26 Eylül 2013 18:10

Gençlikten ne istiyorsunuz?

Gençlikten ne istiyorsunuz?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Birlik Vakfı tarafından düzenlenen, “Büyük Doğu Düşüncesi ve Necip Fazıl Kısakürek’in Eserlerinde ‘İdeal Türk Gençliğinin Nitelikleri’” konulu makale yarışmasının ödül töreninde konuşan Başbakan Erdoğan gençlere şöyle sesleniyor: “Siz korkmayacak, çekinmeyecek, tereddüt etmeyecek, değer ve inançlarınızdan dolayı utanmayacak, sıkılmayacak asla geride durmayacaksınız. Birilerinin sesi çok çıkıyor, arsız diye, barbarlık yapıyor pısıp geri adım atmayacaksınız.”
Bu konuşmaya bakıp Erdoğan’ın bu sözleri bütün gençliğe söylediği sanılmamalıdır. Bu ülkede zaten biber gazlarından, polis teröründen, hükümetin tehditlerinden korkmayan, çekinmeyen, değer ve inançları için mücadele eden bir gençlik vardır. Haziran boyunca süren, bugün de zaman zaman kendini hatırlatan halk hareketi içinde gençler çok önemli bir yer tuttular ve tüm halkın önünde cesaretle yürüdüler. Ama belli ki Başbakan Erdoğan’ın istediği gençlik bu gençlik değildir. Söylenilenlerden anlaşılmaktadır ki, bu gençlik, “Sesi çok çıkan, arsız ve barbar” bir gençliktir.
Erdoğan hükümet teröründen ve tehditlerinden yılmayan gençliğin karşısına çıkacak bir gençlik istemektedir. İstenen hükümetin politikalarına bağlı, bunlara sorgulamadan biat edecek eli sopalı, militan bir gençliktir. Ama Erdoğan’ın sadece destekçi gençliğin bu niteliklere sahip olmasını istediğini sanmak eksik bir tanımlama olacaktır. O, genel olarak kendisine oy veren kitlenin bu niteliklere sahip olmasını istemekte, onları militanlaşmaya davet etmektedir.
Hükümeti savunmak için istenilen bu militanlaşma üniversitelerde, stadyumlarda, sokaklarda gençliğin ve halkın karşısına dikilmelidir. Zaten gerektiğinde eli sopalılar, palalılar bu tür kontra işlerde kullanılmaya başlandı, bundan ötesine ne gerek var diye düşünülebilir. Ama doğrudan hükümet ve devlet kurumlarına ve ilişkilerine bağlı bir karşı hareketin etki sınırları dardır ve daha çabuk teşhir olmayı ve yıpranmayı beraberinde getirmektedir.
Belli ki hükümet “tepeden” sahip olduğu güce, “aşağıdan da” sahip olmak istemekte, otoriterliğin ve faşistçe gidişin militan bir kitle temeline sahip olmasını son derece gerekli görmektedir. Çok iyi hatırlanacağı gibi, Gezi eylemleriyle başlayıp, haziran ayı boyunca tüm ülkeye yayılan halk hareketine karşı Erdoğan’ın çağrıları sadece polise ve “güvenlik güçlerine” olmamış, kendisine oy verenleri de harekete geçmeye yönelik de olmuştur. Mitingler işte bu anlayışın sonucu şekillenmiş, vatandaşın muhbirlik yapmasına yönelik çağrılar yapılmıştı.
Bu yönde atılmak istenen adımların son örneklerinden birisi Beşiktaş-Galatasaray maçında sergilenmiştir. Bu maçta kimler tarafından yapıldığı kuşkuyla karşılanan bazı olaylar sonrasında, polisin stadyumlara girmesine yolu açacak bir zemin yaratılmıştır. Stadyumlara polis, üniversitelere polis, sokaklara muhbirler ve eli sopalılar. Hükümetin yaratmak istediği ülke ve demokrasi tablosunun renkleri bunlardır. Bu tablo seçimden seçime hatırlanan ve demokrasiyi oy atmakla sınırlı sanan, haline şükretmeyle yetinen bir vatandaş tipinin yaratılması ile tamamlamak istenmektedir.
Hükümet son halk hareketinde gençliğin farklı bir yönelim içerisine girdiğini, halkın sabrının taşmakla olduğunu dehşet içinde fark etmiştir. Bu gelişmeye karşı hükümetin bulduğu “çözüm” gençliği ve halkı bölmeye çalışmak, birbirine karşı kışkırtmak olmuştur. Kuşkusuz gençlik ve halk hükümetin kendilerini bölme ve kışkırtma girişimlerine prim vermeyecektir. Halkı ve gençliği düşman kamplara bölerek yönetmeyi kendi iktidarının devamı için zorunlu sayan AKP Hükümeti gerici amaçlarını gerçekleştiremeyecektir.
Erdoğan işte bunu fark ettiği içindir ki, halka “Neyiniz eksik” diye öfkeyle saldırmaktadır. Ama gençliğin ve halkın bu soruya yanıtı çok açık ve nettir: demokrasimiz, özgürlüğümüz, ekmeğimiz ve işimiz eksik! Dahası gençlerimiz geleceklerinden endişeliler ve ülke yönünü kaybetmiş durumda. Bu durumda halkın ve onun gençliğinin kendi geleceklerini kendi ellerine almak üzere mücadeleye atılmasında şaşılacak bir şey var mı?  

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...