İşkenceye sıfır tolerans
Fotoğraf: Envato
Salı günü Süleyman Yeter’i işkence yaparak öldürdüğü iddiası ile yargılanan polislere ceza verildi. Süleyman Yeter’in ağabeyi Mustafa Yeter, Radikal’in haberine göre, sanığın yakalanıp ceza almasına bile inanamadığını kaydederek, ‘Ben aslında ceza almaz diye bekliyordum. Buna da şükür diyorum. Bu da olmazsa ne yapacaktık? Umudu kesmiştim. Yakalanıp getirileceği aklımıza bile gelmezdi. Hiç değilse salonda yüzünü gördük, biraz rahatladık’ demiş, cezayı az bulduğunu da eklemiş. Mustafa Yeter haklı. Ceza az. Ama, daha önceki örnekler göz önüne alındığında hiçbir polise ceza verilmeyebilirdi de…
Muhtemelen Hükümet yetkilileri böyle sonuçlardan kendilerine pay çıkarıyordur. İşkenceye sıfır tolerans diye övünüyorlardır. Gerçi, Yeter’in katillerinin cezalandırılması ve haklarında yakalama çıkarılması bu hükümetten önceki bir olay. Fakat, AKP Hükümeti gerçekten işkenceye sıfır tolerans gösteriyor mu? Bu konuda kuşkularım var. Ben asıl, hakkında gıyabi tevkif kararı olmasına rağmen on dört senedir yakalanamayan sanık Ahmet Okuducu’nun nasıl korunduğunu merak ediyorum. Radikal gazetesi Okuducu’nun korunduğunu, yerinin bilindiği halde yakalanmadığını daha önce yazmıştı. Yani gazeteci kaçağın ne yaptığını biliyor, polis bilmiyor durumu. Bu haberler üzerine polis kerhen Okuducu’yu yakaladı ve sanık zaman aşımından yararlanamadı.
İşkenceye sıfır tolerans iddiasında bulunanlar, işkence ve kötü muamele iddiaları hakkında ciddi soruşturmalar yapar. Bu iddialara muhatap olmuş polisleri yargılama esnasında ya da mahkumiyetten sonra korumaz.
Acaba, polis müfettişleri Okuducu’nun yakalanmaması, korunması, bir keresinde gözaltına alınıp serbest bırakılması ile ilgili iddialar hakkında bir soruşturma yaptı mı? Ben bunu merak ediyorum.
Bakın, yine hakkında gıyabi tevkif kararı olan ve yakalanamayan Hrant Dink Davası sanığı Erhan Tuncel’i gazeteciler buldu. Polis hâlâ yakalayamadı. Erhan Tuncel, jandarma ve polisle ilgili önemli bilgiler vereceğini açıklamış. Tuncel’in açıklamalarından sonra bazı polis ve jandarmalar hakkında soruşturmalar açılacak. Ama, altı senedir bu konuda çok sayıda iddia vardı. İddialar bir yana çıplak gözle görülebilecek ihmaller, sanıklarla iş birliği emareleri, yönlendirme ve azmettirmeye ilişkin deliller vardı. Bunlar yeterli titizlikle soruşturuldu mu? Yoksa, yine polis ve jandarma olan şüpheliler korundu mu?
Roboski Katliamı’nın azmettirici sanıkları hâlâ belli değil. Pilotlar bombaları attı. Bu belli. Fakat, pilotlara emri kim verdi? Vur emrini veren hâlâ açıklanmıyor ve yargılanmıyor.
Devlet görevlisi suçluların ya da şüphelilerin korunduğu bir sistemde “İşkenceye sıfır tolerans”, “Hukuk devleti olmak” iddiaları havada kalır.
Adalet mefhumu, en çok hükümetten biri, hakim, savcı, polis, asker vb. suç işlediğinde yargılanıp cezalandırılmadığında yara alır. Elin garibanını, suçlu suçsuz yakalayıp yargılamak ve cezalandırmak en kötü devletlerin bile becerdiği bir iştir. Mesele, ülkede yargılanamayacak kimsenin kalmaması, kimseye ayrıcalık yapılmaması meselesidir.
- Şaşkın ördek 23 Nisan 2024 04:32
- Barış ne zaman gelecek? 16 Nisan 2024 04:47
- Sosyalistlerin seçim çalışması nasıl olmalıdır? 09 Nisan 2024 04:42
- Seçim dersleri 02 Nisan 2024 04:47
- Moskova katliamı 26 Mart 2024 05:38
- Büyük Birader bizi gözetliyor 19 Mart 2024 04:39
- Küçülemeyen devlet 12 Mart 2024 04:52
- Etkisiz hale getirmek 05 Mart 2024 04:48
- Her şey rant için 27 Şubat 2024 08:49
- Hem yasa koyucu hem yürütücü hem de hakim 20 Şubat 2024 04:48
- İşkenceyi ve işkenceciyi aklamak 13 Şubat 2024 04:40
- Böyle demokrasi olmaz 06 Şubat 2024 04:46