01 Haziran 2014 00:34

Bilim kurgu gücü

Bilim kurgu gücü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yazar olabilseydim.
Okuru gerçeklikten uzaklaştırırken bir başka gerçekliğin peşi sıra koşuşturtan bilim kurgu güncel tarih romanı yazabilseydim.
Romanın kahramanı ben olmasaydım.
Romanın kahramanı tanımadığım, görmediğim, bilmediğim, en iyisi hiç yaşamamış ve yaşamayacak biri olsaydı.
Romanın okurları sizler olmasaydınız.
Romanın okurları sizlerin okumadığı ya da okuduğunuzda tiksindiğiniz yazarlar olsalardı.
Romanın kahramanı roman icabı sahip olduğu bilim kurgu güçleriyle romanın o sizlerin okumadığınız okurlarını yaşıyoruz diye övündükleri gerçeklikten kopartıp, sanal ama benim olmasını arzuladığım gerçekliğe iti itiverseydi.
Romanın tanımadığım, görmediğim, en iyisi hiç yaşamamış ve yaşamayacak kahramanı  sadece sizlerin okumadığı ya da okuduğunuzda tiksindiğiniz yazarlara telefonda konuşurcasına şöyle sesleniyor olsa:
“Sizleri birazdan görmekten öylesine mutlu olacağım ki… Ne demek gelemiyoruz? Ne diyorsunuz? Toplu taşıma tatil edilmiş, tüm yollar tutulmuş mu? Kahretsin. Özür dilerim, sözüm size değil; kendini her şeyi bilir danışman sananlara. Merak etmeyin, bilim kurgu gücümü kullanıyorum, sular gazlar ve mermiler içinde durdukları aletlerden çıkamıyor, yollar açılıyor.
Tamam. Önümde, arkamda, yanlarımda yüzlerce kendilerini beni korumaya adamış insanlar beni meydana seller gibi taşıyorlar. Önümüzde engel dayanmıyor. Ne demek şimdi bu meydan lanetli? Saçmalamayın, lanetli meydan diye bir şey olmaz. Ne, meydanı ben mi lanetlemişim? Uzatmayın, laneti bilim kurgu gücümle kaldırıyorum. Orada buluşacağız, kol kola gireceksiniz, şarkılar söyleyeceksiniz. Kim diyor sizlerin sadece sıradan yazarlar olduğunuzu, hangi şarkıyı söyleyip hangi yöreye göre tepineceğinizi size kimsenin söylemediğini?
Üzülmeyin, bilim kurgu gücümle sizleri derhal en iyisinden ve en gereklisinden şarkı söyler, dans eder konuma ışınlıyorum. Bakın önümdeki, arkamdaki, yanlarımdaki kendilerini beni korumaya adamış insanlar çoktan şarkı söyleyeceğiniz, dans edeceğiniz yerin etrafına etten kemikten çit oluşturdular. Bilim kurgu gücümü kurguladım, kültürümüzü, geleneğimizi yaşayacaksınız; şarkı söyler, dans ederken dolmuş cepler bir nebze boşalacak, yukarıdan üzerinize paralar yağacak. Uzatmayın, uzatmıyorsunuz biliyorum, sallanmayın gelin sizleri görmekten öylesine mutlu olacağım ki…
Meydanı başkaları mı sahipleniyor? Ben kimseleri göremiyorum. Onların çoktan kaybettirildikleri söylendi bana? Ne? Meydanı sahiplenenler anlı sanlı canlı görünmüyorlar da meydanı ve sokakları, kenti, kentleri ‘ruh’ mu sarmış? Ne ruhu yav? Şimdi siz ruhtan mı çekiniyorsunuz?
Yazıklar olsun size. Hemen bilim kurgu gücümü kullanıyorum ve…”
Yazar olabilseydim.
Bilim kurgu gücünü değil de bir başka gerçekliği bir yıl öncesinden kurgulayan o ‘ruh’u yazabilseydim…
Yazılamasa da derinden hissediliyor. Hangi her şeyi bilir danışman bir başka gerçekliği kurgulayan ruhun birinci yaşında bilim kurgu gücüyle üfürülebileceğine sizlerin okumadığı, okusa da tiksindiği yazarlar dışındakileri inandırabilir ki?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa