'Ulusların sağlığı'
Fotoğraf: Envato
Türkiye’nin içinden geçtiği kaos ve karambol o denli derin ve kuşku yaratıcı ki, koyu karanlık içimizi karartmaktadır. Şimdilere dek “kuzu sarması” misali birbirine destek olmuş olan iki gerici odak, potansiyel vesayet odaklarını ortadan kaldırma adına yürüttükleri müşterek operasyon ve gerçekleştirdikleri mahkemelerde yüzlerce insanın yaşamını kararttıktan sonra, şimdilerde birbirleriyle kıyasıya mücadele eder duruma gelmişlerdir.
Sosyolojik olarak siyaset kadrosu bir üründür. Bu ürün toplumdan yükselir ve sistemin ideolojik dokuları tarafından beslenir. Türkiye’de AKP iktidarı da, yarım yüzyıldan fazla sürede sürdürülen hazırlıkların ürünüdür. Bu ürünün oluşmasında, bugünkü kavganın taraflarından olan cemaat baş rolü oynamıştır. Nitekim, bir dizi davaların sürdürülmesinde ve yüzlerce kişinin hak ihlaline uğratılmasında bu birliktelik iş başında idi. Böylesi vahim birliktelik ülkeyi derin karanlığa sürüklerken, biraz nefes almak adına, toplumumuza kazandırılmış yararlı bir eseri tanıtmak istiyorum. Bu eserin özelliği ve önemi, halkın büyük desteği ile iktidara yapışmış olan AKP’nin tavizsiz uyguladığı neoliberal politikaların sağlık hizmetleri alanında hangi çevrelere yarar sağladığı hakkında fikir veriyor olmasıdır. Cem Terzi dostumuzun Türkçeye, Yordam Kitap’ın da okuyuculara kazandırmış olduğu eser bir tıp kitabı değil, sağlık alanındaki toplumsal politikalara ışık tutan bir ekonomi politika kitabıdır.
Kitap, amacını şu tümcelerle açıklamaktadır: “İnanılmayacak ölçüde zengin bir dünyada, hâlâ bu kadar çok sağlık sorunu ve erken ölümlerin olması, toplumlarda ve sağlık hizmeti sistemlerinde çok ciddi bir yanlışlık olduğunu göstermektedir. ....Açlık çok yaygındır; şişmanlık da. Ancak, şişmanlık, sağlık hizmetleri kaynakları ve piyasa üzerinde hakimiyet kurabilen zenginlerin hastalığı olarak açlıktan çok daha fazla dikkat çekmektedir.” Kitapta neoliberal politikalar çerçevesinde yapılan uygulamaların kamu bütçeleri üzerinde önemli değişiklik yaptığı, hanehalkı geliri üzerinde de giderek ağırlaşan yük oluşturduğu çok net bir şekilde vurgulanmaktadır: “Sağlık hizmetlerine özgü çok garip bir durum söz konusudur; bir ülke ne kadar yoksulsa sağlık hizmeti kaynakları içinde kamu sektörünün payı o kadar küçük olmaktadır. Ayrıca, yoksul ülkelerin sağlık sistemlerinde sağlık hizmeti almak için cepten ödeme yapmak zorunda kalınması (daha çok özel sektöre yapılmaktadır) giderek artmaktadır. Yoksul ülkelerin sağlık sistemlerinde yaşanan bu özelleştirme, zengin Batı ve Dünya Bankası gibi küresel kurumlar tarafından özendirilmektedir.” Türkiye’de 2000 yılında IMF-Derviş programıyla ekonominin ve bu bağlamda sağlık hizmetlerinin de tedricen özelleştirilmesi önerisi hatırlanmalıdır. Ne hazindir ki, sağlık politikalarının önceleri sempatik yüzü gösterilerek toplumdan sempati toplayan AKP iktidarının, hizmet bedelinin giderek büyük oranını tedricen halka yüklemesi uygulanan politika gereğidir. Zira, sağlık gereçleri ve ilaç üreticilerinin amacı topluma hizmet etmekten çok kendilerine yarar sağlamaktır. Kitapta belirtildiği şekli ile, “ İlaç endüstrisinin amacı, sağlığın değil, kârın maksimizasyonudur.”
Kitabın sonuna Cem Terzi dostumuz, “Türkiye’de Sağlıkta Neoliberal Saldırı: Sağlıkta Dönüşüm Programı” başlıklı fevkalade yararlı bir bölüm ekleyerek, Türkiye’deki politikaların anlaşılması açısından da kitabın önemini bir kat daha artırmıştır.
- Servet vergisi 20 Nisan 2024 05:45
- Bir bayram yazısı 13 Nisan 2024 04:34
- Seçimden ekonomiye 06 Nisan 2024 05:34
- Hükümetin çarpık altyapı algılaması ülkeyi felakete sürüklemektedir 30 Mart 2024 04:50
- Enflasyon olgusuna bir de şöyle baksak 23 Mart 2024 04:45
- Halkın tercihi emperyalistinki ile örtüşürse! 16 Mart 2024 04:51
- Günlerin gerçek anlamları 09 Mart 2024 05:14
- İstanbul’un trafik sorunu ve seçimler 02 Mart 2024 04:40
- 47. iktisatlılar haftası 24 Şubat 2024 04:06
- Akademinin kaybı 17 Şubat 2024 05:55
- Seçim kızıştıkça görüntü hüzün veriyor 10 Şubat 2024 04:45
- Emperyalizmin böl-yönet siyaseti ülkeyi parçalar 03 Şubat 2024 04:53