03 Ekim 2013 11:07

Seçim sistemi

Seçim sistemi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Başbakan Erdoğan, merak uyandırılarak, beklenti yaratılan “5.Demokrasi Paketi”ni açıkladı. Liberal yağcıların “Beyler devrim oluyor” dediği pakette dişe dokunur bir şey yok. Paket konusunda söylenecek çok şey var ama yer darlığı nedeniyle, sadece seçim sistemleri üzerine önerilenler üzerine birkaç şey yazalım. Başbakan “Yeni seçim sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda bize bir tek seçenek sunmuyor, üç farklı alternatifi tartışmaya açıyoruz” diyor. Fakat, üç farklı alternatif dedikten sonra “1- Mevcut sistemle, yani yüzde 10 barajıyla devam edebiliriz…” diyor. Yeni seçim sistemi için üç alternatif içinde birinci alternatifi, otuz senedir uygulanan 12 Eylül rejiminin seçim sistemi. Birinci yeni alternatifi buymuş Başbakan’ın. Otuz senedir uygulanan, herkesin değişsin dediği, güya AKP’nin de seçim programlarında değiştireceğiz dediği yüzde on barajlı sistem yeni bir alternatif oluyor. Başbakan (Ya da onun konuşmasını yazanlar) ya Türkçeyi bilmiyor ya da herkesle alay ediyorlar. Neyse birinci yeni alternatifi geçelim. İkinci alternatif için “Barajı yüzde beşe çekip, beşli gruplandırmayla daraltılmış bölge seçim sistemini uygulayabiliriz” diyor Başbakan; üçüncü alternatifleri ise “Ülke barajını tamamen kaldırarak, dar bölge seçim sitemini getirmek” imiş. Yukarıda yazdık ya; gerçekten bir cahillik durumu söz konusu. Başkanlık ile ilgili önerilerinde de aynı cahillik söz konusuydu. Başkanlık sistemi bir rejim biçimidir. Sadece Erdoğan başbakan ya da cumhurbaşkanı olmasın, başkan olsun demek ve onun başkan olabilmesi için bir sistem uydurmak anayasal ve idari sistemi altüst eder. Aynı şekilde, her şey şimdiki gibi iken Türkiye’yi 550 bölgeye bölüp dar bölge seçim sistemini uygulamaya kalkmak da sistemi bozar. Dar bölge seçim sisteminin farklı bir mantığı, farklı bir tarihi, farklı bir sistemi vardır. Birleşik Krallıkta uygulanan dar bölge sisteminin geçmişi feodal beyliklere kadar gider. Çift meclis vardır (Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası). Erdoğan’ın beş milletvekillik daraltılmış bölgesi ise sırf AKP daha çok milletvekili çıkarsın diye seçim bölgelerinin AKP’nin oy potansiyeline göre uyarlanacağı ahlaksız bir “cinlik”tir. Ben Başbakan’ın önerilerini duyduğumda Milletvekili Seçimleri Kanunu’nun şu şekilde değiştirilmesini önerdim. Milletvekili seçimleri Kanunu madde 1:550 milletvekilinin 367’si Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlenir. Madde 2: Geri kalan 183 milletvekili aşağıdaki hükümlere göre belirlenir. Erdoğan’ın önerileri bu anlama gelmektedir. Üstelik, iktidar gücünü kullanarak, diğer bütün partilere karşı doksan dokuza sıfır avantajlı yarışan AKP böyle bir sistem öneriyor. Ana medya denen bütün gazete ve televizyonlar, hatta radyolar; Başbakanın bütün konuşmalarını ve AKP’nin bütün konuşanlarının konuşmalarını süsleyip püsleyip halka aktarıyor. Başbakan bir yere gidip konuşsa bütün televizyonlar yayınlarının normal akışını kesip, konuşmanın tümünü canlı yayınlıyor, diğer partilerin (CHP, MHP ve BDP’nin bazı açıklamalarını usulen çok kısa olarak duyurma dışında) hiçbir etkinliğini ve sözcülerinin konuşmalarını ise halka duyurmuyor. AKP’nin bütün halk içinde çalışmalarına devlet olanakları seferber ediliyor, Hazineden AKP’ye (biraz da CHP ve MHP’ye) büyük paralar aktarılırken, diğer partilere zırnık koklatılmıyor. Ondan sonra “temsilde adalet”ten, “demokratik seçim” den söz ediliyor. Böylesine adaletsiz bir sistem söz konusuyken, Başbakan ve AKP yine de kaybetmekten korkuyor ki, kendi kazanacağı seçim sistemleri icat ediyor. Korkunun ecele faydası yoktur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...