23 Ocak 2014 00:19

'Erdoğan devleti' ve büyüyen tehdit

\'Erdoğan devleti\' ve büyüyen tehdit

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Devleti 12 yıldır  AKP ile “Cemaat/Hizmet Hareketi” birlikte yönetiyorlar. Tüm kurumlarını ele geçirmiş, kendi militanları, din savaşçıları ve yandaşlarıyla yeniden harmanlayarak davalarına ve hedeflerine uygun yeniden şekillendirmişlerdi. İktidar mevzileri ve ülkenin rantiye şantiyesine dönüştürülmesiyle sağlanan arpalıktan pay kavgasında birbirlerine girdiklerinde şimdi devlet kurumları “tek elde”; Tayyip Erdoğan’ın hakimiyeti ve himayesinde yeniden şekillendiriliyor. Yasa, hukuk, hak, teamül, ahlak, halkın duygu ve düşünceleri, muhalefetin görüşleri, vs. vb. “hak getire!”
Başbakanın sipahi ordusu elde kılıç,”piyadeleri biçip” baştan başa haraç keser gibi şirketleri dağıtıyor, bankaları iflasa sürüklüyor, paraları kutulara doldurup gizlemeyi hak gösteren fetvalarla yandaş sermayenin etki alanlarını genişletmek üzere kendisini desteklemeyenlere 412 milyon gibi büyük miktarlı cezalar kesiyor. MİT’in TIR’ları Suriye’ye silah ve mühimmat taşıyor, yakalandıklarında “devlet sırrı” ve politikası denerek serbest kalıyorlar. Başbakanın sözünü duyan devlet ricali “O, Allah’ın tüm iyi meziyetlerini üzerinde toplamış bir liderdir” inancıyla biat namazına duruyor! Sözü söyleyen kendi milletvekilidir. Dil sürçmesi bir düzeltici yalandan ibarettir. “Tanrı ile ilişki”! üzerine martavallar Bush’un Irak’ı vurduğu günlerde sarf ettiği “Tanrı vur dedi vurdum!” şaklabanlığı destur bilinerek uyarına getirilip yinelenmektedir. Aklın ve akılcı-bilimsel sorgulamanın reddi üzerinden yürütülen cahiliye devri propagandasıyla 21. yüzyıl insanı biata davet ediliyor, köle kalmaya iman etmesi isteniyor. Hükümet partisinin ve destekçilerinin kozmopolit orta çağcıl-kapitalist kırması fanatizmi ülkenin tüm inanç biçimlerinden halkına dayatılıyor, “inanç-vicdan hürriyeti”nin, “demokratik hak, özgür düşünce ve davranış”ın söylemden öte anlamının olmadığı, polis kuvveti desteğindeki yargı kararları ve siyasal iktidar pratiğiyle örtüsüz hale getiriliyor.  
Yargının “tarafsızlığı” üzerine yalanın hiç değilse biçimsel gösterenleri vardı. 2010 “referandumu” ile onu Hükümetin emrine bağladılar. Şimdi Erdoğancı yargıç sayısında yetersizlik görülerek tümünün AKP Hükümeti ve başındaki kişinin emrine girmesi için yeni düzenleme yapılıyor. Burjuva kuvvetler ayrılığı üzerine ikiyüzlülüğe dahi artık ihtiyaç duyulmuyor. Yargıtay, Danıştay, Satıştay, YÖK, RTÜK, HSYK, MİT, Ordu, polis, Maliye, Merkez Bankası, üniversiteler, akla gelen-gelmeyen tüm düzen ve devlet kurumları “milli irade” maskeli hükümet ve partisinin siyasal-ideolojik ve iktisadi amaç, hedef ve evet niyetlerine bağlanmak üzere. Tam bir “hallaç pamuğu” sürümü söz konusudur.
İşçi sınıfı ve kent-kır emekçileri bu saldırı reorganizasyonunun kendilerini vurmayacağını düşünecek denli pratik deney yoksunu olamazlar. Yıllar yılıdır sadece kısım kısım değil topyekûn saldırıların hedefindedirler. Bazı düzenleme ve uygulamaların askeri cuntalar dönemlerinde dahi cesaret edilip yapılmadığını burjuva yorumcuları bile dile getiriyorlar. İktidar nimetlerinden pay verilen azınlık sendikacı bürokrat ve satın alınmış belirli bir kesim için yapılanlar sorun teşkil etmeyebilir. Ama on milyonlarca emekçi, aydın, genç, kadın ve erkek için politik, hukuki ve iktisadi yeniden şekillendirmenin saldırı ve baskı sistemini takviyeyi esas aldığı, bunun da esas olarak kendilerini vuracağı açık olmalıdır. Güncel saldırının iktidar-devlet güçlerinin “iç kavgası” görünümünde olması yanıltıcı bir yan da taşıyor. Bunu görmek, günümüze dek hükümetleri ve devlet otoritesini daha fazla takviye etmek üzere girişilen bütün yeniden düzenlemelerin asıl darbeyi halk kitlelerine ve onların ileri kesimlerine vurduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Hükümetin “darbe-komplo” söylemi ve ona destek anlamına gelen aynı doğrultudaki açıklamaların bu alanda bir bulanıklığı da içerdiğini bilerek, siyasal gericiliği yoğunlaştırma seferberliğine karşı mücadeleyi seçime hazırlık döneminden de yararlanarak ilerletmek ve yükseltmek, ertelenemez bir sorumluluk gereğidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...