Forma, bayrak, kutsallık
Fotoğraf: Envato
“Bu forma kutsaldır nasip olmaz herkese...”
Tribün ve tezahürat tarihimizden, bekleneni veremeyen futbolculara yükselen sitem dolu bir nida.
Kime sorsanız “kutsal” denen forma, kutsiyetini Hakkı Yeten’den Metin Oktay’dan Lefter Küçükandonyadis’ten alır. “Gezici reklam panosu”na döndürülmüş yüz küsur liraya satılan formaları taşıyan futbolcular, doğdukları dönemin hem kazananı hem kurbanıdır. Formanın kutsallığı da yeri gelince onlara patlar.
Futbol açısından bu kadar güdük bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin üzerinden 1 hafta geçmesine rağmen adından söz ettirebiliyor olması kuşkusuz teknik-taktik maharetlerin bir ürünü değil. Maç sonrası Cristian Baroni’nin Galatasaray formasını şortunun içine sokması sonrası Beyaz TV’deki dev kadronun olayı yorumlama biçimine bakarsak, bir cinayetin işlenmemiş olması bile sevindirici.
Mehmet Özyazanlar, ‘Gerilimden vazgeçmek yok’ başlığını taşıyan yazısında süregelen tartışmalara yönelik kapsamlı bir değerlendirmede bulundu ancak klişe tabirle söylersek “Gün geçmiyor ki” yeni bir gerginliğin fitili ateşlenmesin.
Özyazanlar’ın yazısını yazdığı gün Galatasaray yönetiminden Baroni hadisesine dair “sert” bir açıklama geldi.
“Üzerinde Türk bayrağı bulunan, Türkiye’de ve dünyada renklerimize gönül veren milyonlar için dokunulmaz olan renklerimizi taşıyan formamıza karşı bu çirkin hareketi yapanların cezalandırılmaları ve spor camiasından silinmeleri için her ortamda gerekli girişimleri yapmaya devam edeceğiz”,
“Türk bayrağının, takımlarının renklerinin edep yerlerine hakaretamiz bir şekilde sıkıştırılmasından hicap duymayanların spor camiamızın içinde yer almasından bizler utanç duyuyoruz”,
“Galatasaray Spor Kulübü Türk sporunda ahlaksızlığın, arsızlığın, utanmazlığın hakim olmasına karşı her ortamda mücadele edecektir. Türk bayrağını, Galatasaray formasını ahlaksızca aşağılamaya çalışanlar bunun bedelini hukuk devleti ilkeleri içinde ödeyene kadar mücadelemiz devam edecektir.”
Forma kutsal falan değildir elbette, tıpkı bayrak gibi. Atfedilen kutsiyet, inşa edilmiş bir ideolojinin koruyucusu olarak tasarlanmıştır. Ve yine, tıpkı bayrak gibi etrafı mitlerle örülmüştür. Onun bugünkü piyasa değerini de dokunulmazlığını da belirleyen budur.
Galatasaray yönetimi açıklamasında hem formaya hem de bayrağa biçilen kutsallıktan nemalanmaya çalışıyor. “Oh, kimse kimseyi öldürmeden bu saçmalığı da atlattık” diye ferahlamamıza engel olan da bu.
Fanatizm zırvasına bir gencin öldürülmesinin üzerinden 1 yıl dahi geçmemişken Galatasaray yönetimi tehlikeli bir oyun oynuyor. Kamuoyunun fazla dikkate almaması dileğiyle.
- Papara baskını ve marka değeri 19 Mart 2024 04:10
- Bozacılar ve şıracılar 12 Mart 2024 04:46
- Beşiktaş'a cüret gerek 05 Mart 2024 04:42
- "Dünümüzü getirin, yarınımızı verelim" 27 Şubat 2024 04:15
- Geriden oyun kurmayı, yarım alanlara sızmayı atla, göğe bakalım 20 Şubat 2024 04:50
- "En eski spor arkadaşları"nın 2024 model çekişmesi 13 Şubat 2024 04:21
- Gerçeğin yumruğu: İşte Türk futbolu bu! 13 Aralık 2023 04:56
- Çalınmış ülke, bölünmüş spor: Filistin 23 Ekim 2023 04:36
- City Football Group-Başakşehir flörtü 09 Ekim 2023 04:00
- Süper Lig, süper sömürü 02 Ekim 2023 04:30
- 'Voleybol Ülkesi' miyiz? 25 Eylül 2023 04:25
- Amigo muhabirliğin yeni çukuru 18 Eylül 2023 04:00