25 Ekim 2013 09:27

'Küresel senaryolar' ve halk

\'Küresel senaryolar\' ve halk

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Elinde tek bir oy olan insanlar bütün küresel senaryoları boşa çıkaracak güce sahipler...” Bu tespit Başbakan Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı, AKP milletvekili Yalçın Akdoğan’a ait. Akdoğan son günlerde MİT Müsteşarı Fidan dahil, uluslararası boyutta Türkiye ve Hükümet ile ilgili süren tüm tartışmaların asıl hedefinin Erdoğan olduğunu yazıyor ve hedefe konulmasının nedenini de, Erdoğan’ın silahı radikalizmi reddeden, demokrasiyi, bölge halklarını ve onların hak ve özgürlüklerini öne çıkaran farklı bir İslam anlayışına sahip olduğunu ileri sürerek izah ediyor.
Akdoğan’a göre Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça bu “karalama kampanyası” yoğunlaşacaktır. Ama ona göre bu küresel güç odaklarının etki edemedikleri tek yer halktır. O halk da elindeki oyla bu kampanyaları boşa çıkaracaktır! Okununca göze, duyunca kulağa hoş gelecek sözler bunlar. Ama bu işte bir terslik yok mu? Halkın oyunu arkasına almakla övünen bu hükümet 11 yıldır küresel güçlerle kucak kucağa değil miydi? Hükümet bunların hangi tezgahlarına çomak soktu acaba? Faiz ödemeleri mi durduruldu, üsler mi kapatıldı, uluslararası şirketlerin mallarına el mi konuldu, yoksa uluslararası sermayeye ve onların iş birlikçilerine peşkeş çekilen ulusal servetler geri mi alındı? Belki de bizim bilmediğimiz duymadığımız olağanüstü gelişmeler oldu? Bunların hiç birisi olmadı, uluslararası güçlerle ülkenin bağımlılığı üzerine kurulan tezgah tıkır tıkır işliyor.
İsterseniz bu küresel güç odakları kimlerdir bir hatırlayalım? Bunlar ABD, NATO, AB’nin büyükleri, IMF, Dünya Bankası, uluslararası büyük sermaye gurupları vb. değil mi? Hepsi de tanıdık gelmiyor mu? Eğer kastedilen bunlarsa Hükümet bütün bu kurumlarla iç içe ve kucak kucağadır. Daha dün Skorsky helikopterleri için açılan milyarlarca dolarlık ihale bir Amerikan şirketine verildi. Erdoğan liderliğindeki Hükümet, eylem yapıp uluslararası sermayenin, sıcak paracıların huzurlarını bozmasınlar diye halkın, gençlerin üzerine doğru, devletin tüm gücünü seferber ediyor. Askeri üslere, gizli anlaşmalara yönelik hiçbir itiraz yok ve her fırsatta yenileri geliyor. Silah ve radikalizm meselesinden uzak İslam anlayışına gelince sadece Suriye politikası bile gerçeğin çok farklı olduğunu gösteriyor ve Hükümet bu konularda büyük güçlerin istekleri doğrultusunda yeni manevralar yapma peşinde.
Açıkçası başta, etkili ve yetkili uluslararası güç odaklarının bütün temel isteklerini karşılayan bir Hükümet ve onun Başbakan’ı bulunuyor. Bu elbette arada hiçbir çelişki olmadığı anlamına gelmiyor. Örneğin bölgedeki politikalarda parazit yapılması gibi sorunlar bulunuyor. Ama varolan bu çelişkiler şimdilik hükümetin burnunun sürtülmesi ile halledilebilen çelişkiler ve onlarda zaten bunu yapıyorlar. Gerektiğinde Hükümetin hareket alanını sınırlıyorlar, ileri gittiğinde fren yapmasını sağlıyorlar. Hükümete tavizler verdirerek, boyun eğdirerek her istediklerini yaptırıyorlar. Ama Hükümet çevreleri ve onun yörüngesindeki basın ve yayın bütün bu tartışmaları hükümetin izlediği “Bağımsızlıkçı, uluslararası güç odaklarına kafa tutan” bir tutum olarak yansıtmaya özel bir ağırlık veriyorlar. Halk arasında sürekli olarak bu görüş pompalanıyor. Hükümetin, büyük güçlerle ortaya çıkan her anlaşmalık sonrasında onlara daha fazla boyun eğdiği özenle gizlenmeye çalışılıyor.
Bunun nedeni son derece açıktır. Onurlu hiçbir halk uluslararası güçlerin, hele bu güçler uluslararası düzeyde her türlü melanetin sürdürücüsü durumundaysa, bunların kendi ülkesinin içişlerine karışmasını istemez. Bu güçlerle kayıkçı dövüşü olarak da olsa çelişkiye düşen hükümetler içte genel olarak güç toplar. ABD gibi emperyalist güçlerin kendilerine bağımlı hükümetlerin bazı eleştiri ve zayıf karşı çıkışlarını sorun etmedikleri, hatta eğer bu durum halkı yanılgıya sürüklüyor, o hükümeti güçlendiriyorsa, belirli sınırlar içerisinde tolere ettikleri bilinmektedir. Hükümetin destekçileri de bir süredir bu durumun keyfini çıkarıyorlar. Halk nezdinde “Büyük güçlere kafa tutan bir lider ve hükümet” pozisyonunda görünmek hoşlarına gidiyor, buradan parsa toplamaya çalışıyorlar.
Gerçek şudur, ortada emperyalizmle her türlü ilişkide iç içe, ama onun bazı çevreleri ile sözde karşı karşıya ve bu görüntü ile halkı sadece oy deposu olarak görüp kendi yedeğinde tutmak isteyen bir Hükümet bulunmaktadır. İsteniyor ki, güç elinde denilen halk, uluslararası sermaye çevrelerinin istedikleri politikaları uysallıkla uygulayan hükümeti koşulsuz desteklesin. Ama kitleler gerçekleri daha iyi görmeye başlıyorlar. Şimdiden emekçi halk kitlelerinin ve onun gençliğinin uyanmış kesimleri büyük devletlerin sultasına karşı, ülkenin bağımsızlığını, demokrasi ve özgürlüklerin egemen olmasını, ekonomik ve sosyal haklarda ilerleme vb. istemekte, bunun için mücadele etmektedir. Üstelik bunu, elinde oy pusulası sadece seçim vaktini bekleyerek değil, demokratik tepkilerini her fırsatta ortaya koyarak yapmaktadır. Son gelişmeler de göstermektedir ki bu halk şimdi hükümete karşı mücadelesini güçlendirmeye, yaygınlaştırmaya, daha örgütlü hale getirmeye çalışmaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...