08 Ocak 2014 00:13

Rezalete emek cephesinden müdahale için

Rezalete emek  cephesinden müdahale için

Fotoğraf: Envato

Paylaş

KESK, DİSK, TMMOB, TTB, 11 Ocak günü Ankara’da, bir miting düzenliyor.
“Yolsuzluk, yoksulluk ve zulüm düzenine karşı durmak ve sorumlularından hesap sormak için” taleplerini haykıracak olan işçiler ve emekçiler, rüşvet ve yolsuzlukların, “Hükümete karşı komplo”, “Cemaat-Hükümet” çatışması üstünden çıkarılan gürültüye kurban edilmemesi için seslerini yükseltecekler.
17 Aralık Günü, Türkiye’nin en büyük rüşvet ve yolsuzluk skandalı olarak patlayan lağımda bakan çocuklarının, büyük iş adamları ve Halkbank Genel Müdürünün de içinde bulunduğu “mümtaz simaların” yüzdüğünü gördük. Arkasından Başbakanın çocukları ve son dönemin başlıca özelleştirme ve büyük inşaat ihalelerini alan firmaların da içinde olduğu ikinci bir dalga ise emniyet görevlilerinin savcının emrine uymaması ve dosyanın savcıdan alınmasıyla, doğrudan yürütmenin yargıya müdahalesiyle engellendi. Dün ise TCDD’nin yaptığı ihalelerle ilgili yeni bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun başlatıldığını da öğrendik.
Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının engellenmesi amacıyla Hükümet, emniyette tayinleri başkomiserlere kadar indirirken Başbakan meydanlardan evlerinde milyonlarca dolar çıkanları ve haklarında milyarlarca dolarlık kara para suçlaması olanları, “Saflığından paraları evinde saklamıştır. Temiz adamdır” diyerek açıkça savundu.
Hükümet, bu rezilliği görmek yerine Cemaatin emniyet ve yargıdaki paralel örgütlenmesinin Hükümete karşı komplosu diyerek, bu milyarlarca dolarlık yolsuzluk, rüşvet ve kara para rezilliğini kapatmaya soyunurken, böyle bir rezillikten “mağduriyet” çıkarmak için çalışmaktadır. Dahası, Ergenekon ve Balyoz davalarındaki hukuksuzluk ve adaletsizlikleri de Cemaatin emniyet ve yargıdaki örgütlenmesine bağlayarak Hükümet, şimdi “mağduriyet”e bir de “demokrasi kahramanlığı” eklemeye çalışmaktadır.  Sanki emniyet ve yargıdaki Cemaatin örgütlenmesi, 12 yıldır bu Hükümet tarafından desteklenmemiş, sanki bu emniyet ve savcılar Hükümetin çıkardığı Terörle Mücadele Yasası ve özel yetkili mahkemelerin kuruluş ve yargılama esaslarına dayanarak hükümlerini sürdürmemiş gibi.
Evet ortada yolsuzluk ve rüşvet skandalı olduğu gibi Hükümet ve Cemaat iş birliği ile oluşturulmuş böyle örgütlenmeler de vardır. Ancak bu yolsuzluk ve rüşvetle ilgili gerçekler, Cemaat-Hükümet arasında ya da siyasilerin birbirine laf çakmalarıyla sınırlı bir kavga olarak kalırsa, bugüne kadar olanlardan da anlaşıldığı gibi, bu çatışmadan halka yararlı, demokrasi ve özgürlükler mücadelesine bir katkı çıkmaz. Tersine kavga bu odaklar arasında kaldığında kimi ayrıntılar üstünde koparılan gürültüyle gerçeklerin üstünün örtüleceğinden şüphe edilemez. Öyle de oluyor.
Ancak işçiler, emekçiler, halk gerçeklerin ortaya çıkarılmasında ısrar ederse, bunun için rüşvetin soygunun faillerinin yakalarını bırakmazsa, “temiz bir Türkiye” için mücadelede adımlar atılabilir.
Onun içindir ki, 11 Ocak’ta Ankara’da yapılacak miting sendikalar, emek örgütleri ve örgütlü halk kesimlerinin gidişata müdahalesi için bir başlangıç adımı, bir çağrı olarak görüldüğü ölçüde anlamlı olacaktır. Çünkü bugün karışımıza çıkan rüşvet yolsuzluk, kara para vakaları gibi çıkan rezillik, alışıldığı gibi, kişiler arasında alınıp verilen bir illegal para ilişkisi değildir. Tersine iktidarı elinde bulunduranların, yargı ve emniyet içindeki güç çatışmasıyla birleşen, milyar dolarla ifade edilen ilişkiler, Hükümetin ekonomik politikasının bir boyutu olarak ortaya çıkmıştır. Yolsuzluklar, rüşvet ve kara para, Hükümetin kendisine yakın sermaye güçlerini bu yolla beslerken aynı zamanda yetkili ve etkili makamlardaki kişilerin de bu bölüşümden pay almasının bir yolu, bir yanıyla da seçimlerin kazanılması organizasyonu olarak da işleyen bir mekanizmadır; Hükümetin ekonomi politikasının, illegal boyutudur.
Dolayısıyla rüşveti, yolsuzlukları ortaya çıkarma ve mücadelesi aslında halktan yana bir ekonominin, yoksulluğu ortadan kaldırma mücadelesinin, yağma ve vurgun ekonomisine karşı halkçı bir ekonominin savunulması mücadelesidir de. Böyle de olmak zorundadır.
11 Ocak mitingi halkın hükümetin ekonomi politikası hakkında bir aydınlatma faaliyeti ve halkın gidişata müdahalesi için bir çağrı mitingi olarak tüm emek ve halk güçleri tarafından desteklenmelidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...