Ermeniler ve acılı tarihle yüzleşme
Fotoğraf: Envato
KCK Eş Başkanı Bese Hozat’ın ANF’ye verdiği geniş kapsamlı bir röportajda, ‘İsrail lobisi, yine milliyetçi Ermeni ve Rum lobileri birer paralel devlettir’ ifadesi büyük tartışmalara neden oldu.
Bu ifadelere yönelik tepkiler sadece Ermenilerden değil, Türk, Kürt, Ermeni, Laz Çerkes, Arap, Süryani... her halktan insanlardan geldi. Yazılar yazıldı, açıklamalar yapıldı.
HDP Eş Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü imzalı bir açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle deniyordu; “Öyle düşünüyoruz ki, bir asırdır süregiden resmi ve gayriresmi inkar ve imhaya karşı mücadele halindeki Kürt halkının devrimci sözcüleri de, yaşadığımız coğrafyada halkların eşitliği ve kardeşliği düşüncesini ihya edecek, mücadele ortaklığını pekiştirecek bir söylemi tercih etmelidir. Eşitliğe dayalı ortak ve demokratik bir gelecek kurmayı gölgeleyecek her tür endişeyi gidermek bu nedenle önemli ve gerekli bir adımdır.”
Hozat’ın ifadeleri, PKK’ye söz söylemek isteyen her çevre tarafından bir vesile olarak da değerlendirildi! Konu, PKK’nin ‘Kemalist kafalı’ olduğunu ispat etmek isteyenlerden, samimi eleştiriler yapanlara uzanan geniş bir çevrede yankı buldu.
KCK’den, Kürt Özgürlük Hareketinin birçok örgütünden ve onların temsilcilerinden yanıtlar ve yorumlar geldi. BDP’den açıklamalar yapıldı, durum izah edilmeye çalışıldı. Daha sonra Bese Hozat, bir kez daha ANF’ye verdiği bir mülakatta, ne demek istediğini ve söylediklerinin nasıl çarpıtıldığını izah etmeye çalıştı. Keşke, yanlış izah ve yanlış anlamaya müsait ifadelerin ‘anlaşılması’ için bu kadar çaba sarf etmek yerine, ‘yanlış anlaşılmıştır, söylenmek istenen şudur’ denilmiş olsaydı.
Ancak bir gerçek var ki, -ve sanırım en önemlisi bu- Ermeni sosyalist, devrimci, demokrat çevreler bu sorunu doğru bir yerden ele alarak, doğru bir tartışma yürüttüler ve hâlâ bu tutumlarını sürdürmektedirler. Hâlâ Ermeni Soykırımı demeye dilleri varmayan, sorunu, ‘emperyalist güçlerin bir oyunu’ olarak izah etmeyi yeterli bulan, ırkçı, şoven, inkarcı ve asimilasyoncu tutumla aralarına kalın bir çizgi çizmeyi başaramayan ‘sol’ ve ‘sosyalist’ çevreler ise suskun kalmayı yeğledi.
Oysa konu böyle gündemleşmişken ve soykırımın 100. yılına şurada bir yıl gibi bir zaman kalmışken, gerçekle yüzleşmek, emperyalizmin hesaplarıyla birlikte, Osmanlı’nın, İttihat ve Terakki’nin Türklerin, Kürtlerin ya da katliama alet olmuş tüm kesimlerin, soykırımı bir devlet politikası olarak mahkum edip, bir yüzleşme içine girmeleri doğru olurdu.
1915’te gerçekleşen Ermeni Soykırımı’ndan bahsetmenin, gerçekle yüzleşmenin, Türklere hakaret olmadığı, meselenin bugün yeniden bir yarayı kaşımak ve kanatmak, halkları bir birlerine düşmanlaştırmak değil, aksine özeleştirel bir yaklaşım sergileyerek, halkların buradan ders çıkarmasını, geçmişiyle yüzleşmesini ve hesaplaşarak, sonuçlar çıkarmasını sağlamak gerekirdi.
Kürt Hareketi’nin değişik düzeylerdeki temsilcilerinin, KCK Eş Başkanı Bese Hozat’ın açıklamasından sonra yaptıkları değerlendirmeler ve açıklamalar önemli olmakla beraber, en rahat olması gereken bir hareket olması beklenirken, onların da ‘ama’, ‘şu da yok mu’ gibi izahatları ise tartışmaların devamını sağlamış oldu.
Bu bakımdan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın on dört yıldır tutsak bulunduğu İmralı Cezaevinden Ermeni halkına hitaben bir mektup yazıp, göndermesi önemlidir. Agos gazetesinde tam metni yayımlana mektuptan hareketle konuyu, esasını ‘yüzleşme’ oluşturmak üzere, tüm demokrasi güçlerinin değerlendirmesine açmakta yarar var. Agos yazarlarının buna kapıyı araladıkları görülüyor ve bunu doğru bir rotadan ilerletmek herkese iyi gelecektir!
Öcalan, Ermeni halkının 1915’te yaşadıklarını ‘soykırım’ olarak tanımlarken, tüm dünyayı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni bu gerçekle yüzleşmeye çağırmaktadır. Öcalan’ın açıklamasında da “boşluklar” gördüklerini açıklayan, buradan eleştiren Ermeni yazar ve çeşitli kurum temsilcilerinin yapıcı ve ilerletici tutumdan ısrar etmeleri de oldukça önemlidir.
Sanırım, Hrant’ın katli karşısında gösterilen birliğin ve mücadeleci tutumun, soykırım konusunda gösterilmesi sağlanabilirse, birçok şey yerli yerine oturmaya başlayacaktır. Tüm uluslardan ve halklardan sosyalistlerin, bu konuyu cesaretle ele alıp, değerlendirmeleri ve sonuçlara varıp, bunları kamuoyu ile paylaşmaları, Kürt sorunundan yaklaşımdaki tereddütleriyle birlikte, ‘emperyalizmin oyunu’ saplantılarından ve diğer tüm sorunlardaki ‘ayakbağları’ndan da kurtuluşları olacaktır.
- Emperyalizm, savaş ve yeni dönem 21 Ekim 2023 04:47
- Filistin ve TBMM'de gizli görüşme kararı 14 Ekim 2023 04:51
- Ankara saldırısı ve iktidarın yeni planı 07 Ekim 2023 04:50
- Yine Gezi, yine hukuksuzluk 30 Eylül 2023 04:53
- İktidarın politikalarına boyun eğen muhalefet yol alamaz 23 Eylül 2023 04:51
- CHP Tanrıkulu'yu AKP'nin önüne attı 16 Eylül 2023 05:32
- Karaburun Bilim Kongresi; kapitalizm ve yıkım 09 Eylül 2023 04:45
- 1 Eylül Dünya Barış Günü ve dinmeyen savaşlar 02 Eylül 2023 04:45
- Antep’teki işçi direnişleri ve gösterdikleri 26 Ağustos 2023 04:26
- Yargıtaydan hukuksuzluğa bir onay daha… 19 Ağustos 2023 04:57
- Yeni dönem ve dayatılan "yeni" yaşam tarzı 12 Ağustos 2023 04:40
- Diyanetten Kobanê davası fetvası 05 Ağustos 2023 05:05