31 Mayıs 2014 00:11

Gezi, Soma, Lice birleşirse...

Gezi, Soma, Lice birleşirse...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir yıl önce Lice’de kalekol yapımına karşı direniş gösteren köylülere yönelik saldırıda, Medeni Yıldırım’ın asker kurşunuyla öldürüldüğü duyulduğunda Gezi direnişinin yönü Lice’ye çevrildi. Gezi direnişinde katledilen gençlerin resimlerinin yanına Medeni de eklendi. Sadece İstanbul, Kadıköy ve Beşiktaş değil, Türkiye’nin tüm halkları yönünü Lice’ye çevirmişti. Bu gelişme, aynı zamanda Gezi direnişine, liberal çevreler ile AKP yandaşlarının da etkisi ve maniplasyonuyla mesafeli duran Kürt siyasi hareketinin öz eleştirel yaklaşımında önemli faktör olmuştu.
Bugün Gezi direnişinin yıl dönümü. Bugün Kürdistan ve Türkiye’nin her yanında emek, barış ve özgürlük sesleri birbirine karışacak.
Tüm meydanlar nehirler gibi akan insanlarla dolacak. Akıllar ve yürekler özgürlük diyecek, barış ve kardeşlik için çarpacak.
Kaybettiklerimizi, halk çocuklarını, Soma’da kaybettiğimiz madencilerimizi, emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yitirdiğimiz tüm canlarımızı anmak ve bir daha katliamlar, cinayetler işlenmesin, eşitlik ve barış egemen olsun diye alanlara çıkacağız.
Günler öncesinde estirilen teröre, şiddet gösterilerine, polis ve askeri güçlerini yığmaya rağmen özgürlük ve kardeşlik, barış ve demokrasi tutkusundan vazgeçmeyeceğiz.
Zira bu bir insanlık kavgası. İnsanlığı esir almak, şiddetle, sömürüyle, baskıyla, tek tipleştirmeyle malul bir düzen kurmak isteyenlerin karşındaki direnişin adı insanca yaşam kavgası değilse nedir!
Lice’de yaşananlar da bu gelişmelerden bağımsız değil. Bugün Lice’de yaşananlar “Çözüm ve Müzakere Süreci”nin AKP tarafından heba edilmesinin bir sonucudur.
AKP Hükümeti ateşle oynadığını ya anlamdı ya da bilerek bu aşamaya getirdi! Üstelik şimdi sadece Kürt Özgürlük hareketiyle, Kürt halkıyla değil, Türkiye’nin emek, eşitlik, demokrasi ve özgürlük isteyen halklarıyla karşı karşıya kalmıştır.
Süreci ilerletmek, Kürt sorununun eşit haklara dayalı demokratik çözümü için adım atmak yerine, müzakere sürecini karambole getirmeyi, şark kurnazlığıyla Kürt halkını ve demokrasi güçlerini oyalamayı ve giderek ‘alavere dalavere Kürt Memed nöbete’ hesabını işletmeyi yeğleyen AKP, bu süre içinde işçi sınıfına, gençlere, kadınlara, emekçilere, Alevilere, Ermenilere... tüm halklara karşı savaş açmış oldu.
15 yıldan bu yana İmralı Adası’nda cezaevinde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 2013 Newrozu’nda yayımladığı bildirgenin üzerinden bir buçuk yıl geçti. Süreç yerinde saymakla kalmıyor, AKP saldırganlığıyla ve yeni hesaplarla sürdürülmek isteniyor. Hasta tutsaklar ölüme terk ediliyor. Milyonların Öcalan’a özgürlük çağrıları duymazlıktan geliniyor. BDP ve HDP hedefe konuluyor. Savaş için tahkimat yapılıyor. B ve C planlarından söz ediliyor. Bunlar dil sürçmesi falan değil. Polisi ve askeri kışkırtan, onlara kahramanlık destanları yazdırmak için nazivari hitabete ağırlık verenlerin, sendika toplantılarında, mitinglerde, meydanlarda ırkçı ve faşist söylemin dozunu artırmaları bir hesabın ürünü olsa gerek.
“PKK çocukları kaçırdı” propagandası da bu yeni gündem yaratma/çarpıtma, tecrit ve teşhir propagandasının, yani psikolojik savaşın bir unsuru olarak devreye sokuldu. Çözülmemiş bir Kürt sorununun yaşlı genç, kadın erkek, çocuk demeden ulusal ruhla sarıp sarmaladığı halk kitlelerinin her şeyi yapabileceğini anlamak istemedi.
Her vesileyle Türk İslam Sentezci, fetihçi söylevlerle kitleleri coşturmayı, kışkırtmayı kendisinde hak gören Başbakanın, Kürtlere, demokrasi güçlerine gelince “Çocukları kullanıyorlar” söylemi kimseyi ikna etmiyor.
BDP ve HDP’ye yönelik bir saldırı dalgası hazırlama hesabı da bu şark kurnazlığından başka bir şey değil.
Ancak Lice’de günlerdir devam eden, yayılacağı, yaygınlaşacağı ve giderek sadece Kürdistan’la sınırlı kalmayarak tüm Türkiye’yi etkisi altına alacağı anlaşılan yeni bir dalganın habercisi gibi.
AKP Hükümeti ya bu gerçeği görerek müzakere ve çözüm sürecinin işletilmesi için süratle adım atacak ya da Kürt halkının on yıllardır büyük bedeller ödeyerek elde ettiği birikimin yeni bir aşamaya evrilerek karşısında dikilmesine ve birleşik bir mücadele cephesine dönüşerek büyümesine razı olacak. Zira bu kaçınılmaz gibi görünüyor.
Kimsenin yılması, AKP despotizmine, emek düşmanı, tekçi ve inkarcı anlayışına teslim olması beklenmemelidir.  
Evet, bugün Gezi direnişinin yıl dönümü. Bugün her şeye rağmen, her alanda emek, barış ve özgürlük sesleri birbirine karışarak yükselecek. Gezi, Soma ve Lice birleşerek ilerleyecek.
Ve eşit, özgür günlere birlikte ulaşılacak...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...