17 Nisan 2014 00:08

Tayyip devleti Versus paralel yapı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kamil Tekin Sürek

Tüm yazıları

Başbakan Erdoğan, “Kutsal devlet”in bütün kurumlarını aşağılamayı adeta kendine meslek edindi. 17 ve 25 Aralık operasyonlarını yapan savcı ve hakimleri Gülen Örgütü’nün elemanları olarak adlandırıp görev yerlerini değiştirdi. Binlerce polisi “Paralel Yapı” dediği örgütün üyesi olarak gösterdi ve yerlerini değiştirdi, açığa aldı, istifa etmelerini sağladı. Adana’da yasaya aykırı olarak Suriye’ye mühimmat taşıyan TIR’ları çeviren ve arayan polis ve askerlere ceza soruşturması açıldı. Polisler ve askerler tutuklandı. Tutuklamayı kaldıran hakimleri “Paralel Yapı”nın hakimleri ilan etti.
Anayasa Mahkemesinin kararlarını beğenmediğini açıklayarak, Anayasa Mahkemesini gözden düşürdü. Mahkeme başkanına ‘cübbeni çıkar siyaset yap, karşıma öyle çık’ dedi.
Atatürk Orman Çiftliği’nde Başbakanlık Konutu yapılması projesini durduran mahkeme kararını tanımayacağını ilan etti.
MİT Müsteşarı hakkında soruşturma açan savcıları durdurdu. MİT Müsteşarı için özel kanun çıkardı. Bununla da yetinmeyip, MİT için yeni bir yasal düzenleme getirdi. Bu düzenleme ile son iki yılda MİT’e yönelik hukuki hangi girişim varsa, artık bunlar yapılamasın, yargı MİT’e müdahale edemesin diye hükümler getirdi.
AKP, “Yenisini kurmak için eskisini yıkmak gerek” prensibi ile hareket ediyor.
Züccaciye dükkanına giren fil gibi kırıp döküyor.
Ama, bu kırıp dökme, yıkma daha iyisini yapmak için değil. Yani, AKP’nin yenisi aynı zamanda iyi anlamına da gelmiyor.
AKP, yıktığının yerine daha kötüsünü koyuyor.
Yargıyı hallaç pamuğu gibi attı. Fakat, yaptığı düzenleme ile bütün yargıyı Adalet Bakanına bağlamak ve hakim ve savcıları emir komuta ile hareket eden birer devlet memuru haline getirmek istiyor.
MİT’i, bir istihbarat kuruluşundan ziyade, Erdoğan ve yakın çevresinin güvenlik ve operasyon örgütü yapmak istiyor.
Yasama organının yerine partisi ve “alimler” (kendince dini uzmanlar) çevresi ile istişare yapma, onların görüşünü alma yöntemini getiriyor.
İdari yargıya tahammül edemiyor. İdari işlemlerinin yargı denetiminden çıkarılmasını istiyor. Bunun pratiğini yapıyor. Yakında bunun için de yasal bir düzenleme gündeme gelebilir.
Basını el Ahram gazetesi gibi davranmaya zorluyor.
Cumhurbaşkanlığını başkanlığa dönüştürmek istiyor. Bin Ali, Mübarek, Saddam ve Esad gibi bir başkanlık istiyor.
Ve, “Paralel Yapı” dediği Gülen Cemaatinin belki otuz, kırk yıldır yaptığını yapmak için örgütleniyor. Oğlunu ve yakınlarını başına geçirdiği vakfa, ihale verdiği müteahhitlerden bağış alarak, yurtlar kuruyor. Aynı vakıf ile üniversite ve özel okullar kurmayı planlıyor. Buralardan “dindar ve kindar” kadrolar yetiştirip, kurmaya çalıştığı yeni devleti tahkim etmeye çalışıyor.
Bu gidişata dur demek için Cumhurbaşkanlığı seçimi bir fırsat olabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI