09 Aralık 2013 00:05

Mandela: zafer, hayal kırıklığı, umut

Mandela: zafer, hayal kırıklığı, umut

Fotoğraf: Envato

Paylaş

80’lerin ikinci yarısı... Buralarda bir halk ayağa kalkarken, atlasların en güney ucundaki bir başka halk zafere hazırlanıyor.
Evet, Johannesburg’da, Cape Town’da ve hatta Abidjan’da, Kinsaşa’da, yeryüzünün en çilekeş halkı, onlarca yıl kanla bastırılmaya çalışılan mücadelelerinden birini kazanmak için artık gün sayıyor.
Afrika’da herkes o mücadelenin sembollerinden Nelson Mandela’nın özgürlüğü için büyük bir seferberlik başlatmış.
Hugh Masekela’nın trompetinden yükselen melodi, hareketin marşı olarak dillerde:
“Nelson Mandela’yı geri getirin/ Onu evine, Soweto’ya getirin/ Güney Afrika’nın sokaklarında  yürürken görmek istiyorum onu...” (Bring back Nelson Mandela)
***
Mandela, 1990’da serbest kaldı. 1994’te demokratik seçimler sonrası iktidara geldi ve ırkçı Apartheid rejimi lağvedildi.
Immanuel Wallerstein o dönem kendi dünya sistemleri teorisinde en umutlu olduğu coğrafya olarak Güney Afrika’yı gösteriyordu. Haksız sayılmazdı.
Ancak ANC ve Güney Afrika, Washington’un güdümündeki yapısal uyum programlarıyla kısa sürede Wallerstein’ı hayal kırıklığına uğrattı.
80’lerin sonu ve 90’ların başına damgasını vuran sevinç melodileri yavaş yavaş başka bir Apartheid’ın gürültüsüyle bastırıldı. Eski rejimden kalma tekellerin yanına ANC’nin palazlandırdığı siyah burjuvazi eklendi.  Sınıfsal eşitsizlik, artık Güney Afrika’nın gizlenemez gerçeğiydi. Bastırılan grevler, işçi ölümleri, zorla yerinden etmeler... Fanon’un dediği gibi görkemli ulusal mücadelelerin muzafferleri, yeni düzenlerini kendi halklarını kapitalizme boyun eğdirmek için kullanmışlardı. Burada, maalesef Mandela da rol oynadı.
***
Burjuvazi, 20.yüzyılın devrimci kahramanlarının gerçek kimliğini silikleştirme konusunda epey başarılıdır. Martin Luther King, Malcolm X, Nelson Mandela(Belki gelecekte Öcalan da hedeftedir)...
Bunlar yalnızca ırk ayrımcılığına karşı değil yoksulluğa, ekonomik eşitsizliğe karşı da savaş açmış isimlerdi ve hataları-sevaplarıyla hayatlarının büyük bir bölümünde bu mücadeleleri birlikte yürüttüler.
Mandela’nın 90 sonrası ANC’nin savruluşundaki etkisi ya da etkisizliği, mutlaka belirtilmelidir ancak bunları söylerken de amaç, sistem karşıtı mücadeleleriyle halkların gönlünde taht kurmuş önderlerin liberal çarpıtılışına katkıda bulunmak değil elbette.
Bu notu düşüp, devam edelim; 90’ların neşeli, umutvar melodisinden acının melodisine doğru... Orada bizi yine Hugh Masekela karşılıyor; Stimela-Kömür treni... Evet aslında yüz yıllık bir Afrika dramını anlatır bu şarkı ama tarih onu aniden ve üzücü bir şekilde dönemin ezgisi haline getirdi. Stimela, Afrika’nın her yerinden, Güney Afrika’daki madenlere kölelik koşullarında çalıştırılmak üzere getirilen işçileri anlatır. Onların zorunlu sürgün halini, ezilmişliklerini ve tüm bunları simgeleyen kömür trenine çaresizce duydukları ilkel nefreti... Masekela, kömür treninin göçü, yoksulluğu, savaşı, sömürgeciliği ve zorla yerinden etmeyi anlattığını söyler. Maalesef tüm bunlar ve şarkının hüznü 2000’ler Güney Afrika’sını yansıtıyor.
Bunu en iyi 2010 Dünya Kupası’nda görmüştük.
Hatırlayalım; Dünya Kupası ile birlikte Güney Afrika’nın “sözde” zenginliğini, devasa yoksulluğu gizleyerek göstermek isteyen ANC hükümeti, göz önündeki gecekondu mahallelerini yıkarak, kentin yoksullarını şehir dışındaki etrafı çitlerle çevrili teneke kentlerde hapsetmişti. Bu 21.yüzyıl rezaleti, Güney Afrika gerçeğini ortaya koyarken, Mandela ve ANC’nin pek çok sadık destekçisine de “Apartheid’da bile böylesi yoktu” dedirtti.
O dönem yazdığım bir yazıda, 1995 Rugby Dünya Kupası’nın etnik Apartheid’ın mirasına karşı siyah ve beyaz halkı birleştirmek için kullanılırken, 2010 Dünya Kupası’nın sınıfsal Apartheid’ı en gerçek yüzüyle ortaya serdiğini belirtmiştim. Tıpkı geçtiğimiz yıl 34 grevci madencinin katledildiği Marikana Katliamı’nda olduğu gibi...
Bir zafer, hayal kırıklığı ama yine de umudun şarkısı olarak Güney Afrika; ‘Bring back Nelson Mandela’dan ‘Stimela’ya...
Madiba unutulmayacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...