27 Mart 2014 00:05

Tek gerçekçi alternatif

Tek gerçekçi  alternatif

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugüne kadar attığı her adımda farklılıkları yok sayan, aykırı olan her sesi susturmak isteyen, en temel demokratik tepkileri bile şiddet kullanarak bastırmaya çalışan siyasi iktidar ve karşısındaki güçler, 30 Mart Pazar günü önemli ve tarihi bir testten geçecek.   
Önce Gezi direnişi sürecinde ardından 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile birlikte yaşanan olağanüstü gelişmeler, başta Başbakan olmak üzere, AKP ve çeşitli türden destekçilerinin inandırıcılıklarının ülke çapında büyük bir aşınmaya ve parçalanmaya doğru ilerleyişini hızlandırdı.
AKP hükümetinin faşist rejimleri bile gölgede bırakan iktidar pratiği, halkın geniş kesimlerinin, işçilerin, kamu emekçilerinin, kadınların ve gençlerin yaşadıkları sorunlara gerçekçi çözümler üretecek, halkın en temel taleplerini karşılayacak olanakları büyük ölçüde yitirdiğinin işaretlerini bugüne kadar fazlasıyla verdi.
12 yıl boyunca kimi zaman yalanlar söyleyerek, kimi zaman umut tacirliği yaparak, halka mutlu ve huzurlu bir gelecek pazarlayarak idare ettiler ve çoğunu yoksulların oluşturduğu azımsanmayacak kadar geniş bir kitlenin desteğini aldılar. Gezi direnişi sürecinde yaşadıkları çaresizlik ve saldırganlığın ardından patlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonları, AKP’nin siyasi ömrünün tükenme noktasına geldiğini gösteriyor.  
Hükümet cephesinde işler giderek zorlaşıyor. İktidarın yolsuzluk, rüşvet, kara para aklama, silah ve altın kaçakçılığı gibi uluslararası boyutları olan büyük bir bataklığın içine sağlanmış olması, Başbakan’ın bütün çarpıtmalarına rağmen çırpındıkça içine düştükleri bataklıkta boğulmalarının kaçınılmaz olduğu bir dönemden geçiliyor. Sadece hükümet partisinin değil, bir bütün olarak sistemi kuşatan pislikler ve çelişkiler birer birer ortaya çıkıyor.
30 Mart seçimlerinin AKP’nin ve bilumum yandaşlarının geleceği açısından önemli bir gösterge olacağı konusunda herkes hemfikir. Ancak seçim sonuçları nasıl olursa olsun, seçimden sonra ülkeyi her açıdan ciddi bir “bunalım” beklediğini bugünden görmek mümkün.
Geçmiş seçimlerde olduğu gibi, 30 Mart seçimleri öncesinde de AKP ve CHP-MHP saflaşması yaratıldı. Nesnel çıkarları açısından her iki cephe ile asla bir araya gelmemesi gereken milyonlarca insan, kimi zaman korkutularak, kimi zaman küçük hesaplar üzerinden bir kez daha düzen partilerine yönlendirilerek her açıdan tıkanma yaşayan sisteme yeniden nefes aldırmaya çalışıyorlar.  
Egemen sınıf siyaseti karşısında gerçek ve kalıcı alternatifler yaratılamadığı zaman, mevcut partiler içinde birbirine alternatif gibi görünenlerin emekçiler tarafından tercih edilmesi kadar doğal bir şey yok. Bunu engellemek için bugüne kadar güçlü siyasal alternatiflerin ortaya çıkmaması, her seçimin biçimsel olarak birbirinin tekrarı gibi yaşanmasına neden oldu.
Sistemin çelişkilerinin derinleştiği ve milyonlarca insanın iktidarı ve sistemi sorgulamaya yöneldiği bir dönemde somut ve güçlü bir alternatif olarak ortaya çıkan Halkların Demokratik Partisi (HDP), bugüne kadar gerek yönetim anlayışlarıyla gerekse projeci belediyecilik örnekleriyle rant savaşı yürütenlerin ezberlerini bozacak bir programla ilk seçimine giriyor.
Halkın yerinden ve yerelden yönetim yaklaşımıyla bugünü ve geleceği üzerinde sadece kendisinin söz ve karar sahibi olduğu, demokratik ve halkçı bir seçenek sunan HDP, benimsediği ilkeler ve siyaset yapış tarzıyla, yıllarca sistem partilerine mahkum edilen kitleler için yeni bir umut ışığı olurken, hem yerel seçimler, hem de 2015’te yapılacak olan genel seçimlerde tek gerçekçi alternatif olarak ortaya çıkıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...