27 Mayıs 2011 14:25

Barış arayıcıları İstanbul’daydı

Barış arayıcıları İstanbul’daydı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dün İstanbul’da barış arayışını sürdüren Kürt halkının farklı kesimlerinden temsilciler bir basın toplantısı yaptılar. Diyarbakır’dan gelen, yaşlı, genç, kadın ve erkeklerden oluşan barış heyeti, tedirgin, kaygılı ve arayış atmosferinin egemen olduğu bir ortamda açıklama yaptı.
Başbakan Erdoğan’ın “Kürt sorunu yoktur” açıklamasından sonraki gelişmelerin yarattığı kaygılarını aktardılar.
İstanbul Hill Otel’de yapılan basın toplantısı bu güne kadar yapılan toplantılardan farklı bir fotoğraf sundu.
DTK bileşenlerinin yaptığı toplantının açılış konuşmasını Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş yaptı. Dünyada ve Ortadoğu’da gelişen halk ayaklanmaları ve Kürt halkının talepleri için yükselttiği mücadeleye dikkat çeken Demirbaş, Kürtler arasında oluşan ulusal demokratik birliğin önemine dikkat çekti.
Önceki gün Ankara’da da bu bileşenlerle bir basın toplantısı yaptıkları aktardı. Kürdistan Federal Bölgesi’ne giden Kürt heyetin Amaçlarını dile getirdi. Kürtlerin tam bir ulusal mutabakat içinde seçilere gittiğini ve bu mutabakatın temel amacının, Kürt sorununun barışçı ve demokratik çözümü hızlandırmak olduğunu aktardı.
Kürtlerin hemen her alanda temsilcileri vardı. Bu güne kadar yan yana gelmesine pek tanık olmadığımız bir bileşimin varlığı dikkat çekti. KADEP, HAK-PAR, Devrimci Demokratik Kürt Hareketi, Baro Temsilcisi, TZP-Kurdî, KURDÎ-DER, Kürt Enstitüsü, TTB temsilcisi, inanç grupları temsilcisi, Süryani temsilcisi, İHD temsilcisi, Barış anneleri temsilciler, Nûbihar temsilcisi (Nur Cemaati) ve daha bir çok kesimden temsilciler vardı.
Kürt halkının bir çok alandan temsiliyetini sunan bu bileşimin temel amacı, barışın kazanılması için Kürtlerin ortak hareket ettiğinin görülüp anlaşılması. Bu tutum aynı zamanda, Kürt sorununu marjinalleştirme, temsiliyet sorunu yaratma, Kürtleri bölüp parçalama, birbirine karşı kışkırtma hesaplarını boşa çıkarmak için de verilen bir yanıt. Başbakanın sık sık “onlar Kürtlerin temsilcisi değil” açıklamalarına bir yandan Hakkari’de olduğu gibi bölge halkı gereken yanıtı verirken, bir yandan da Kürtlerin farklı siyasi, kültürel, inançsal, meslek vb temsiliyetleri üzerinden de yanıt verilmiş oldu. Seçim sürecinin bu bakımdan değerlendirilmesinin önemini bilerek hareket ediyorlar. Kürlerin bir ulus olarak temel hak ve özgürlüklerine kavuşmalarının bir insanlık sorunu olduğunu ısrarla vurguluyorlar.
Bileşim Türk halkına, Türkiye kamuoyuna, savaşı ve şiddeti kışkırtanlara karşı tutum almalarını, barışı tesis etmek için halkların ortak hareketine ihtiyaç bulunduğunu dile getiriyor.
Bileşimde yer alan ve konuşan her temsilci barışa duyulan özlemi dile getirdi. Barışın gerçekleşmesi için yaptıklarını ve yapılması gerekenleri aktardılar. Bölge yaşanan baskılar, hak ihlalleri, süren operasyonlar, Başbakan’ın kullandığı dilin tahrik ve tahkir edicilini anlattılar.
Aynı zamanda Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku bileşeni olduklarını ve bu seçimin barış için önemli olduğunu belirten temsilciler, Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerinin karşılanması için Türklere, Türkiye’de yaşayan her ulustan, kültürden ve her inançtan halka seslendiler, çağrıda bulundular. KADEP, HAK-PAR ve DDKH temsilcileri 12 Eylül Referandumu’nda AKP’yi desteklediklerini, “Evet” dediklerini, ancak Erdoğan’ın bu gün “Kürt sorunu yoktur” dediğini ve bunun anlaşılmaz olduğun belirttiler. Süryani halk temsilcisi, ellerindeki toprakların nasıl gasp edilmek istendiğini aktardı. Özellikle Turabdin Bölgesinde atadan dededen intikal eden topraklarının devlet zoruyla, ellerindeki belge ve kayıtlar da yok edilerek gasp edilmek, Süryani halkının bölgeden uzaklaştırılmak istendiğini aktarırken, İHD temsilcisi “ileri demokrasi” iddiasındaki AKP’nin 2011 yılının ilk 5 ayında yaşattığı hak ihlallerine dikkat çekti. 2006 yılı boyunca yaşanan hak ihlalleri ile bu yılın ilk birkaç ayında yaşanan ihlaller oldukça kaygı yaratıyordu.
Seçimlerin barışa ve Kürt sorununun demokratik çözüme hizmet etmesi için herkesin, herkesimin görev ve sorumluluk altında olduğunu ısrarla ifade ettiler. Akan kanın durması için hızlı harekete ihtiyacı dile getirdiler.
Asker ölümleri, gerilla ölümleri ve polis ölümlerinin ailelerde ve toplumda yarattığı acıları, biriken karşıtlığın tehlikelerini aktardılar. Başını beyaz tülbentle örten acısı sözcüklerine yansıyan, hüzünlü bir barış annesi, bölgede süren operasyonlara, öldürülen gençlere annelerin çektiği acıları aktardı.
Barış ve kardeşlik isteyen Kürt Barış Heyeti bileşenleri önceki gün İstanbul’da yaşanan patlamayı yapanları kınadılar, yaralılara sağlık dilediler.
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku İstanbul 3. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Abdullah Levent Tüzel ve 2. Bölge adayı Sırrı Süreyya Önder’in de katıldığı toplantıda barış annesini duygulu ve barış özlemiyle dolu konuşması alkışla yanıt buldu. Anlaşılan İstanbul ve Türkiye barışı kazanmak için seferber olmuş halde...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa