01 Şubat 2014 00:43

Ermeniler ve acılı tarihle yüzleşme

Ermeniler ve acılı tarihle yüzleşme

Fotoğraf: Envato

Paylaş

KCK Eş Başkanı Bese Hozat’ın ANF’ye verdiği geniş kapsamlı bir röportajda, ‘İsrail lobisi, yine milliyetçi Ermeni ve Rum lobileri birer paralel devlettir’ ifadesi büyük tartışmalara neden oldu.
Bu ifadelere yönelik tepkiler sadece Ermenilerden değil, Türk, Kürt, Ermeni, Laz Çerkes, Arap, Süryani... her halktan insanlardan geldi. Yazılar yazıldı, açıklamalar yapıldı.
HDP Eş Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü imzalı bir açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle deniyordu; “Öyle düşünüyoruz ki, bir asırdır süregiden resmi ve gayriresmi inkar ve imhaya karşı mücadele halindeki Kürt halkının devrimci sözcüleri de, yaşadığımız coğrafyada halkların eşitliği ve kardeşliği düşüncesini ihya edecek, mücadele ortaklığını pekiştirecek bir söylemi tercih etmelidir. Eşitliğe dayalı ortak ve demokratik bir gelecek kurmayı gölgeleyecek her tür endişeyi gidermek bu nedenle önemli ve gerekli bir adımdır.”
Hozat’ın ifadeleri, PKK’ye söz söylemek isteyen her çevre tarafından bir vesile olarak da değerlendirildi! Konu, PKK’nin ‘Kemalist kafalı’ olduğunu ispat etmek isteyenlerden, samimi eleştiriler yapanlara uzanan geniş bir çevrede yankı buldu.
KCK’den, Kürt Özgürlük Hareketinin birçok örgütünden ve onların temsilcilerinden yanıtlar ve yorumlar geldi. BDP’den açıklamalar yapıldı, durum izah edilmeye çalışıldı. Daha sonra Bese Hozat, bir kez daha ANF’ye verdiği bir mülakatta, ne demek istediğini ve söylediklerinin nasıl çarpıtıldığını izah etmeye çalıştı. Keşke, yanlış izah ve yanlış anlamaya müsait ifadelerin ‘anlaşılması’ için bu kadar çaba sarf etmek yerine, ‘yanlış anlaşılmıştır, söylenmek istenen şudur’ denilmiş olsaydı.
Ancak bir gerçek var ki, -ve sanırım en önemlisi bu- Ermeni sosyalist, devrimci, demokrat çevreler bu sorunu doğru bir yerden ele alarak, doğru bir tartışma yürüttüler ve hâlâ bu tutumlarını sürdürmektedirler. Hâlâ Ermeni Soykırımı demeye dilleri varmayan, sorunu, ‘emperyalist güçlerin bir oyunu’ olarak izah etmeyi yeterli bulan, ırkçı, şoven, inkarcı ve asimilasyoncu tutumla aralarına kalın bir çizgi çizmeyi başaramayan ‘sol’ ve ‘sosyalist’ çevreler ise suskun kalmayı yeğledi.
Oysa konu böyle gündemleşmişken ve soykırımın 100. yılına şurada bir yıl gibi bir zaman kalmışken, gerçekle yüzleşmek, emperyalizmin hesaplarıyla birlikte, Osmanlı’nın, İttihat ve Terakki’nin Türklerin, Kürtlerin ya da katliama alet olmuş tüm kesimlerin, soykırımı bir devlet politikası olarak mahkum edip, bir yüzleşme içine girmeleri doğru olurdu.
1915’te gerçekleşen Ermeni Soykırımı’ndan bahsetmenin, gerçekle yüzleşmenin, Türklere hakaret olmadığı, meselenin bugün yeniden bir yarayı kaşımak ve kanatmak, halkları bir birlerine düşmanlaştırmak değil, aksine özeleştirel bir yaklaşım sergileyerek, halkların buradan ders çıkarmasını, geçmişiyle yüzleşmesini ve hesaplaşarak, sonuçlar çıkarmasını sağlamak gerekirdi.
Kürt Hareketi’nin değişik düzeylerdeki temsilcilerinin, KCK Eş Başkanı Bese Hozat’ın açıklamasından sonra yaptıkları değerlendirmeler ve açıklamalar önemli olmakla beraber, en rahat olması gereken bir hareket olması beklenirken, onların da ‘ama’, ‘şu da yok mu’ gibi izahatları ise tartışmaların devamını sağlamış oldu.
Bu bakımdan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın on dört yıldır tutsak bulunduğu İmralı Cezaevinden Ermeni halkına hitaben bir mektup yazıp, göndermesi önemlidir. Agos gazetesinde tam metni yayımlana mektuptan hareketle konuyu, esasını ‘yüzleşme’ oluşturmak üzere, tüm demokrasi güçlerinin değerlendirmesine açmakta yarar var. Agos yazarlarının buna kapıyı araladıkları görülüyor ve bunu doğru bir rotadan ilerletmek herkese iyi gelecektir!
Öcalan, Ermeni halkının 1915’te yaşadıklarını ‘soykırım’ olarak tanımlarken, tüm dünyayı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni bu gerçekle yüzleşmeye çağırmaktadır. Öcalan’ın açıklamasında da “boşluklar” gördüklerini açıklayan, buradan eleştiren Ermeni yazar ve çeşitli kurum temsilcilerinin yapıcı ve ilerletici tutumdan ısrar etmeleri de oldukça önemlidir.
Sanırım, Hrant’ın katli karşısında gösterilen birliğin ve mücadeleci tutumun, soykırım konusunda gösterilmesi sağlanabilirse, birçok şey yerli yerine oturmaya başlayacaktır. Tüm uluslardan ve halklardan sosyalistlerin, bu konuyu cesaretle ele alıp, değerlendirmeleri ve sonuçlara varıp, bunları kamuoyu ile paylaşmaları, Kürt sorunundan yaklaşımdaki tereddütleriyle birlikte, ‘emperyalizmin oyunu’ saplantılarından ve diğer tüm sorunlardaki ‘ayakbağları’ndan da kurtuluşları olacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...