13 Mart 2014 00:35

Haram lokma

Haram lokma

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sabahın köründe odama daldı. Sinirliydi.
- Gece hiç uyumadım. Sabaha kadar haram lokmayı düşündüm.
Aslında kızılacak o kadar şey vardı ki. Küçücük çocuğu kafasından vuran kahraman ve destan yazan polislerin sokakta dolaşıyor olmaları tüm insanların uykularını kaçırıyordu. Artık dayanılmaz olan sokak saldırıları, rüşvetler, cep harçlıkları, kol saatleri zaten insanların ruh yapısını bozmuş, patlama noktasına getirmişti. Yine de ya sabır çekerek ilgileniyormuş gibi yaptım.
- Ne olmuş haram lokmaya?
- Haram malum. Hak edilmeden, alın teri dökülmeden ya da riske girilmeden kazanılan para. Haram ortaya çıktığında üretim ilişkileri bu kadar karmaşık olmadığından haram para sadece hırsızlık veya tefecilik ile elde edilen paraydı. Orta yerde banka filan yoktu ve parası olanlar muhtaçlara verdikleri borç karşılığında para kazanıyorlardı. İlkel tefecilik halen sürüyor. Yasal tefecilerdeki kredilerini kaybetmiş insanlar mecburen bu tefecilerden yüksek fazili borç para almak zorunda kalıyorlar. Ve tefeciler kazandıkları bu haram parayı afiyetle yiyorlar.
- Tamam bunları biliyoruz. Binlerce yıldır olan biten bu zaten. Sen şimdi mi farkına varıp sinirleniyorsun bu işlere.
- Baksana ülkeyi yönetenlerin ayakkabı kutularına, kamyon dolusu dolarlarına.
“Çok para haramsız olmaz” demiyor mu diğeri? Bir de yemin ediyorlar. “Çocuklarımızın boğazından haram lokma geçmedi” diye. Hadi cahili kandırıyorlar, bizi nasıl kandıracaklar? Ya tanrıyı. Yalan değil çocuklarının boğazından haram lokma geçmemiştir. Boğazdan geçecek lokmayı alacak helal parayı zaten kazanıyorlardır da, boğazlardan geçen gemiler ne olacak. Haram para boğazda lokma olarak geçmeyip de, deniz kenarında villa, Çamlıca tepelerinde arsa, özel uçaklarla umre olunca haram lokma olmuyor mu? Şimdi çıkıp “Cebime haram para girmedi” dese yalan mı? Pantolonun, ceketin cebine sığar mı o kadar milyon dolar? Sen söylesene haram parayla villa yaptın mı? Haram parayla kol saati aldın mı? Haram parayı yatak odasına doldurup makinayla saydın mı?
 Sonra sustu, öylece baktı ve gitti.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...