15 Nisan 2014 00:06

Jackie Robinson olmanın bedeli

Jackie Robinson olmanın bedeli

Fotoğraf: Envato

Paylaş

67 yıl önce bugün... Brooklyn’de şu anda yerinde apartman blokları olan bir beyzbol sahasında tarih yazıldı. 1880’lerden sonra ilk kez bir “Negro” yani “Siyah”, ABD’nin ana beyzbol ligi Major League’in sahalarına adım attı.

Tarihi yazan takımın adı Brooklyn Dodgers’tı. Tarih yazılan stadyumun adı ise Ebbets Field. Bugün ne Brooklyn Dodgers var, ne Ebbets Field. Ancak onların adını herkes biliyor ve bunu da tarih yazan o ilk “Negro”ya borçlular, Jackie Robinson’a.

Robinson’ın  20.yüzyıldaki ilk siyahi Major League beyzbolcusu olması ülkede önemli bir sosyal eşiğin atlanması anlamına geliyordu. Kısa sürede onu yeni siyah oyuncular izledi.
İşin aslı Jackie Robinson, Major League’e adım attığında “türünün en iyisi” değildi. Robinson’ı takip ederek lige giren, 2. Siyah Beyzbol Oyuncusu Larry Doby bu durumu biyografisinde şöyle anlatmıştı: “Dönemin siyah oyuncularını hayal kırıklığına uğratan bir şey vardı ki, Jack en iyimiz değildi. En iyimiz Josh Gibson’dı. Bence Josh’ın bu kadar erken vefat etmesinin sebeplerinden biri de kalbinin kırık oluşuydu.”

Josh Gibson’ın yanı sıra Satchell Paige de o dönem “Negro ligi”nde önde gelen isimlerden biriydi. Jackie Robinson’ın yaşamını anlatan 2013 yapımı ‘42’ filminde Dodgers’ın sahibi Branch Rickey’nin “Çok yaşlı, bize geleceği olan biri lazım” diyerek “Negro transfer listesi”nden elediği Paige için dönemdaşı, efsane isimlerden Joe DiMaggio, “Gördüğüm en iyi beyzbolcu” demişti.

Elbette, daha iyi oyuncular varken Robinson’ın seçilmesi onun suçu değil ve bu durum Robinson’ın oynadığı rolü, yaşadığı zorlukları ve başardıklarını gölgelemez.

Bugün, yani 15 Nisan tüm ABD’de ‘Jackie Robinson Günü’ olarak anılıyorsa ve onun ‘42’ numaralı forması MLB tarafından emekliye ayrılan ilk ve tek forma ise Jackie Robinson, mazhar olduğu övgülerin büyük çoğunluğuna layıktır. Ancak ‘42’ filmi gösterime girdiğinde, filme neden gitmeyeceğini yazan Siyahi Kadın Yazar Yvette Carnell’in dediği gibi Jackie Robinson’ın “Beyaz Beyzbol” dünyasına kabul edilişi karşısında ödemek zorunda bırakıldığı bedel üzerine de düşünmekte fayda var.

‘42’ filminin en çarpıcı sahnelerinden biri Branch Rickey’nin Robinson’a “Hz. İsa gibi olma” tavsiyesi verdiği bölümdü. Rickey, Robinson’ın ilk dönemde kendisine yapılacak sataşmalara karşı tepki vermemesini, kendisine vuranlara İsa gibi diğer yanağını çevirmesini öğütlüyordu. Rickey, haklıydı. Jackie, lige girdiğinde herkes onu tahrik etti, onun kontrolü kaybedeceği anı beklediler. Rickey’nin deyimiyle “İşte, Siyahların bu oyuna ait olmadığının kanıtı” dedirtecek saldırganlığı yaratmaya çalıştılar ancak Robinson böyle bir durumun yaşanmasına izin vermedi. Bu açıdan beyzbola dair ödenen bedel gayet kabul edilebilirdir. Peki ya saha dışındaki bedeller?

Robinson’ın beyzboldaki ırk ayrımını yerle bir ettiği dönem aynı zamanda ABD’de komünistlere ve siyah hakları savunucularına karşı bir cadı avının başlatıldığı dönemdi. Bir komünist ve siyah olan, Müzisyen Paul Robeson, cadı avının hedefindeydi ve 1949 yılında “Kendi ülkelerinde ikinci sınıf vatandaş olan Siyah Amerikalıların Sovyetler Birliği ile girilecek bir savaşta ABD’yi desteklemeyeceği”ne dair sözleri sebebiyle yargılanıyordu. ABD Kongresi, tanıklık için Jackie Robinson’ı çağırdı ve Robinson, “kariyeri ve kendisinden sonraki siyahi sporcuların lige entegrasyonu zarar görebileceği” gerekçesiyle ifade vermeyi kabul etti. Robinson, “Robeson’un kulağa aptalca da gelse kendi görüşlerini dile getirmeye hakkı olduğuna” ilişkin bir ifade verdi. Robinson, daha sonra verdiği bir özeleştiride bugün olsa ifade vermeyi reddedeceğini, pişman olduğunu belirtti. Ancak maalesef Jackie’nin “bedel”leri bununla sınırlı değildi. Vietnam İşgali’ni destekleyen, savaşa karşı çıkan Martin Luther King’in “yurtseverliğini” sorgulayan da kendisiydi.

Jackie Robinson’ın beyzboldaki tüm öncü rolüne rağmen “yapmadıkları” Paul Robeson’un kendisine gönderdiği “Açık Mektup”ta muhteşem bir şekilde teşhir edilmiştir. Jackie Robinson elbette asla bir “sahte kahraman” değildir ancak bana sorarsanız Robeson ve onun yoldaşı olmayı seçenler çok daha yiğit kahramanlardır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...