05 Mayıs 2014 06:40

İdam ipine tutunan ikiyüzlülük

İdam ipine tutunan ikiyüzlülük

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Memleketin her köşesinden çocuk çığlıkları yeni yükselmiyor. Yukarı hep yukarı doğru ilerleyen şiddet ve istismar istatistikleri, aşağı hep aşağı doğru çekilen insanlığın ve adaletsizliğin bir göstergesi olarak karşımızda duruyordu zaten. Bu istatistiklere “çocuk” olarak görülmeyenler – yani Kürt çocukları- eklenmiyordu… Cezaevlerinde sistematik işkenceye ve tecavüze uğramalarını, gözaltında yaşadıklarını, kaybedilmelerini, asker ve korucuların tacizlerini, oyun oynadıkları evlerinin önünde devlet eliyle öldürülmelerini, patlayan bombalarla parçalanmalarını bu “vah yazık”lı istatistiklere eklemeyi “gereksiz” sayan kafa, kimsenin “onlar çocuk değil” diyemeyeceği olayların ardı ardına patlak vermesiyle acizliğini, sorunları idam ipiyle örülmüş halının altına atarak örtme derdinde.
İktidarın, çözüm konusunda birinci elden sorumlu bakanı “anneler çocuklarına çığlık atmayı öğretsin” deyip işin içinden sıyrılmaya çalışırken, sözcüsü suçu kız çocuklarının etek boyuna ve dizilere atmaktan utanmıyor, başı “sallandıracaksın bunları meydanda, bak bir daha oluyor mu” kafasıyla olan bitenin sorumluluğunu kendilerinden fersah fersah uzağa atıyor.
Sen; bütün hayatı kadının erkeğe bağımlı ve tabi olduğu anlayışı üzerine kuracak ve kadın-erkek ilişkisini “fıtratları gereği” eşitsizliğe mahkûm edeceksin… Erkekleri “erkek oldukları için her şeyi yapmaya muktedir”, kadınları “kadın oldukları için her şeyi yaşamaya mecbur” addeden bir zihniyet dünyasını çocukların beynine zerk edeceksin… Sonra medeti “bu toplumu sosyologlar psikologlar incelesin bakalım”da arayacaksın. Yok ya!
Sen; ikiyüzlü ahlak anlayışının her veçhesiyle pış pışlandığı, korunup kollandığı bir zihin dünyasını yaşamın kuralı haline getireceksin, o ahlak anlayışıyla pohpohlanan erkeklik her şeyi bir “hak” olarak görecek, üstüne üstlük her türlü adalet mekanizmanla, kararınla bu “hak” görmeyi onaylayacaksın… Sonra medeti hukuk metninde arayacaksın. Yok ya!
Sen; ensest- taciz ve tecavüz vakalarında Yargıtay’ın “bağırmadı, yardım istemedi, rıza var” diyerek hafifletici etken bulmasına, “çocuğun bekareti bozulmamış” diye indirim yapmasına izin vereceksin… Kadınlara ve çocuklara karşı işlenen suçları bir “cezasızlık” silsilesiyle görünmez ve hatta meşru kılacaksın… Sonra medeti idamda arayacaksın. Yok ya!
Sen; çocuk istismarcısı olduğu kanıtlanan okul müdürlerini, öğretmenlerini, polislerini ve bilumum devlet zevatını koruyup bağrına basacak, hatta ve hatta kıdem yükseltme, tayin etme gibi uygulamalarla ödüllendireceksin… Buna karşı çıkan onurlu devlet görevlilerini “devletin adına leke sürmek” suçuyla sağa sola süreceksin… Sonra medeti “birimlerimizde görev yapan memurların uyanık olması”nda arayacaksın. Yok ya!
Sen; “ailenin kutsallığı” adına erken yaşta evliliklerin önünü açan düzenlemelerle kız çocuklarını bütün yaşamlarını zapturapt altında tutan eşitsiz bir ilişki biçimine yem edeceksin… Sonra medeti “anneler çocuklarını eğitsin”de arayacaksın. Yok ya!
Sen; yoksul kadın ve çocukların sağlık ihtiyaçlarının takip edilmesi, bedensel ve psikolojik sorunlarının gözetilmesinin ilk adımı olan ana çocuk sağlığı merkezlerini, sağlık ocaklarını kapatıp, yerine ne idüğü belirsiz bir sağlık ve sosyal hizmet sistemsizliğini dayatacaksın… Sonra medeti “insanların sağduyulu olarak olayları gereken mercilere intikal ettirmesinde” arayacaksın. Yok ya!
Sen; sosyal devletin tüm koruma- kollama mekanizmalarını ortadan kaldıracak, “büyüyen Türkiye” nidalarının arkasına sakladığın ekonomik adaletsizliğin önce çocukları istismara açık hale getirdiğini görünmez kılmak için sadaka anlayışını dayatacaksın… Sonra medeti “örf ve ananelerimizi kaybediyor oluşumuzda” arayacaksın. Yok ya!
Hiçbir yere atmaya çalışmayın suçu! Mesele yanımızı yöremizi bir ur gibi saran zihniyetinizde, o zihniyetle şekil verdiğiniz uygulamalarınızda, o uygulamalarınızla sarıp sarmaladığınız hayatlarımızda… Kaşıya kaşıya azdırdığınız erkek egemenliği, seve seve derinleştirdiğiniz eşitsizlik, yere göğe koyamadığınız “muhafazakâr değerler” bir hukuk metnine sığıştırılamayacak gerçekliği, memleketi dipsiz bir kör kuyuya çevirdiğinizi seriyor gözler önüne.
İdam ipiyle inmeye çalıştığınız kuyu, sizin karanlığınızı taşıyor.
Biz o ipe tutunmayız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...