11 Şubat 2014 00:19

Küfretmeyin, kardeş kardeş izleyin

Küfretmeyin, kardeş kardeş izleyin

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kutuplaşmanın keskinleştiği her konuda yaptığınız yorumların bir yere çekilmemesi imkansız.  “Ya şucu ya bucu” olmayı dayatanlar “Bak, o da var” diyenlere çoğunlukla diğer tarafın gizli destekçisi muamelesi yapar.
Oysa içerisinde bulunduğumuz politik düzlem çoğu zaman iki seçeneğe indirgenemeyecek kadar çetrefillidir. Öyle olmasaydı Türkiye’de “AKP’ci ya da CHP’ci”, 17 Aralık’ta “Erdoğancı ya da Gülenci”, İstanbul’da “Topbaşçı ya da Sarıgülcü”, Suriye’de “Esadçı ya da Besleme Muhalifçi”, Ukrayna’da “AB’ci ya da Rusyacı”, Mısır’da “Darbeci ya da Mursici” olmanın hiçbir beisi olmazdı. Ancak öyle değil. Politikada sahnenin önünde gözüken figürler çoğunlukla bir ilerici-bir gerici şeklinde değil birbirine karşıt iki gerici şeklinde sıralanır. Bu durumda bizim “devrimci” dediğimiz üçüncü seçeneğe, çelişkinin bağrında gizli olan potansiyele işaret edilir.
Türkiye’de bu ikili dayatmanın kendisini en keskin şekilde gösterdiği alanlardan biri –saçma ama- futbol taraftarlığı. O yüzden en basit konuda kalem oynatırken dahi bu yazıdaki gibi gardımızı almamız gerekiyor.
3 Temmuz sürecine dair “Her büyük takım şike yapar, bu yöneticilerin hepsi sahtekardır” mı dediniz, Cemaatçi, Fenerbahçe düşmanısınız. Fenerbahçe’ye haksızlık yapıldığını, yargılama süresince hak ihlalleri, usulsüzlükler olduğunu, hatta 2010/11 sezonunda en iyi top oynayan takımın Fenerbahçe mi olduğunu söylediniz, Trabzonspor düşmanısınız. Galatasaray’ın Bruma’yı Antep’e gönderiş şeklinin etik olmadığını mı dile getirdiniz, e o zaman da Cimbom düşmanısınız!  Böylece uzayıp giden bir liste ve çoğu zaman “Şucu” olmak için bunları söylemenize dahi gerek yok.
Şahsen hayatta tarafımı bu kadar keskin belirleyeceğim tek konu var. O da “İki sınıf var. Biri proletarya öbürü burjuvazi” diyen devrimci askerin söyledikleri kadar düz ve net. İşçi sınıfının ideolojisinin gerektirdiği gibi taraf alınması gereken başka konular da vardır elbet, örneğin ezilen ulusun yanında olmak, inanç özgürlüğünü, gerçek bir laikliği savunmak gibi.
Ancak bunun haricindeki konularda bizden Bolşevik keskinliği beklenmesi ya da aslında birbirinin benzeri olan taraflar arasında seçim yapmaya zorlanmamız yapmadığımızda da “Şucu” ilan edilmemiz, kusura bakmayın ama bize değil size dair bir olumsuzluğu işaret eder.
Sivas-Fenerbahçe maçında, Fenerbahçe maça iyi başladı. Penaltısı verilmedi, kırmızı kartı getiren pozisyonda hakem yanlış karar verdi. Bunlar olmasa Fenerbahçe büyük ihtimalle sahadan galip ayrılırdı. Böyle olmadı. Hatalı hakem kararlarının da etkisiyle maçın seyri Sivas lehine döndü.
Maçı beraber seyrettiğim arkadaşlarım da dahil birçok Fenerbahçeli bu durumu “FB’ye karşı oynanan oyunlara” yordu. Öfkelendiler, hem de bayağı. Eğer bu öfke yalnızca benim maç izlediğim ortama özel bir şey olsaydı, önemsenmeyip geçilebilirdi. Ancak maç sonrası yapılan birçok açıklamadan da gördük ki, öyle değil. Bu tepkiler elbette Fenerbahçelilere has değil ve maalesef bu ve benzeri tepkiler kimi zaman çok acı olaylar doğuracak şekilde sonuçlanabiliyor.
Bazen en sıkıcı tutumu alarak memleketin delisi muamelesi görüyoruz. Ama yapacak bir şey yok! “Arkadaşlar futbol böyle bir oyun ve bunların hepsi futbola dahil” hatırlatması yapmak durumundayız. Bunların benzeri örneklerine yüzlerce kez şahit olduk. Üstelik BJK-FB-GS taraftarları olarak çoğunlukla bu hatalardan faydalanan takımın taraftarıydık.
Kazanmak(sevmek bile değil) bu denli önemsenince hasbelkader tutulan takımlara proletaryanın öncü müfrezesi(ideolojinize göre bunu çeşitlendirebilirsiniz) muamelesi yapılması da kaçınılmaz.
Böyle olduğu sürece bu köşe, kazanmayı kutsayan anlayışa karşı “Çalışkan Ahmet” pozlarıyla “Sana, sana, sana, hepinize be” demekle yükümlü.
Daha etkili olacağını bilsem metroda, küfürlü tezahüratı çığıran Galatasaraylı taraftara “Terbiyesiz” diyerek tokat atmayı ben de isterdim doğrusu. Bize “Küfretmeyin, kardeş kardeş izleyin” diyerek ebeveyn taklidi yapmak kalıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...