06 Haziran 2014 00:11

Bunlar tesadüf mü?

Bunlar tesadüf mü?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ülkenin AKP hükümetleri eliyle yönetilmesinin üzerinden 12 yıl geçti. Bu 12 yıl içerisinde emekçi halkın yaşamını doğrudan ilgilendiren, ekonomik ve sosyal boyutları olan, toplumsal yaşamı sarsan olaylar oldu. Kuşkusuz bunların hepsini buraya sığdırmaya olanak bulunmuyor. Ancak zaman zaman oldukça çarpıcı olan bazılarını kısaca aktarmak ve bunlara dikkat çekmek gerekli hale geliyor. Bu gereklilik uyguladığı ekonomik, sosyal ve siyasal politikalar ile hükümetin yol açtığı kötü sonuçların kısa bir bilançosunu görmek açısından önem taşıyor.
İlk dikkati çeken bu hükümet döneminde “iş kazalarında” görülen artıştır. Son olarak Soma madenlerinde 301 işçinin toplu katliama uğratılması bunun son örneği olmuştur. Bu ülke tarihinin en büyük işçi katliamı olarak tarihe geçti. TÜİK verilerinden de yararlanılarak hazırlanan Disk Araştırma Raporu’na göre 2002-2005 yılları arasında kayıtlı “iş kazaları”nda ölen işçi sayısı 898 iken, bu sayı 2006-2012 arasında 3’te 1 oranında artarak 1223’e çıkmıştır. Yine TÜİK verilerine göre aslında “iş kazalarının” sayısı SGK verilerinin 9.5 katıdır! Bu olağanüstü bir rakamdır.
Yine resmi verilere göre AKP Hükümeti döneminde 11 bin 282 işçi, “iş kazalarında” yaşamını yitirmiştir. Burada “iş kazalarının” yüzde 90’ının kayıt dışı olduğunu, her 10 “iş kazasından” birinin SGK kayıtlarına yansıdığını hatırlatmakta yarar var.  Bu rakamlar ve “iş kazalarının” ortaya çıkış nedenleri, bütün bunların kaza değil, cinayet olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İş cinayetlerinin ortaya çıkmasının nedeni sermayenin aşırı kâr hırsı ve alınacak önlemlerin maliyetleri artıracak olmasıdır. AKP Hükümetinin uyguladığı özelleştirme ve taşeronlaştırmaya politikaları sermayeye dikensiz bir gül bahçesi sunmaktadır. Yani iş cinayetlerinin bu kadar artması tesadüf değildir. Büyük sermayenin istekleri bu hükümet tarafından gözü kara bir biçimde uygulanmaktadır.  
Dikkat çekmek istediğimiz ikinci bir nokta kadın cinayetlerindeki artıştır. 2002-2009 arasında kadın cinayetleri bakanlığın resmi verilerine göre yüzde 1400 artmıştır. 2009-14 arasında bu sayı daha da artmıştır. Kadın cinayetlerindeki artışın bir ucu gerici geleneklere, hükümetin uyguladığı dini içerikli politikaların sonuçlarına ve erkeği koruyan yasalara dayanırken, diğer ucu artan yoksullaşma ve yaşam koşullarının zorlaşması ile sosyal dokunun çözülmesine ve çürütülmesine bağlanmaktadır. Keza çocuklara karşı işlenen suçların artışında da benzer etkenlerin devrede olduğu görülmektedir. AKP Hükümetinin uyguladığı ekonomik ve sosyal politikaların, bunların sonucu oluşturduğu genel atmosferin bu feci sonuçların ortaya çıkmasında doğrudan bir rolü bulunmaktadır. Yani kadın cinayetlerinin artması, çocuklara karşı işlenen suçların yaygınlaşması tesadüfi değildir.
Bunlara doğanın tahrip edilmesi ve yağmalanması, kentlerin “kentsel dönüşüm” adına tahrip edilmesi ve yağmalanması, yaygın sendikasızlaştırma ve mevcut sendikaların etkisiz hale getirilmesi, hükümete muhalefet eden çevreler üzerinde estirilen şiddet ve terör, yasaların ve politik sistemin daha da gericileştirilmesi için atılmaya çalışılan adımları da eklemek gerekir. Hükümetin attığı adımların ve uyguladığı politikaların hiç birisi ne tesadüfen ortaya çıkmıştır, ne de sadece dinsel istismara dayanmaktadır. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan bir haber ve fotoğraf bu hükümetin karakterini çok doğru bir biçimde yansıtmaktadır.
Habere göre Başbakan Erdoğan, Ford’un yeni fabrikasının açılışına katılmıştır. Başbakan yapılan yatırımı övüyor ve “Böyle bir yatırım yapıldığında elbette açılışa katılacağını” söylüyor. Bu arada yeni yapılan aracın direksiyonuna Ford Motor Company Başkanı Bill Ford kuruluyor ve Başbakan Erdoğan’da yanında oturuyor! Bu simgesel fotoğraf ülke ekonomisinin uluslararası dev şirketlerin ihtiyaçları temelinde yöneltildiğinin, asıl direksiyonda onların bulunduğunun fotoğraf karelerine yansımış halidir! Mevcut durumu çok gerçekçi bir biçimde sembolize etmektedir!
Ülke, dış ve iç büyük sermayeye, iş birlikçi tekellere peşkeş çekilmektedir. Bir tarafta işçi ve emekçilerin aşırı sömürüsünden kaynaklanan servetler, lüks ve zenginlikler birikirken, diğer tarafta işsizlik, kölelik koşullarında çalışma ve yoksulluk birikmekte, bütün bunların sonuçları olarak aile yapısı tahrip olmakta, toplumsal doku çürümekte, sosyal problemler artmaktadır. Bu tablo içerisinde iş cinayetlerinin yaygınlaşması, kadınlara ve çocuklara yönelik suçların artması, yaygınlaşması elbette tesadüf olamaz.
Hükümet kendi kaderini büyük sermayenin çıkarlarına bağlamıştır, kendisini destekleyip, yağlı ihale ve teşviklerle beslenerek en büyükler arasına katılmış büyük sermaye grupları aracılığı ile eski gruplar arasında yeni çıkar birliğinin düğümlerini sıkı sıkıya atmaya çalışmaktadır. Bütün bunlardan halkın muhalif kesimlerine düşen gaz, TOMA, kurşun olmakta, halen hükümeti destekleyenlere de sabır, dua, dinsel telkin, küçük hediyeler düşmektedir. Ama her kesim işsizlikten, yoksulluktan, aşırı sömürüden, ağırlaşan yaşam ve çalışma koşullarından kendi payına düşeni almaktadır. Tüm bunlara karşın bir şey apaçık ortadadır: İş birlikçi büyük sermayenin AKP Hükümeti eliyle yarattığı cehenneme karşı; demokrasi ve özgürlüklerin kazanılması için mücadelenin zemini giderek daha fazla genişlemektedir. Son dönemlerde Gezi, Soma, Lice’de cisimleşen mücadele birliğinin gelişip güçleneceğinden hiç kuşku duymamak gerekiyor. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...