Yolsuzluk ve paralel sendikalar
Fotoğraf: Envato
Türkiye, on gündür tarihin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile çalkalanıyor. Geçtiğimiz 11 yıl içinde adım adım inşa edilen yolsuzluk ve rant düzeninin çatlaklarından sızmaya başlayan pislikler, başta iktidar partisi olmak üzere, yolu siyasi iktidarla kesişen bütün kişi ve kurumları fazlasıyla tedirgin etmeye başladı.
Bir ucu siyasi iktidara kadar uzanan milyar dolarlık yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama iddiaları yenilir yutulur gibi değil. Bir tarafta boğazına kadar borca batmış, geçinebilmek için bütün bireyleri çalışmak zorunda bırakılan emekçi aileleri, alacakları üç kuruş zammın hesabını yapan asgari ücretliler, diğer tarafta para sayma makineleri ile paraları tıkır tıkır sayıp, desteler halinde ayakkabı kutuları içinde saklayan banka müdürleri, adı rüşvet ve kara para aklama işine karıştığı iddia edilen bakan çocukları, iş adamları ve müteahhitler.
Henüz yolsuzluk ve rüşvet zincirinin bütün halkaları ortaya çıkmamış olmasına rağmen, Başbakan ve yandaşları tarafından operasyonun istikrarı, huzur ve güven ortamını, hatta çözüm sürecini bozmaya kadar uzanan “küresel bir komplo” olarak değerlendirilmesi dikkat çekici.
Siyasi iktidar cephesinden düne kadar beraber, kol kola yürüdükleri, aynı yağmur altında ıslandıkları cemaate yönelik “paralel devlet” suçlaması yapılırken, 11 yıldır siyasi iktidardan aldıkları destekle büyüyen, bugüne kadar üyelerinden çok patronların ve hükümetin çıkarları doğrultusunda tutumlar alan “paralel” sendikalar, tıpkı Gezi direnişi sürecinde olduğu gibi, “küresel komplo” açıklamaları yaparak renklerini bir kez daha belli ettiler.
Bugüne kadar attıkları her adımda hükümet ile “paralel” davranmaya özen gösteren konfederasyonların siyasi iktidar ile aralarındaki siyasal-ideolojik bütünleşmeyi bir kez daha ilan ederek kendilerine yakıştırılan “yandaş sendika” ifadesini bile aştılar. Matematikte paralel doğruların sonsuzda kesiştiği iddia edilse de, hükümet ile “paralel” sendikalar arasındaki ilişkinin her adımda kesiştiği artık daha net görülebiliyor.
Son on gün içinde memlekette yaşanan “olağanüstü” gelişmeler, soruşturmayı yürüten polislere ve savcılara yönelik doğrudan ve dolaylı müdahaleler, yapılan operasyonu tamamen komplo olarak değerlendiren açıklamalar, AKP iktidarının ve iktidara paralel olarak faaliyet yürüten bütün destekçilerin (gazetelerin, köşe yazarlarının, sendikaların) inandırıcılık açısından büyük bir aşınma yaşadıklarının göstergesi.
Başbakanın ve siyasi iktidarın çizgisinde faaliyet yürüten “paralel” kişi ve kurumların her fırsatta tekrarlama ihtiyacı hissettikleri “küresel komplo”, “kirli oyun”, “paralel devlet” tanımları eşliğinde geliştirilen söylemler, gündemdeki iddiaların ciddiliği karşısında içine düşülen çaresizliğin ve paranoyanın en somut yansımaları.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu karşısında saflar yeniden netleşirken, yıllardır siyasi iktidarın saldırıları karşısında her açıdan mağdur olmuş emek örgütlerinden güçlü bir tepki gelmemesi, hatta operasyonları nasıl değerlendirdikleri yönünde bir açıklama yapma zahmetine bile girmemeleri anlaşılır gibi değil.
Son on gündür memlekette bütün taşlar yerinden oynarken, bugüne kadar her fırsatta iktidarın uygulamalarını eleştiren sendikalar ve meslek örgütlerinin önemli bir bölümünün “yesinler birbirini” gibi apolitik tutumlar takınmaları, meydanın bir kez daha çimenler üzerinde tepişen fillere bırakıldığını gösteriyor.
- 1 Mayıs’ın tarihi ve 2024 1 Mayıs’ının önemi 18 Nisan 2024 04:34
- Seçim sonuçları ve gösterdikleri 04 Nisan 2024 05:00
- Görünen köy 28 Mart 2024 04:20
- Emekçilerin tutumu 21 Mart 2024 04:25
- İşsizlik krizine doğru 14 Mart 2024 04:35
- Patronlara kaynak aktarma sistemi: MESEM 29 Şubat 2024 05:06
- Esnek çalışma yeniden gündemde 22 Şubat 2024 04:49
- Bıçak kemiğe dayandı 15 Şubat 2024 04:41
- Bölüşüm uçurumu 01 Şubat 2024 04:29
- 24 Ocak kararları güncelliğini koruyor 25 Ocak 2024 04:45
- Ekonomik enkaz 18 Ocak 2024 04:32
- Gerçek sorunlar, farklı gündemler 11 Ocak 2024 04:50