Saldırı, bağımlı siyaset yöntemidir
Fotoğraf: Envato
İktidar partisi mevkiindeki bir siyasal iradenin, hele de, bazı kuşkulara rağmen, seçmen oylarının yarısına yakın bölümünü almış olduğu durumda sergilediği görüntünün daha güçlü ve kendisine güvenli hissettiği şeklinde olması gerekirken, AKP’nin izlediği politika bunun tersini göstermektedir. Her durumda muhalefet cephesindeki partilere ölçüsüz ve saygısız çatma stratejisi, kendisini şahin hissedenlerin içindeki güvercin çırpınışını çağrıştırmaktadır. Bu durum, lider olma arzusunu yanarcasına arzulayan bir fani davranışı olarak psikolojik boyutta değil, sosyoekonomik politik tabana dayanılarak açıklanabilir.
AKP’nin iddiası olağan bir siyasi parti olmayıp, bir “dava hareketi” olduğudur. Bu politika iki açıdan fevkalade tehlikelidir. Birincisi, davanın ne olduğu seçim bildirgesi ve/veya propagandalarında açık seçik ortaya koyulmadan böyle bir misyona soyunmak, seçimlere gidilirken tabana yanlış ya da eksik bilgi verildiği anlamına gelir. Her dava halkla yürütülür ve ancak halka verilen doğru bilgiye dayalı oylar meşrudur. İkincisi ise, mevcut anayasa ile iktidara gelmiş ve bu anayasaya göre yemin etmiş iktidarın davalarını de facto gerçekleştirme yoluna girmeleri yasal ve siyasal ciddi yanlışlıktır. Başta eğitimi laiklik ilkesinden uzaklaştırmakla; vatandaşa yaraşır sosyal devlet ilkesini, bireyleri kullaştıran sadaka sistemine dönüştürmekle; ulus adına yargı erkini lider hizmetinde karar bağımlılığına zorlamakla; kuvvetler ayrılığı ilkesini “kuvvetler ahengi”(!) görüntüsünde işlevsizleştirmekle; ve, çok tehlikeli olarak, halkları ayrıştırmakla anayasanın temel dayanakları fiilen değiştirilmiş bulunmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, AKP gerçekten yeni bir anayasa yapmak istiyor, ancak halkı kucaklayan değil, emperyalin davasını kotaracak bir anayasa, eğer göze alınabilirse!
Bu süreci soyut ve teorik düzeyde çözümleme deneyimi bizi şöyle bir yola sokar. Açıklamanın sosyoekonomi politik açıdan yapılması uygundur. Yürüyüşün sadaka uygulaması ve laikliği ihlal boyutu, emperyalizm rayında yürüyüşü yağlayacak sosyal taban ile ilgili görülmelidir. Hedefe ulaşmanın politik boyutu ise dış dünya ile, yani emperyalizm ile ilgilidir. Küreselleşen dünyada ekonomik olarak çözülen ulus devletler, politik ve yönetsel olarak dünya eyalet federasyonunun bir eyaleti, devlet başkanı ise eyalet valisi mesabesindedir. Eyaletler, tali işlerde teşri otonomiyi haiz olmakla beraber, önemli ve uluslararası ilişki ve işlemlerde federe yapıya bağlıdır ve oradan gelen direktifleri açık veya örtülü uygulamak durumundadır. Hal böyle olunca da ülke görünümündeki eyalet devletlerde, bu işin pek farkında olmayan halk yığınları özgürlük teraneleri ile oyalanırken, bir başkan ve “kurşun asker” misali yönetim kadrosu yeterli olduğu gibi, gerekli olan kadro da budur.
Türkiye, 1950’lerden beri sürdürülen emperyalizme entegre olma sürecinin son dönemde ulaşmış olduğu olgunlaşma aşamasında çözülme ile karşı karşıyadır. Bu çözülme, emekçi ve yoksul halktan başlayarak, zamanla merkeze, bugün güçlü algılanan dokuya kadar, daralan çember şeklinde tamamlama yolundadır. Süreç fevkalade etkin çalışırken, bu aşamaya ulaşan ve siyasal aktörünü de iktidara taşıyan dokunun tek derdi, netleşen nesiller üzerinde iş birlikçilerden hangisinin hakimiyetinin devam edeceği meselesidir. Emperyalizmin de karar masasında olduğu on yıllık ortaklığın sahtece gizlendiği “paralel devlet” çatışması da, cumhurbaşkanı aday sıkıntısı da aynı odaktan kaynaklanan özdeş sorunların farklı boyutlarıdır.
- Servet vergisi 20 Nisan 2024 05:45
- Bir bayram yazısı 13 Nisan 2024 04:34
- Seçimden ekonomiye 06 Nisan 2024 05:34
- Hükümetin çarpık altyapı algılaması ülkeyi felakete sürüklemektedir 30 Mart 2024 04:50
- Enflasyon olgusuna bir de şöyle baksak 23 Mart 2024 04:45
- Halkın tercihi emperyalistinki ile örtüşürse! 16 Mart 2024 04:51
- Günlerin gerçek anlamları 09 Mart 2024 05:14
- İstanbul’un trafik sorunu ve seçimler 02 Mart 2024 04:40
- 47. iktisatlılar haftası 24 Şubat 2024 04:06
- Akademinin kaybı 17 Şubat 2024 05:55
- Seçim kızıştıkça görüntü hüzün veriyor 10 Şubat 2024 04:45
- Emperyalizmin böl-yönet siyaseti ülkeyi parçalar 03 Şubat 2024 04:53