11 Nisan 2014 00:12

İspanya: Bölünmeye doğru mu?

İspanya: Bölünmeye doğru mu?

Fotoğraf: Envato

Paylaş


İspanya Ulusal Parlamentosu, salı günü ikinci kez Katalonya Özerk Bölgesi’nin “bağımsızlık referandumu” talebi başvurusunu ezici bir çoğunlukla reddetti. Hem muhafazakar hem de sosyal demokratların iş birliğiyle reddedilen başvuru elbette İspanya’daki ulusal sorunu çözme yerine daha gerilimli ve bölünme tartışmalarını güncel hale getirdi. Çünkü, Katalonya Bölgesel Yönetimi, buna rağmen önümüzdeki 9 Kasım’da “bağımsızlık referandumu” yapılacağını ilan etti.
Referandumda halka üç soru sorulacak: Şimdiki gibi özerk bölge olarak kalma mı, İspanya içinde bir devlet mi ya da tamamen bağımsız bir devlet mi?
Avrupa basını, birkaç gündür Madrid’in itirazına rağmen Katalonya’nın bu soruların sorulduğu referandumu yapması ve bağımsızlık kararı çıkması durumunda ne türden gelişmelerin yaşanabileceği üzerinde duruyor.
Junge Welt’ten Andre Scheer’in dün yazdığı gibi bundan sonraki durum, “Aynı ray üzerinde birbirine doğru ilerleyen trenlerin frene basma yerine, trenlerden birisinin hızını artırması”ndan başka bir şey değil.
Burada hızını artıran elbette Katalonya olmuştur. Çünkü; uzunca bir süre daha çok sol-ilerici güçler tarafından gündeme getirilen “bağımsızlık” bir süredir muhafazakar-liberal Katalan partileri tarafından da savunuluyor. Hal böyle olunca Katalonya’nın önemli bir bölümü, İspanya’dan ayrılarak bağımsız bir devlet kurma yönünde eğilim belirlemiş durumda.
Ama, İspanyol sermayesi ve Franco faşizminin misarçısı Halk Partisi başta olmak üzere, pek çok kesim Katalonya’nın bağımsızlığına karşı ayak direyerek, halkın kendi kaderini belirlemesine karşı çıkıyor. Karşı çıkanlar arasında AB ve Katalonya’da yatırım yapan Alman tekelleri de var.
Ne var ki; yapılan anketlere göre Katalanların yüzde 60’ı bağımsız bir devletin kurulmasından yana.
Uzun yıllar bağımsızlık mücadelesinin sürdüğü Katalonya’da, yükselen tepkiler üzerine özerkliğin genişletilmesi konusunda yeniden görüşmeler yapılırken, bağımsız devlet statüsüne hep karşı çıkıldı. Gerekçe olarak Anayasa’da yer alan “Bütün İspanyolların ana vatanı bölünemez, İspanyol ulusunun birliği parçalanamaz” maddesi gösteriliyor.
Katalan ve Baskların “İspanyol” tanımlandığı bu madde, Türkiye’de de olduğu gibi, farklı uluslardan tek ulus yaratma politikasından başka bir şey değildir.
Zira, bugün Katalonya’nın karşısına çıkarılan 1978 Anayasası, asıl olarak 1936-75 yılları arasında İspanya’ya egemen olan Franco faşizminin devamı niteliğinde. Francois Franco öldükten sonra kurulan yeni cumhuriyette her ne kadar Katalonya ve Bask ülkesinin özerkliği yeniden tanınırken, pek çok hakka da sınırlama getirilmişti.
Başka bir değişle, Franco’nun ruhu halen İspanya üzerinde dolaşıyor, Katalan ve Bask halklarının karşısına “Anayasa maddesi” olarak çıkıyor. Bu nedenle en demokratik hak olan referanduma bile izin verilmiyor.
Dahası bu durum “demokrasi beşiği” ilan edilen Avrupa’nın ortasında, bir AB üyesi ülkede yaşanıyor.
İspanya’nın Fransa sınırında, Akdeniz’e kıyısı, başkenti Barcelona olan Katalonya, tarih boyunca hep İspanyollar ve Fransızlar tarafından işgal edildi. Ekonomik bakımdan İspanya’nın en güçlü özerk bölgesi. 7.5 milyon nüfusuyla önemli bir özelliğe sahip. Almanya’da yayımlanan Handelsblatt gazetesinin yazdığına göre “Katalonya, Bask Ülkesi ile birlikte İspanya’nın sanayi kalbi.” İspanyol sermayesi ve gericiliğinin farklı ulusların yaşadığı bu iki özerk bölgenin kendi kaderini tayin etmesine bu denli ayak diremesinin arkasında asıl olarak siyasi ve ekonomik nedenler olduğu ortada.
Ama zaman, İspanya ile Katalonya arasındaki “evliliğin” gönüllü değil zorunlu olduğunu yeterince gösterdi. Tıpkı Bask ülkesinde olduğu gibi. Bu nedenle, İspanyol sermayesinin tarihin akışını durdurma çabaları, diğer halkların kendi kaderini tayin etmesini engelleyemeyecek. Bunda halkların kendi kaderini tayin etmesini savunan, ezen İspanyol ulusundan gelen ilericilerinin, devrimcilerini de elbette önemli bir rolü olacak.
Bu nedenle, İspanya’da çoktan çözülmesi gereken “ulusal sorun” egemen ulus burjuvazisinin bütün engellemeleri nedeniyle çözülmeden bugünlere gelindi. Önümüzdeki süreç, İspanya’dan bağımsızlık talepleri çok daha somut bir hal alacak gibi görünüyor. Bu elbette, Avrupa’nın ortasında büyük bir gerilim ve kıta haritasının yeniden çizilmesi anlamına da geliyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...