13 Mayıs 2014 00:04

Dear Mama*

Dear Mama*

Fotoğraf: Envato

Paylaş

2.08’lik boyu(resmi rakamlara göre 2.06), uzun kolları, kusursuz şut yeteneği, hızı, atletizmi, patlayıcı gücü… Kevin Durant, basketbolda skorer evriminin son geldiği aşamayı temsil ediyor.

Bir skorer olarak Michael Jordan ve Kobe Bryant’ın bütün üstün teknik özelliklerine sahip ve onlardan 10 santim daha uzun! Kobe Bryant’ın en formda döneminden açık ara daha verimli. 3 sayı çizgisinin gerisinden sağladığı hakimiyetse –bu biraz da dönemle alakalı, MJ’in döneminde 3 sayı oyunun bu kadar parçası değildi- ona Michael Jordan’a karşı da önemli bir avantaj sağlıyor.

Kısacası LeBron James atletik, fiziksel ve teknik özellikleriyle komple bir oyuncu olarak nasıl basketbol evriminin en üst seviyesini temsil ediyorsa, bir skorer olarak da bu Kevin Durant için geçerli. Elbette Durant sadece bir sayı makinesinden ibaret değil. Her zaman için üst düzey olan ribauntçuluğuna bu yıl oyun kurma özelliklerini de ekledi.  Oklahoma City Thunder’ın bir diğer All-Star’ı Russell Westbrook’un yokluğunda 35 sayı 6.3 asist ortalamaları tutturarak takımını 20-7’lik bir seriye taşıdı ve MVP ödülünü de bu dönemdeki kahramanlıklarıyla garantiledi.

Sezon sonu geldiğinde herkes MVP’nin kim olacağını biliyordu. Son 5 sezonda 4 kez bu ödüle layık görülen LeBron James dahil. Dolayısıyla geçtiğimiz haftaki MVP ödül törenine kadar beklenmedik hiçbir şey yoktu. Bu şartlar altında ödül töreninin de sıkıcı -zaten eğlencemizi ödül törenine bağladıysak geçmişler ola- geçmesini beklememiz doğaldı. Ancak Kevin Durant Anneler Günü öncesi yaptığı konuşmayla senaryoyu değiştirdi. Bunca yıllık emeğinin en somut karşılığını aldığı anda konuşmasını gözyaşları içerisinde “Gerçek MVP” dediği annesi Wanda Pratt’a adadı.

Kevin Durant ve annesinin hikayesi pek çok yoksul, siyah Amerikalı ailenin hikayesine benzer.

Durant’in babası 1 yaşında evi terk etti ve postane emekçisi Wanda Pratt, kayınvalidesi ile birlikte 2 çocuğunu tahmin edilebilecek zorluklar altında büyüttü. Durant’in konuşmasında sıkça dile getirdiği bu zorluklar aslında kilit bir cümlede özetlendi: “Burada olmamamız gerekiyordu(We were not supposed to be here).” Durant’ten çok daha zorlu bir çocukluk geçiren LeBron James de geçen sene şampiyonluk ve Finaller MVP’si ödülü sonrası birebir aynı cümleyi kurmuştu.

Evet, “Burada olmamamız gerekiyordu”… Bunun anlamı “Biz bu başarıları, mutlulukları hak etmiyoruz” değil. Bunun anlamı, insanüstü özellikleriyle bir şekilde piramidin en tepesine tırmanmış 2 genç adamın kendi bireysel kurtuluşlarını kutlaması. Ancak bunun da ötesinde sistemin en tepesinden sistemin kalbine yöneltilmiş –bilinçli olmasa da- samimi bir eleştiri.

Hedefte sınıflı toplumun eşitsizliği, acımasızlığı var. James ve Durant, normal şartlar altında sefil gettolarında en iyi ihtimalle namuslu bir emekçi olabileceklerini biliyorlar. Buralara gelene kadar kaç arkadaşlarının yoksulluk, uyuşturucu, çete belaları içerisinde yitip gittiğini gözleriyle gördüler. Bu yüzden evet, “Burada olmamaları gerekiyordu”…
Dünyaya gelirken aleyhlerine olan tüm ihtimalleri, öncelikle kendilerini bir başına büyüten cefakar annelerinin emekleriyle yendiler. İstisnai yetenekleri ve onları geliştirmek için harcadıkları binlerce saati de unutmamak gerek elbette. Ancak herkesin kendileri kadar şanslı olamadığını, bu işin sadece çalışmakla veya yetenekle alakalı olmadığını da toplumun en dibinden gelenler olarak çok iyi biliyorlar.

Pek çok zenci kardeşleri gibi “Burada olmamaları gerekiyordu…” Ve onların soyundan gelen, onların yaşadıklarının hemen hemen aynılarını yaşayarak büyüyen, onların şarkılarını söyleyen Tupac’ın, yazının başlığına taşıdığımız ‘Dear Mama’-‘Sevgili Anne’ şarkısında söylediği gibi;

“Sonunda anladım, bir adam büyütmek kolay değil / Yalnız başına, yoksul bir anne olarak; nasıl başardın bunu bana anlat/ Hakkını ödememin imkanı yok /(Bu şarkıyla) Planım şunu anlaman: Her şey için teşekkürler…”

Durant’in ödül töreni “plan”ı çok etkileyiciydi, güzel bir Anneler Günü hediyesi verdi.

*Tupac’ın 1995 tarihli ‘Me Against the World’ albümünde bir süre küs kaldığı annesi için yazdığı şarkı. ‘Siyah Amerika’nın aynı kaderi paylaşan anne ve çocukları için kusursuz bir özet.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...