10 Şubat 2014 00:05

Çalışma işkencesine beyaz bayrak ödülü

Çalışma işkencesine beyaz bayrak ödülü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Çorlu’da kurulu Aka Tekstil’de korkunç çalışma koşullarına daha fazla dayanamayınca işçiler, önce kadınlar çalar sendikanın kapısını. Canla başla mücadele eder, örgütlenirler. Patron da önce kadınları işten çıkarır. Direnir kadınlar, dava zoruyla da olsa dönerler fabrikaya.  
Gönül’le Sıdıka... İkisi de fabrikaya sendika girmesi için her şeyi göze alan, sendikalaştıkları için işten atılan, verdikleri mücadele ile işe geri dönen, işe geri döndükten sonra işkenceye dönüşen çalışma koşullarında hiçbir şeyin değişmediğini bedenlerine kazılı izlerle gören, gösteren kadınlar.
Gönül’ün bir kulağı sağır. Çünkü üç kuruşluk kulaklıklar işçiye çok görülüyor. Bir de 7 aylık hamile, gece vardiyasında çalıştırıldığı yetmiyormuş gibi her türlü angaryaya koşturuluyor, ürettiği mallara bozuk damgası vuruluyor, rahatsızlandığında doktora gitmesine bile izin verilmiyor ancak eşi fabrikaya jandarmayla geldiği için hastaneye gidebiliyor. Bütün bu yıldırma politikalarına karşı hukuki hakkını arayacağını söyleyince ve fabrikadaki diğer işçilerin desteğini örgütleyince kapı önüne konuyor.
Sıdıka ise fabrikada koluna makinenin demir parçası düşüp kemiğini parçaladığında “bir şey olmaz, akşam evde sararsın” denilerek 250 kiloluk makineleri çekmeye zorlanıyor. Kırık kolunu sarıp hakkını aramaya çıkıyor tek başına. Sendikanın bu hak arama mücadelesindeki tek katkısı  “biz mi dedik sana fabrikadan şikayetçi ol diye, niye bu kadar büyütüyorsun” olsa yine iyi! İş kazası geçirdiğine şahitlik edecek arkadaşına sendika ile patron el ele verip ifadesini geri aldırmak istiyor, arkadaşı bunu reddettiği için işinden oluyor. 7 aylık raporluluk sürecinde ise aldığı üç kuruşluk parayı da Sıdıka’nın burnundan getiriyorlar. O, bu yaşananları içine sindiremeyip gazetemize mektup yazarak her şeyi anlattığında ise “sendikalaştıkları için işten atıldıklarında dava açmıştık ya, daha ne yapalım” minvalli bir cevap geliyor sendikadan. Sıdıka’yı “sendikaya karşı karalama kampanyası oluşturmakla” suçluyor sendikası. Hakkını arayan Sıdıka, kolunda sızısıyla işe geri döndükten 7 gün sonra kovuluyor.
Neden işten atıldıklarını söyleme gereği bile duymuyor patron. Çalışma ve Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nü arayıp öğreniyor kadınlar: “ahlaksızlıkla” damgalanmışlar!
Oysa üyesi oldukları Öz İplik İş’e kalsa, bütün bu izleri kadınların bedenlerine işlemekte mahir Aka Tekstil patronu “beyaz bayrağı” gönderine çekip, dağıtılan teşvikleri ennn birinci alacak bir patron…
Beyaz bayrak da neyin nesi diyenlere cevap, Sıdıka’yla Gönül’ün sendikası Öz İplik İş’ten gelsin: Memleketteki kayıtdışılık sorununun, işçi sağlığı ve güvenliği için gerekli önlemlerin alınmayışının, can kayıplarının, örgütlenme hakkının gaspının çözümü, işçinin hakkını “tanıyan” işverenlere devletin “beyaz bayrak” ödülü vermesinde! İşçi sağlığı-iş güvenliği kurallarının uygulandığı, sendikal örgütlenmenin gerçekleştiği, işçiyi kayıtlı çalıştıran iş yerlerinin “haksız rekabetle karşı karşıya olduğunu” savunan bu anlayış, patrona göz kırpar. “Yılın projesidir” bu. Her türlü teşvikin öncelikli olarak “beyaz bayraklı” patronlara sağlanmasını öngören bu projenin sahipleri, patronun işçinin anayasal haklarını tanıdığı için ödüllendirilmesi gerektiğini söyler. Marifet patronu desteklemektir, işçi ise teferruat!
“Çalışma” sözcüğünün Fransızcası “travail”in, “zahmetli, acı veren iş” yani bir tür işkence anlamını da içeriyor olması ne garip! Ve ne kadar garip varlık nedeni işçinin hakkını korumak olan sendikanın çalışmak bir tür işkenceye dönerken, o işkence işçi bedenlerine işlenirken teslim bayrağını göndere çekmeyi marifet sayması.
Gönül’le Sıdıka çalışmayı işkenceden onura dönüştürebilme mücadelesi veriyor şimdi. Bedenlerine kazınan bütün izlerle… Sendikalarına rağmen...
Bekledikleri ise dayanışma. Bütün yaralılardan… Yarası en çok olan kadınlardan…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...