26 Nisan 2014 00:05

Hazine üzerinden soygun

Hazine üzerinden soygun

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Binbir yüz küreselleşme her sefer başka bir yüzle, ama giderek derinleşen sömürü vantuzu ile karşımıza çıkıyor. Yüzler değiştikçe vantuzlar da derinleşiyor. Yüzler insanları oyalarken, vantuzlar ceplerimizde, hatta kalplerimizde giderek daha derine iniyor. Ne var ki, yüzler değişerek halkı oyalayıp soyarken, halkın oyları ile sandıktan çıkmış ve demokrasinin tek göstergesi olarak sandığı işaret eden siyasilerle kol kola yürümektedir. Emperyalizmin uluslara dayattığı demokrasi böyle bir şeydir!  
Bir zamanlar ulusal yargının yerine tahkim kurulunu ikame eden ve kendi seçtikleri sivil yargıçlarla ve gizli oturumlarda ihtilafları sözde çözme formülünü demokratik iş anlaşması diye halklara yutturanlar, şimdi de, bu kadar dolambaçlı sürece dahi gerek görmeden, firmaların büyük ihalelerde Hazineden garanti sağlaması yolunu açıyor. Gerçi bu süreç önceleri başlatılmış idi, ancak son kararname ile boyutları daha da büyütülerek devamı sağlanıyor. Demokrasi böyle bir şey; sandıktan bir kere oy aldınız mı, artık sizi tutacak hiçbir güç yoktur! Vatandaşlar, en samimi duyguları ile ve nasıl bir mağduriyetle karşı karşıya kalacağını idrak dahi edemeden, sabahın köründe sandığa koşarak “vatandaşlık kutsal görevini” ifa ederken, kendi kesesini ve vicdanını nasıl iğfal etmiş olduğunun bilincinde dahi olmamaktadır. O nedenle de vatandaş huzurludur; iyi ki kandırıldığını anlayamıyor!
Resmi Gazete’yi gören herhangi ilgili kişi böylesi bir anlatıya dahi gerek kalmadan meseleyi kavrar, ancak vicdanı kararmış ise, “yetmez ama evet” avenelerine benzer tavırla, bu programın ülkeyi nasıl uçuracağını, yatırımların nasıl şaha kalkacağını yandaş medyada halka yansıtır. Çünkü onun misyonu, emperyalizmin ekonomiyi soymasına siyasal aracı olma işlevi gören iktidarın eylemlerini halktan gizleyerek ya da halka farklı yansıtarak iktidarın “dik duruş” pozisyonunu muhafazasına hizmet etmektir.
Değerli halkımız, tabii ki herkes iktisatçı ya da siyasetçi değildir, ancak lütfen biraz düşünüp, şunu lütfen iyi bilelim ki, bu iktidar içte yağmalama vazifesini(!) ifa ederken, duruma uygun bazı faaliyetlere hız verilmesi gerekir ki, hem yağmalamaya zemin hazırlansın hem de halkın “Çalıyorlarsa, hiç değilse çalışıyorlar” savsaklığını hak etmiş görüntüsü oluştursun. Onun için, özellikle inşaat işlerinde hız kesmemek yaşamsal önemi haizdir. Çünkü inşaat işleri halkın gözünü boyamada olduğu kadar, hızlı soyguncu zengin yaratmada da ilk sıradaki faaliyettir. Hızlı soyguncu zengin yaratılırken, bu işlerden istikbal çıkarmayı amaçlayanların meşrebine uygun felsefe de oluşturulur. Şöyle ki; parmaklara yapışan balların dökülmemesi için önlem almak mübahtır; böylesi aktarımlar devlet hazinesinden çalma olmayacağına göre (kesinlikle yanlış!), dinsel ve etiksel açılardan sakınca taşımaz; beraber kotarılan işlerde kazancın paylaşılmasından doğal ne vardır; devlet işi de, özel sektör işleri gibi karşılıklı kotarma işi değil midir; hem özel sektör mantığı ile yürütülen işler daha çabuk yapılmıyor mu; bunda halkın yararı yok mu!
Hazine garantisi, dış kaynağa yapılan kıyak olduğu sürece cari açığın kısa süreli finansmanının sağlanması anlamına gelir. Ne var ki, bu kaynak fazlasıyla dışarı çıkmak amacı ile gelmiş olduğundan, cari açığın bugünkü finansman aracı ileride daha büyük açık yaratacaktır. Bireyler gelecekteki kazancı bugünkünden küçük, siyasiler ise bugünkü menfaati gelecektekinden daha büyük görürler. Çünkü birey geleceği de düşünür, ama siyasetçi gelecek hesabı yapmaz, zaten gelecekte o yoktur!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa