29 Haziran 2014 00:13

Van Gaal, Herrera, Pinto...

Van Gaal, Herrera, Pinto...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şu ana kadar Dünya Kupası’nın öne çıkan 2 teknik direktörü kim” diye sorsak, Louis Van Gaal ve Miguel Herrera’nın isimleri(Üçüncü isme de yazının 2. bölümünde değineceğiz) başta gelir. 2010 Dünya Kupası’nın finalisti ancak 2012 Avrupa Kupası’nın hayal kırıklığı olarak 2014’e gelen Hollanda’da Van Gaal turnuva öncesi radikal bir değişiklik yaparak “5-3-2 oynayacağız” dedi. Herkes bunun İspanya maçına yönelik defansif bir önlem olduğunu düşünüyordu ancak Van Gaal’in oyunun her iki yönünü de hesaba kattığı kısa sürede anlaşıldı. Savunmada ekstra bir oyuncuyla, oyunun 2. bölgesindeki pres gücünü artıran Van Gaal, stoperler Bruno Martins Indi ve Stefan de Vrij’in dahi Iniesta ve David Silva’yı orta sahaya kadar prese boğduğu bir düzende önemli riskler de alarak oynadı ve nihayetinde 5-1’lik tarihi bir zafere imza attı. Van Gaal, Avustralya maçında, stoper fazlasının hücumda yarattığı dezavantajı görünce yeniden 4’lüye döndü. Böylece iki sistem arasında, oyunun gidişatına göre farklı tercihler belirleyebileceğini gösterdi. Değişmeyen tek ve en önemli şey orta sahadaki pres gücü. Bu anlamda, turnuvanın en korkutucu santrfor ikilisi Robin van Persie ve Arjen Robben’in arkasında oynayan Wesley Sneijder’in bekleneni vermekte zorlanan isimlerden biri olduğunu söylemek mümkün. Sneijder, aynı anda hem savunma hem de hücumda aynı konsantrasyonla verim vermekte zorlanıyor. Neyse ki onun arkasında bekleyen Leroy Fer(24), Memphis Depay(20) gibi gençler de katkı vermeye hazır durumda. Şili karşısında galibiyeti getiren golleri de onlar kaydetti. Hollanda, ilk turda 3’te 3 yapan 4 takımdan(Kolombiya, Arjantin, Belçika) biri oldu. Zorlu bir gruptan da geldiği düşünülürse önemli bir başarı ancak zaman zaman yaşadıkları tıkanıklıklar(Avustralya ve Şili maçındaki gibi) nereye kadar ilerleyebilecekleri konusunda soru işaretleri yaratıyor. Yine de kalabalık savunma, pres ve harika forvetler her maçı kazandırabilecek önemli bir formül demek.

VIVA HERRERA!

Gelelim Meksika’ya... Turnuvanın en renkli ismi kuşkusuz Miguel Herrera. Ekim 2013’te takımı korkunç bir kriz ortamında devralan Herrera, göreve son 1 aydaki 4. teknik direktör olarak gelmişti. Duygularını saklamayan renkli kişiliği ve sosyal medyayı kullanmadaki maharetiyle tanınan Herrera, kısa sürede sevilen ve saygı duyulan bir figür olarak milli takımda çokça aranan takımdaşlık duygusunu inşa etti.
Hollanda’dan çok daha köklü bir 5-3-2 geleneği bulunan takımın savunmadaki lideri 4. Dünya Kupası’nı yaşayan Rafael Marquez. Herrera’nın yeniden kadroya aldığı Kaleci Guillermo Ochoa ilk turun yıldızları arasına adını yazdırdı. Orta sahada Hector Herrera, kanatlarda Miguel Layun ve Paul Aguilar, hücumda ise Oribe Peralta, Gio dos Santos ve sonradan oyuna girmelerin ustası Javi Hernandez Meksika’nın başarısında önemli rol oynadı. Brezilya’da 50 bin Meksikalı’nın desteğiyle oynayan Herrera’nın öğrencileri, son 5 turnuvada da 2. tura yükselmeyi başardı ancak ötesine geçemedi. Çeyrek final gördükleri turnuvalar ise 1970 ve 1986... Bunlar aynı zamanda kendi evlerinde oynadıkları turnuvalardı. Eh, 50 bin Meksikalı ile Brezilya’da da hiç de yabancılık çekmiyorlar. Van Gaal’den 4’lüye geçmesini bekliyorum. Öyle yaparsa daha güzel bir maç bizi bekliyor.

MOURINHO’YU UTANDIRDI

Turnuva öncesi D Grubu’ndan Kosta Rika’nın lider çıkacağını tahmin etmek, Luis Suarez’in birini ısıracağını tahmin etmek kadar zordu! Ancak Jorge Luis Pinto’nun yönetimindeki Orta Amerika ülkesi herkesi şaşırttı. Futbolseverlerin ters köşeye yatma mesaisi Uruguay maçıyla başladı. Pinto’nun 4-5-1’i kalede Keylor Navas gibi turnuvanın en iyilerinden birine sahip olmanın öz güveniyle sahayı hem çok iyi parselledi hem de hücuma etkili çıktı. Uruguay’ı 3-1, İtalya’yı 1-0 yendiler. İngiltere’ye de yenilmediler.
Başta “O bir kere olur” diyerek, kendisini örnek alan Jorge Luis Pinto’yu küçümseyen Jose Mourinho olmak üzere herkesi utandırdılar. Futbolda büyük lokma yiyeceksin büyük konuşmayacaksın adın Jose Mourinho olsa bile. Bakalım bugün, ilk 2 maçtaki sıkıcı, son maçtaki iyi futboluyla dikkat çeken Yunanistan’a karşı ne yapacaklar...
Hollanda-Meksika maçı 19.00’da, Kosta Rika-Yunanistan maçı ise 23.00’da başlayacak. İyi seyirler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...