21 Mart 2014 00:06

Kın, kin ve Newroz

Kın, kin ve Newroz

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kısa bir süre önce cezaevinden çıkan İşçi Partisi Genel Başkanı Perinçek, “Kınından çıkmış bir kılıç gibiyiz, göreve hazırız,.. özerklikmiş, Türk vatanını bölmekmiş... Türkiye’yi böldürmeyeceğiz...” cümlelerini peş peşe sıralıyordu. Söylenen her söz, ilan edilen her hedef Kürtlerin özgürlük ve eşitlik mücadelesine karşı duyulan kinin açığa vurulmasının bir ifadesiydi. Aydınlık gazeteside karşı kampanyayı zaten daha önce başlatmıştı. Kılıç kından çıkarılmış, kin ve nefret ortalığa saçılmaya başlanmıştı.
Kuşkusuz Perinçek ve onun İşçi Partisi ve Aydınlık gazetesi bütün bunları ilk defa ifade etmiyorlar. Bu sefer fark şurada ki, AKP Hükümeti rüşvet ve yolsuzluk skandalları ile sarsılmış, halkın mücadelesi ile  mecalsizleşmiştir. Böylesi bir dönemde gerici düşünceleri yeniden ve dikkatler cezaevlerinin kapısına yöneldiğinde yüksek perdeden ilan etmek, asıl tehlike burada demek, Kürtlerin ve Türklerin demokrasi ve eşit kardeşlik mücadelesine yeni bir darbe vurma çabasından başka bir şeyi ifade etmiyor.
En gerici mihrakların duygularını harekete geçirmek için “Ülkeyi yeniden birleştireceğiz” deniliyor! Oysa olup bitenler ortada: BDP ve HDP seçimlere katılıyor, parlamentonun içinde ve dışında politik mücadele veriyorlar. Bunu mevcut yasalar ve sınırlar içinde yapıyorlar. Kürtler ve birlikte mücadelenin gerekliliğine inanan Türkler eşit haklara dayanan bir kardeşlik hukuku temelinde ülkeyi birlikte yeniden kurmak için büyük bir çaba gösteriyorlar. Üstelik bunu her türlü provokasyona, kışkırtmaya, saldırıya karşın yapıyorlar.
Ama bitmeyen kinin sahipleri sadece bunları söylemiyorlar. Suriye’nin, Irak’ın “bölücülerinin” yenilmekte olduğunu müjdeliyorlar ve bölgede eski statükoya dönüş için çaba gösterileceğini ilan ediliyorlar. Yani Irak’ın, Türkiye’nin, Suriye’nin, İran’ın gericileri birleşmeli ve Kürtlerin mücadeleleri boğulmalı, hakları ayaklar altına alınmalı. Sözde ABD karşıtlığı göklere çıkarılıyor. Buna karşın ABD’nin İran’la ilişkilerini geliştirme çabası, Irak Kürtlerini Maliki yönetimine mahkum etme ve onları güçsüzleştirme adımları görmezden geliniyor.
Ergenekon vb. davaların hukuksal sakatlıkları ve çarpıklıkları biliniyor. Ama aynı şey KCK davaları ve diğer siyasi davalar için de geçerli. Bu davalardan tutuklu olanlar halen cezaevlerindeler. Gelişmeler AKP Hükümetinin Kürt sorununun çözümü için hiçbir ciddi adım atmayacağını ortaya koyuyor. Hükümet açıkça Kürt mücadelesine karşıt olanlara mavi boncuk atarak, Kürtlerin mücadelesini kuşatmayı ve daha kötüsünü göstererek onları kendisine mahkum etmeyi hedefliyor.
Diğer taraftan Aydınlık yazarları “açılım sürecinin” bitmekte olduğunu, Kürtlerin karşılarında bu süreci yürütecek bir aktör bulamayacaklarını hoşnutlukla ilan ediyorlar. Kürtlerin mücadelesi yeni başlamadı, öncesi bir yana yaklaşık otuz yıldır olağanüstü bir mücadele veriyorlar. Emekliye ayrılan her genelkurmay başkanı, pek çok emekli “paşa” bu işin böyle gitmeyeceğini itiraf etmiş durumda. Açıkçası karşıda kim olursa olsun bu mücadele sürecek ve eğer çözüm isteniyorsa oturulup konuşulacak.
AKP Hükümeti de “süreci” Kürtlerin haklarına duyduğu saygıdan, bunları kabul etme isteğinden değil, Kürtlerin mücadelelerinin gücünden dolayı kabullenir gözüktü. Ama bu sorunu en geri sınırında tutarak çözme, en temel talepleri görmezden gelme çizgisini hep korudu. Şimdi de, hükümete muhalif pozisyonda ama Kürt sorununda şovenist, ulusalcı, inkarcı bir çizgide olanlardan destek de görerek kendi gerici mevziini güçlendirmeye çalışıyor. Bu gerici güçlerin açıkça bir ittifaka girmelerine elbette gerek bulunmuyor. Farklı yönlerden gelerek Kürtleri kuşatma ve onların mücadelesini boğma, haklarını ayaklar altına alma konusunda birleşiyorlar.
Tüm bunlar boşuna! Bugün Newroz! Kürtler büyük bir coşku ve mücadelelerine duydukları güvenle alanları, sokakları dolduruyorlar. Her türlü şovenist, ulusalcı, milliyetçi tersini iddia etse de, Kürtlerin ve onların dostlarının sloganlarında, türkülerinde, çağrılarında eşitlik, kardeşlik, en doğal haklarının kabul edilmesi ve demokrasi temelinde birlikte yaşam çağrıları var. Ne kınından çıkmış kılıçlar, ne öfkeyle ortaya saçılan kinler bu mücadeleyi durdurma gücüne sahip. Günümüzün yeni Dehakları olmaya soyunanlar hayal kırıklığına uğrayacaklar. Newroz Piroz Be! 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...