Sosyalistler Kürtlerin bir eklentisi mi?
Fotoğraf: Envato
Ruşen Çakır peş peşe üç yazı yazarak, HDP ile ilgili bazı sorular sordu ve bunlara yanıt aramaya çalıştı. HDP’de Kürt hareketinin Kürt olmayan sol-sosyalist kesimlerle ittifakının milliyetçi ve İslami kaygıları olan tabanıyla bir “daimi bir sorun potansiyeli” taşıyacağına değindikten sonra sosyalistlerin tek seçeneğinin Kürt hareketine küçük bir parça olarak eklemlenmek mi olduğuna ve Kürt siyasi hareketinin sahiden sosyalist sola ihtiyacı olup olmadığına kafa yordu.
HDP’nin ne kadar bileşeni varsa her birinin bulunduğu zeminden bu sorulara farklı yanıtlar verilebilir. Tıpkı birbirine çok benzemezleri bile bir araya getiren Gezi direnişinde olduğu gibi. Herkesin ayrı bir Gezi’sinin olduğunu söylemek ne kadar mümkünse herkesin, kendi öznelliğiyle ve özgün talebi ekseninde yapabileceği, ayrı bir HDP tanımı olduğunu söylemek de o kadar mümkün. HDP çünkü Kürt ulusal hareketinden kimlik politikalarını üst siyaset olarak benimsemiş siyasal partilere, sınıf vurgusunu önemseyen parti ve aydınlardan belirli bir kimliğin haklarını savunan kesimlere kadar birçok kesimi bünyesinde barındırıyor. Bu kadar çok sesi bir araya getiren şey heves ve niyetten çok, HDP’nin talep eksenli platformudur.
Birbirine hiç benzemezleri bile bir arada tutan platformun Gezi direnişinde neler başardığını gördük. Ama bir aradalığı mümkün kılan ve direnişe siyasetler üstü bir görünüm kazandıran talebin, tutkal vazifesinin ilelebet payidar kalabileceğini düşünmek hayal kurmak olur.
HDP, Gezi platformu etrafında bir araya gelenler arasında birleşebileceği kesimlerle siyasi talepler düzleminde birleşti ve bunu tamamlanmış bir süreç olarak da görmüyor. Eğer sorularımızı HDP bileşenlerinin, özgün taleplerle belirlenmiş kendi öznellikleri içinde verebilecekleri muhtemel yanıtlara ayarlı olarak değil de, bunu da aşan, HDP’yi var eden siyasal koşulların belirlediği bir zeminden sorabilirsek Kürt siyasal hareketiyle sol-sosyalist kesimlerin beraberliğinin imkanlarına daha nesnel açıklamalar getirmek mümkün olacak.
Belki de en yanlış tutum bu projenin Kürt siyasi hareketinin kimi sözcülerinin de zaman zaman dillendirmekte beis görmediği gibi, bu projenin bir Abdullah Öcalan projesi olduğunu söyleyerek “zayıf” sol-sosyalistlerin, kimlik mücadelesi veren diğer kesimlerin Kürt hareketine eklemlendiği sonucunu çıkarmak. Bu, HDP’nin gerçekliği konusunda doğru bir tespit yapıldığı anlamına gelmez; zayıflığı ram olmanın zorunluluğu olarak görmek, bileşenlerin zekasını ciddiye almamak anlamına geleceği gibi Gezi’nin ruhunu geçtik, dönemin ruhunu anlamamak anlamına da gelir. Dönemin ruhu, demokrasi güçlerinin ortak talepler etrafında birleşmesi biçiminde beliriyor.
Kürt siyasi hareketinin HDP’deki sol-sosyalist bileşenlerle birlikteliğini “En zor zamanlarda yanlarında oldular” biçiminde dile getirilebilen, Ortadoğu politikasında hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan vefayla açıklayabilir miyiz sadece? Kürt sorununun çözümü konusundaki beklentiyi yükseltenler de, Kürtlerin taleplerini Batı’da meşrulaştıranlar da sol-sosyalist kesimlerdi. Bu konu toplumsal bir karşılık bulmasa Kürtlerin yalnızlaştığı bir ortamda çözüm sürecinin başlaması ne kadar mümkün olabilirdi ki? Dolayısıyla HDP’ye içkin ilişki bir vefa ilişkisinden ziyade siyasi bir ilişkidir.
Sol-sosyalist kesimler ile kimlik gruplarının şimdiye kadar verdikleri mücadelenin Kürt siyasal hareketinin mücadelesiyle birleştiği takdirde demokratikleşme imkanının güçleneceğini görmedikleri düşünülebilir mi?
Şu doğru; HDP sadece saf uzlaşının birliği değildir; Hem ulusal hareketin çeşitli eğilimleri arasındaki hem de HDP içindeki siyasal partilerin yürüteceği kendi bağımsız politikalarının muhtemel gerilimini içerir bu birlik. Kimseyi kepenklerini kapatarak kendisine iltihak etmeye çağıran bir oluşum olmadığından, HDP bu gerilimi bir zenginlik ve itici güç olarak kabul eder. Başka türlüsü de HDP’yi HDP yapmaz. HDP birlikte nasıl yürüneceğinin öğrenildiği bir mücadele aygıtıdır. HDK’den bu yana hatta DEHAP’tan bu yana bir hayli deneyim kazanıldı. Bundan sonra da bu deneyim birikecek ve üzerine daha çok tartışılacak.
- Vatan millet ıstakoz 19 Nisan 2024 06:05
- Kürt’e yasaklı, kavgalı gürültülü Türk demokrasisi! 05 Nisan 2024 05:53
- Bu daha başlangıç 01 Nisan 2024 05:40
- Yol boyu Kürtler 29 Mart 2024 05:00
- Hatay’da geliyorum diyen deprem! 22 Mart 2024 04:58
- Yoksullaştır ve yardıma muhtaç et! 17 Mart 2024 05:07
- Ama şu ama bu… 15 Mart 2024 04:46
- Ölümle yaşam tertibi arasında kadın 08 Mart 2024 05:10
- Kalkınma planları ve programlarında kadın: Bir beşeri sermaye 03 Mart 2024 05:20
- TOKİ’zedeler ve istismar 01 Mart 2024 04:58
- Şeriat mı? 23 Şubat 2024 05:08
- Altında kan, aslında yağma var 16 Şubat 2024 05:10