13 Aralık 2013 00:19

Politika, demagoji ve gerçekler

Politika, demagoji ve gerçekler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Demagoji yapmanın tarihi çok eski çağlara dayanıyor olsa da, demagoji günümüzde burjuva politikacılarının “etkin siyaset” yapma yöntemlerinden birisi olarak hâlâ yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Bu tarz politika aldatmaya, peşinden sürüklemeye, iki yüzlülüğe dayanır, anlık sonuçlar almayı hedefler. Sözlükler bu sözcüğün eski Yunanca’dan türetildiğini yazmaktadır. Demos (halk) agosos (liderlik yapmak) anlamına geliyor. Halkın ön yargılarına, korkularına, isteklerine dayalı olarak yapılan siyaset anlayışını ifade ediyor. Tabii vurgulamak gerekir ki bu ön yargılar, istekler, korkular yine egemen sınıflar tarafından oluşturulmuş kalıplardır ve içleri günün ihtiyaçlarına göre doldurulmaktadır.
Elbette okuyucu şimdi soracaktır, bu giriş neden yapılıyor ve varılmak istenen yer neresidir? Yapmak istediğimiz sadece son dönemlerde yapılan “parlak” demagoji örneklerini yeniden hatırlatmak ve bunlara nasıl karşı konulabileceğini irdelemeye çalışmaktır. Hatırlanacağı gibi ekonominin son çeyrekte 4.4 oranında büyüdüğü açıklandı. Bu büyümenin yüzde 1.3 puanı ağırlığını bankacılık sisteminin oluşturduğu mali sektörden, yani Başbakan ve hükümet yandaşlarının deyişi ile “faiz lobisinden” geliyor. Yine hatırlanacaktır ki “Gezi” ile başlayan protestolar “faiz lobisi”nin ülkeye kurduğu bir komplo olarak karalanmaya çalışılmıştı. Oysa rakamlar kanıtlıyor ki o günlerde ve sonrasında mali sektör işini hiç aksatmamış ve “komplo” bir tarafa ülkenin “büyümesine” “katkıda bulunmaya”, yani tatlı vurgunları cebe indirmeye devam etmiş!
Elbette o günlerde yapılan tek demagoji bu değildi. Cami de içki içilmesi, başı örtülü bir kadına saldırı düzenlendiği vb. gibi pek çok demagoji bizzat Erdoğan tarafından yapılmış, böylece en azından halkın bir bölümünün ön yargılar ile harekete geçmesi kışkırtılmıştı. Ne bunların kanıtları ortaya konulabilmiş, ne de işin doğrusu ortaya çıkınca halktan özür dilenmişti. Amaç o an için ihtiyaç duyulan gerici bir rüzgar estirmek, demokrasi ve özgürlük isteyenlerin sesini kısmak, onlar üzerinde bir terör estirmek olarak belirlenmiş, bunda kısmen de olsa hedefe ulaşılmıştı.
Kuşkusuz hükümette olsun olmasın burjuva politikacılarının tek demagoji örnekleri bunlar değil. Üzerinde en fazla demagoji yapılan konuların başında bayrak, millet, vatan, bölünmezlik, dış düşmanlar, dini ve milli ön yargılar vb. geliyor. O gün hangi konuya ihtiyaç duyuluyorsa destekçi basın ve yayın kullanılarak dört bir taraftan güçlü bir rüzgar estiriliyor, ulaşılmak istenen gerici hedefe ya ulaşılıyor, ya da muhalif kesimlerin sesi boğuluyor.
Yakın geçmişte Meclis kürsüsünde konuşan milletvekillerinin birkaç gün sonra cezaevlerine doldurulması gibi örneklerin yaşandığı hatırlanacaktır. Sorun şu ki, politika da demagojiye dayanmak geçmişte kalmış bir olay değildir. Bugün de demagojiye dayanan politika varlığını ve etkisini sürdürüyor. Üstelik “kızlı erkekli”, “halkın rahatsızlığı” vb. örneklerinde görüldüğü gibi alanı da oldukça genişlemiş durumdadır. Demagoglar sadece geçmişte oluşmuş gerici ön yargıları kullanmıyorlar, yeni ön yargılar yaratıyorlar, küllenmiş, unutulmuş olan ön yargıları da yeniden canlandırıyorlar. Birkaç gün sonra ise sanki bunlar hiç olmamış gibi farklı bir konu ve farklı bir gündem egemen oluyor.
Bütün bunlara karşı ne yapılabilir? Elbette gerçeğin ortaya çıkarılması için çaba göstermeyi, yapılan demagojileri teşhir etmeyi bir an bile elden bırakmamak gerekiyor. Ama kabul etmek zorundayız ki her bir demagojinin açığa çıkarılmasına ve teşhir edilmesine ne zaman, ne de olanaklar yetecektir. Gerçek çözüm elbette halk yığınlarının demagojiyi gerçekten ayırabilecek, burjuva politikasının ve politikacılarının yalan ve demagojilerine kanmayacak, onlar (yönetenler) ve biz (yönetilenler) ayrımını peşinen yapabilecek bir tutuma sahip olması olacaktır. Halkın sözleri ve eylemleri bu kıstasa göre değerlendirebilecek durumda olması demagojinin etki alanını oldukça daraltacaktır.  
Emekçi halk kitlelerinin: Burjuva politikasının, egemen sınıfın sözcülerinin, onlar adına hükümette bulunanların her sözüne ve eylemine kuşku ile bakmalarını sağlayacak bir tutuma doğru ilerlemesine yardım etmek gerekiyor. Üst sınıfların sözcüleri ve temsilcilerinin, onlar adına hükümette bulunanların halkın nezdinde peşinen sözlerine güvenilmezler kategorisine dahil edilmeleri için her türlü gerekçe ortada bulunmaktadır. İşçi ve emekçi sınıflarının yaşamının katı gerçekleri, demagoji fırtınalarının ve yalan dalgalarının koparıp parçalayamayacağı sert kayalıklar gibidir. Ve yaşamın bu katı gerçekleri, sermayeye ve gericiliğe karşı, demokrasi ve özgürlük mücadelesi verenlerin ellerine güçlü ve yenilmez silahlar veriyor. Sermayeye ve gericiliğe karşı bu silahları yetenekle kullanmayı becerebilmek gerekiyor.        

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...