli bir faktörü ise, “muhafazakar” görüşte olanların çoğu, tek başına, yaşadığı ülkenin vatandaşlığına geçmeyi “anavatanla bağları koparma”, “Türklükten çıkma” olarak gördüğü için Türk vatandaşı olarak kalmaya devam etti. Muhafazakar olmayanların önemli bir bölümü ise doğal ve haklı olarak yaşadığı ülkenin vatandaşlığına geçerek, yurttaşlık bağlamından Türkiye ile bağlarını kopardı. Bu nedenle oy kullanma hakları yok.
Yurtdışı açısından bir diğer önemli konu ise oyların nerelerde kullanılacağı, nasıl sayılacağı...
Gümrük kapılarında ilk tur için 26 Temmuz - 10 Ağustos, ikinci tur için 17 – 24 Ağustos tarihleri için oy kullanılacak. Yaşanılan ülkelerde ise ilk tur için 31 Temmuz – 3 Ağustos, ikinci tur için 17-20 Ağustos tarihleri arasında oy verilebilecek.
Örneğin; Almanya’da oy kullanma işlemi 7 ayrı kentte, fuar-sergi salonlarında kurulacak sandıklarda, randevuyla oy kullanılacak.
Oy verme, düzenleme, tasnif işlemleri bütünüyle büyükelçilik ve konsolosluklar tarafından yürütülüyor. Başka bir deyişle, Türkiye’de “bağımsız” bir kurum olan YSK, seçimlerden sorumluyken, yurtdışında mevcut hükümetin bir parçası olan Dışişleri Bakanlığı üzerinden seçim işleri sürdürülüyor. Bu durumun kendisi bile şimdiden yurtdışından verilecek oyları şaibeli hale getirmiş, Anayasaya aykırı bir durum oluşturmuştur.
Diğer önemli bir durum da oyların sayımıyla ilgili. Düzenlemeye göre yurtdışında kullanılacak oylar açılmadan Türkiye’ye götürülecek, orada sayılacak. Her ne kadar üç sandık görevlisinde bulunan anahtarlar yan yana getirilmeden sandıkların açılmayacağı ileri sürülse de, bu sistemi bulanın bunu açmasını da bildiği şüphe götürmez. Zira, Anayasa’da öngörülen her seçmenin oy kullandığı sandıktaki oyların sayımına tanıklık etme de mümkün değil
Bu bakımdan, oy sayımının kendisi şimdiden tartışmalı, şaibeli ve mevcut seçim yasalarına aykırı görünmektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...