Ara yol yok!

Yarın seçim olacak. Türkiye halkları, ezilen ve sömürülen milyonlar sandık başına gidecek. Tüm antidemokratik yasa ve fiili uygulamalara, eşitsiz koşullara ve adaletsizliklere rağmen ezilen yok sayılan ve sömürülen halklarımız, işçi sınıfı ve emekçiler, gençler ve kadınlar oy kullanacaklar.
Her zaman olduğu gibi bu seçimde de iki sınıf, iki tutum mücadele içinde olacak.
Tüm düzen partileri bu gerçeğin üzerine örtmek, sınıf çelişkilerini, ezen ve ezilenler arasındaki mücadeleyi ya yok sayarak ya da önemsizleştirerek halktan oy istiyorlar.
Ya mevcut Hükümet partisi ya da başka bir düzen partisi olan anamuhalefet partisi CHP ile “değişiklik” ön görüyorlar.
Oysa bu seçimde de ezenler ve ezilenler, sömürenler ve sömürülenler mücadele içinde.
Düzen partilerinin sistemden, sınıflardan ve uzlaşmaz çelişkilerden soyutlayarak, bir kez daha milyonlarca halkı yedeğine almak üzere kıyasıya kavgaya girmiş olmaları bu gerçeği değiştirmemektedir. 91 yıllık yerel yönetim politikalarında bir birlerinden farkları olmayanların yarışında taraf olmak, hâlâ yaşananlardan sonuç çıkarmamaktır. Onlar ezenler ve ezilenler arasındaki mücadeleyi unutturarak aralarındaki ton farklarından kalkıp, birinin tercih edilmesini istiyorlar.
Oysa onların kazanması, düzenin devamı, mevcut yerel yönetimler ve genel yönetim politikalarının devamının kazanması demek olacak.
Halklarımız, işçi ve emekçiler, gençler ve kadınlar ya kurulu sömürü ve baskı sisteminin devamından yana olan partilerin politikalarına ya da emek, barış, eşitlik, özgürlük ve kurtuluş programına oy kullanılacak. Kürt halkı Bölgede BDP ile bu tercihi ileriye taşımış bulunuyor.
HDP ile yapılması gereken bu yolu genişleterek, yerel ve genelde halk iktidarı için ilerlemektir.
Ara bir yol yok!
Ya sömürü ve baskı sitemine karşı açılan yol daha da genişletilecek ya da sistemin kulu ve kölesi olmamızı isteyenlere bir kez daha olanak tanınacak.
AKP’yi geriletmenin aynı zamanda inkarcı politikaları, savaş, yolsuzluk, talan ve emek sömürüsüne dayalı politikaları geriletmek anlamına geldiği tek yer; tüm demokratik, dayanışmacı, yurtsever, sol ve sosyalist güçlerin birlikte hareket ettiği HDP’dir.
Kimilerinin vaaz ettiği gibi AKP’nin yerine CHP alternatif değildir. AKP’nin yerine CHP ya da diğer bir sistem partisinin ya da sistem partileri koalisyonunun geçmesi, başka bir şey ifade etmeyecek, bir şey değiştirmeyecektir.
Bundan medet ummak, hem uluslararası güç odaklarının hem de ülke egemen güçlerinin yeni bir tercih arayışına güç ve destek sunmaktan başka bir şey olmayacaktır.
Dün AKP için ‘yetmez ama evet’ diyenlerin ve başka bazı çevrelerin bu gün, aynı hataya düşerek, başka bir düzen koalisyonuna destek sunmalarının vardığı yer de burasıdır.
Cemaat, MHP ve CHP koalisyonu için ‘yetmez ama evet’ demek için bin dereden su getirenlerin ya da çeşitli gerekçeler ileri sürerek HDP’ye oy vermeyeceğini söyleyenlerin bir kez daha düşünmelerinde yarar var.
Safını açıkça AKP’den yana, CHP’den ya da MHP’den yana belirleyenlere, özelikle, işçi ve emekçilere, ezilen ve sömürülen halklara söyleyeceğimiz çok şey var. Henüz bu düzen partilerinin ipliğini pazara çıkaramadığımız ve güçlü bir halk alternatifi ve örgütlenmesi yaratamadığımız gerçeğini de kabul edebiliriz.
Ancak demokrasi, eşitlik, özgürlük, emek ve barış mücadelesinde yer alan, bu kapsamda mücadele eden güçlerle yan yana duran aydınların, seçim öncesi ‘yetmez ama evet’ diyerek CHP’yi işaret etmeleri, ya da ‘BDP’nin hataları’ gerekçe edilerek, HDP’ye oy vermeyeceğini açıklamaları aynı ölçüde ‘masum’ olmasa gerek.
Zira eksiklerine, zaaflarına, darlıklarına ve daha bir çok kusuruna rağmen bu gün barış, eşitlik ve özgürlük için, emeğin ve kardeşliğin hakkı için mücadele eden ve bir mihrak olarak gelecek vadeden tek alternatif, HDP/BDP Bloğudur.
Seçim sonuçlarının sonucu ne olursa olsun, demokrasi, ve özgürlüğün mücadelesi buradan ilerletilebilir.
Gezi direnişinden, Kürt özgürlük direnişinden, Alevilerin hak arayışından, işçi ve emekçilerin mücadelesinden, her ulustan, her dilden, kültürden ve inançtan halklarımızın, gençliğin ve kadınların özlem ve direncinden beslenerek büyüyen mücadeleci güç HDP’dir. Emek ve demokrasi güçlerinin cephesi burasıdır. Bu seçimlerin özgünlüğünden kaynaklı olarak Bölgede BDP, Batı’da HDP ile girilen seçimlerde ortaya çıkacak sonuç, demokratik Türkiye’nin de önü açacaktır.
Gerçek bu. Ya sistemden, düzenden, sömürü ve baskıdan, ırkçı ya da inkarcı politikalardan yana tutum alınacak, düzenin kumandasına başka bir düzen partisinin geçmesine destek sunulacak. Ya da barış, demokrasi ve özgürlük için birlikte yürünecek.
Başka bir yol yok!