06 Mart 2014 10:04

Ukrayna'nın tuttuğu ayna!

Ukrayna\'nın tuttuğu ayna!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ukrayna’daki gelişmeler ile ilgili olarak “Batı” ve Türk basınında sadece bol miktarda üretilmiş yalan yer almıyor. Yapılan yorumların çoğu, ülkenin tarihine ve politik gelişmelere ilişkin cehaleti de olanca çeşitliliğiyle sergiliyor. Yalan ve çarpıtmaya dayalı bu tür haber ve yorumların yabancısı değiliz. Irak’ın işgal edilmesi, Afganistan’a emperyalist “koalisyon” ordularının çıkışı, Libya’nın bombalanarak yönetiminin yıkımı ve yağmaya açılması, Suriye’de devam etmekte olan lejyoner çeteleri aracılığıyla savaşta da aynı durum(lar) yaşandı. ABD ve Avrupalı emperyalistlerin, Vatikan’daki Hristiyanlık merkeziyle birlikte kışkırtıp sürüklediği “insan hakları, özgürlük vb” kamuflajlı politika, dünya hakimiyetine yönelik tekelci stratejinin bir yansımasıdır. Mevcut ve olası rakipleri etki alanlarında güçsüz düşürüp onların pazar alanlarına da sahip olmak üzere, her türden yalan ve entrikanın araç olarak kullanıldığı bir politikadır bu ve bugün ittifak halinde olanların “yarın”- ve sonrasında birbirleriyle de dalaşmalarını kaçınılmaz kılan çakal bekleşmesine de işaret etmektedir.
Ukrayna “Doğu” ile “Batı” arasında; açıkça görüldüğü ve yaşandığı üzere Rusya ve Çin ile, ABD ve AB üyesi Almanya ve Polonya başta olmak üzere bu bölge üzerine “tarihsel” emeller besleyen ülkelerin en aktif taraflarını oluşturdukları güç(ler) mücadelesinin alanlarından birini oluşturuyor. Bu konumdaki bir ülke üzerine kavga, “Turuncu”-”eflatun” kuklaların ve Nazi artığı faşist çetelerin şu ya da bu zamandaki hamleleriyle sonuçlanamayacak denli kapsamlı ve önemlidir. V. Putin’in, Rusya’yı “arka bahçesi”nde vurmaya yönelik “Batı” hançerini kırmak için elinden geleni yapmayacağını kimse söyleyemez.
Biz, halkların yararına olan, gerçekleşmesinin işçi ve emekçilere ve dünyanın ezilenlerine özgürleşmeleri yönünde katkı sağladığı ve sağlayacağı gelişmeleri her zaman için destekledik. Halkları, sahte bağımsızlık ve özgürlük vaadleriyle ya da içinde bulundukları açmazı istismar ederek gerici politikalarının aleti halene getirmeye yönelik emperyalist ve iş birlikçi entrikalara ise karşı durduk. Şu ya da bu büyük gücün adına savaşanların, Suriye’de olduğu üzere maaşlı fanatik lejyoner çetelerinin yaptıkları ise halkların düşmanlarına hizmet ediyor.
Savaş, isyanların hangi sınıflara, hangi güçlere yarar sağladığı, kimi güçlendirdiği, neye hizmet ettiği, bunlara yaklaşımı da belirleyicidir. Kukla isyancıların özgürlük adına Lenin heykellerini parçalaması, parlamento binasındaki Sovyet sembollerini sökmesi, kendilerini komünist olarak adlandıran parti ve örgütlerin mensuplarına saldırıp evlerini ateşe vermesi, bu hareketin karakterini ortaya koyan ‘sembolik’ verilerdir. Daha birçoğuna işaret edilebilir ve en belirgini Batılı emperyalistlere teslimiyetin özgürlük olarak pazarlanmasıdır. Gelişmeler ise, ne Ukrayna halkının ne de bölgenin diğer halklarının yararınadır. Ukrayna’da olduğu üzere hak ve özgürlük adına, ya da somut örneğiyle AB’ne üye olma istemiyle ayağa kalkanların halktan insanları da sürüklemesi ve bir burjuva-gerici iktidarı hedef alması sorunu karmaşıklaştırmakta, doğru tutumun alınmasını “zorlaştırıcı” işlev görmektedir. Ancak, karanlıkta kalan ve emekçileri, ilerici kesimleri ikircikliğe ya da belirsiz tutumlara itecek bir belirsizlik de yoktur. İşçi sınıfı ve emekçilerin iktisadi-sosyal ve siyasal talepleri merkezli olarak şekillenen ve diğer ülkeler halklarının mücadelesini darbelemeyip onu da güçlendirici bir rol oynayan, şu ya da bu emperyalist ve iş birlikçi gücün yedeğine düşmeyen bağımsızlıkçı ve özgürlükçü hareketler desteklenmeyi hak ederler. Bu tür hareketler, her biri öncelikle kendi çıkarlarını gerçekleştirmeye çalışan dış güçlerin müdahalesini reddeder ve kendi örgütlü güçleriyle kendi gerici yönetimlerine karşı savaşırlar. Ukrayna’daki durum buna uygun değildir ve halkın bağımsızlıkçı hareketinin gelişmesinin önünü de kesmeye yöneliktir. Dış müdahalelerin gerici karakteri ise tartışılmayacak denli açıktır. Ukraynalı ilerici güçlerin, demokrat ve ilerici aydınların ve ileri işçilerin kendi bağımsız güçlerine dayalı bir siyasal yapıyı şekillendirmek için daha etkin ve fiili müdahalesine gereksinim vardır, eksik olan da budur.
Bu yönüyle Ukrayna’daki gelişmeler, kapitalist uluslararası ilişkilere de, halkların özgürlüğü, ulusların bağımsızlığı sorunlarına da, benzeri gelişmelerin olduğu gibi yeniden ayna tutmuştur. Ziftli-sırlı kapağın ardındaki emperyalist ve iş birlikçi gerici güçlerin karanlık suretini görmek için, onları ışığın altına atmak gerekiyor. Halkların bölgesel ya da daha geniş alanlardaki yeni savaşlarda kırılmasının engellenmesi, tümüyle olmasa dahi, önemli oranda buna bağlıdır. “Hür Dünya” görünümlü karanlık siyaset 70 yılı aşkın süredir dünyayı şu ya da bu bölgesinden kana bulamaktadır. ABD ve NATO ittifakçılarının temsil ettikleri bir siyasettir bu. Bu sürede her hangi bir ülkede demokratik özgürlüklerin kazanılmasına katkı sağlamadığı ise, yakın tarihin gerçekliğidir. Zira demokrasi ve bağımsızlık dolar ve avroya tahvil edilerek, ve “Batı” sopasıyla kazanılamıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...