04 Ekim 2013 13:24

Paket niye açılmıştı?

Paket niye açılmıştı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hak ve özgürlükler egemen sınıflar ve onların hükümetleri tarafından halka bir lütuf olarak verilmez. Eğer bazı haklar ve özgürlükler kazanılmışsa bunun gerisinde işçisiyle, emekçisiyle, genciyle genel olarak halkın mücadelesi vardır. Hükümetlerin tutumu ise, örneğin AKP Hükümetinin bu konulara siyasi yaklaşımında somut olarak görüldüğü gibi, talep edilen hak ve özgürlükleri engelleme, bunu yapamadığında ise bazı küçük kırıntıları büyük reformlar gibi “paketleyip” halka kabul ettirmeye çalışmaktır. Bu durumda talep edilen ve uğruna mücadele edilen ile, halka kabul ettirilmeye çalışılan arasında derin bir uçurum bulunur. Bugün de gerçek durum budur.    Ama hükümet ve destekçileri farklı bir havadadır. Vatandaşları kulları olarak görmek isteyen hükümet, kullarının kendilerine lütfedilen ile yetinmesini, şükredip, hayır dualarını kendilerinden esirgememesini istiyor. Ancak hükümetin görmek ve kabul etmek istemediği bir gerçek var ve o gerçekte halkın demokrasi ve özgürlük talep ettiği ve bunu elde etmek için on yıllardır ısrarlı bir mücadele yürüttüğüdür. Bugün de bu ülkede politikayı yakından takip eden hemen herkesin bildiği gerçek şudur: “Demokratikleşme paketi” adı verilen paket esas olarak Kürt sorununun çözümünde ileri bir adımın atılması gerekçesiyle gündeme alınmıştır. Çünkü Kürt halkının on yıllardır verdiği mücadele bunu zorunlu kılmıştır. Ancak Başbakan Erdoğan, açıkladığında görüldü ki,  bu “paket” Kürtlerin en temel taleplerini yok saymaktadır. Ana dilinde eğitim, seçim barajının -bu konu mayınlı bir alana çekilmek isteniyor- düşürülmesi, Kürt siyasetçilerinin rehin olarak cezaevlerinde tutulmasının son verilmesi vb. ile, genel olarak her iki halkın, yani Kürtlerin ve Türklerin özgürlük ve demokrasi talepleri bu pakette yer almamaktadır. Demokratikleşme için mücadele eden, hükümeti bu konuda adım atmaya zorlayan halktır, ancak halkın en demokratik talepleri görmezden gelinmektedir.  Halkın yıllardan beri uğruna mücadele ettiği demokrasi ve özgürlük talepleri paketlenip rafa kaldırılmak istenmektedir. Ama hükümetin destekçisi basın, yayın organlarına bakılırsa “reform dönemi yeniden başlamıştır” ve atılan adımlar büyük bir ilerlemeyi hatta bir “devrimi” ifade etmektedir. Örneğin Osman Can “5 yıl önce bunun çeyreğini dile getiren partiler hakkında kapatma davası açılırdı” diye yazabilmektedir. Oysa gerçek şudur; son yıllarda Kürt ve Türk halklarının verdiği mücadele zaten pek çok yasak ve uygulamayı fiilen geçersiz ve anlamsız hale getirmiştir. Örneğin okula “andımız “ ile başlayan bir Kürt çocuğu bugün artık Türk olmadığını çok iyi bilmektedir. Bölgede kendi ana dilini daha iyi öğrenme ve geliştirme konusunda büyük bir ilerleme vardır. Ama hükümetin vermek zorunda kaldığı kendi ana dilinde özel ve paralı eğitimdir. Bu “paket”in her satırı ile ilgili elbette pek çok şey söylenebilir. Örneğin Alevilerin talepleri de bütünüyle göz ardı edilmiştir, işçilerin örgütlenme özgürlüğü için tek bir madde bulunmamaktadır vb. Bütün bu konular zaten gazetemizde yeterince işlendi ve işlenmeye de devam edecek. Ama göz ardı edilmemesi gereken temel bir gerçek vardır ki, o da şudur; demokrasi ve özgürlük mücadelesi devam ediyor ve edecek. Halkın bu uğurda yürüttüğü son mücadelenin bilançosunda çeşitli biçimlerde yaralanmış 8 bin kişi, ölümler, maruz kalınan tonlarca biber gazı, tutuklamalar ve uygulanan yaygın polis terörü bulunmaktadır. Bütün bu gerçekler açıkça göstermektedir ki, Kürtleri ve Türkleri yaptıkları demokrasi ve özgürlük mücadelesinin karşılığı olarak “verildiği” ileri sürülen birkaç kırıntı yatıştırmayacaktır. Bu gerçek en başta da hükümet tarafından çok iyi bilinmektedir. Böyle olduğu içindir ki, “yeni paketlerin ve hazırlıkların yapıldığı” söylenmekte, beklenti ve umut yaratacak bir propaganda yürütülmeye devam etmektedir. Ama artık daha iyi görülmeye başlanmıştır ki, hükümet reformdan deforme etmeyi, ilerlemeden engellemeyi, özgürlüklerden toplumsal yaşamda dinsel etkilerin çoğaltılmasını, demokrasiden otokratik etkenlerin çoğaltılmasını anlamaktadır. Türk ve Kürt halkının, gençlerin özgürlük, demokrasi ve eşitlik talepleri ise halen orta yerde durmaktadır ve bütün bunlar siyasi hak ve özgürlükler olarak kazanılmadan, yasal güvencelere kavuşturulmadan hiç kimse bu mücadelenin duracağını sanmamalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...