27 Mayıs 2011 14:12

İki taraflı yokuş ya da en uzun 13 gün!

İki taraflı yokuş ya da en uzun 13 gün!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

 - AKP Hükümeti, imamlar, şeyhler, kuran kursu yöneticisi gibi dinle ilgili kişi ve kurumları, hükümetin yanında saf tutmaya çağırdı. Camiler, AKP’nin propaganda bürosuna dönüştürülmek isteniyor. Bölge halkının bu girişime tepkisi beklenmeyen sertlikte oldu. Ve halk, hükümetin memuru imamın arkasında cuma namazı kılmayı reddetti.
- Bir başka ilde (Düzce’de) işçiler sendikalaşma mücadelesi veriyor. 120 işçi işten atılmış, direniyorlar. Böyle bir zamanda imamlar cuma hutbesine çıkıp; patronun karını azaltacak biçimde eylemlere (grev, iş yavaşlatma, direniş vb.) girenlerin günah işlediklerini ilan ediyor. Hutbeyi bir din adamı değil de sanki fabrikanın patronu yazmış! Düzceli işçiler durumdan sadece yakındı; Diyarbakırlılar gibi, patron yanlısı imamın arkasında namaz kılmayız deme cesaretini gösteremediler ama orada da beklenmeyen patlamalar için bir şeylerin biriktiği kesin!
- Kütahya’nın Simav ilçesinde depremzedelere Kızılay’ın gönderdiği yardım, AKP’nin Kütahya milletvekili adayının seçim arabasıyla, “Sanki adayın ve AKP’nin yardımı”ymış gibi dağıtıldı. Depremzedeler duruma tepki gösterdi, dağıtımı yapanları protesto ettiler. Ama yetkililer, “Alemi açıkça aptal yerine koyacak” kadar pişkin; “Elimizdeki tek araba adayın arabası olduğu için dağıtımı böyle yaptık” diyerek kendilerini savundu.
- Bitlis Valisi ve Emniyet Müdürü, esnafı dolaşarak “AKP’ye oy istediler!” Ama Bitlisliler, başka illerde sıkça rastlanan seçim rezaletini bu sefer seyretmediler; bu devletin ildeki en yüksek ve en etkili iki memurunun açıkça yasa, hukuk dinlemeyen tutumunu engellediler.
Önceki gün Başbakan Erdoğan Niğde’de konuşuyor. CHP’yi ve BDP’yi eleştiriyor. Kürtlerin taleplerine bir kez daha karşı çıkarken kürsüden kükrüyor; “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/ Eğer uğrunda ölen varsa toprak vatandır!”
Peki haftalardır seçim meydanlarında “Kandan rant sağlayanlar var bu ülkede!” diye başkalarını suçlamıyor muydu Erdoğan?
Dün Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Zeytinburnu’nda bir cemevini ziyaret etti. Bütün cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez yapılan bu ziyaret, seçime iki haftadan az bir zaman kalmışken yapılıyor. Ve sorarsanız, seçimle hiçbir ilgisi yok, tamamen “din kardeşliği” duygusuyla yapılmış ziyarettir!
Bunlar son birkaç gündür basına düşenler. Ama bütün bunları ötesinde Başbakan ve bakanları, Seçim Yasası’ndaki “boşluktan” da yararlanarak haftalardır devleti uçağını, araçlarını kullanarak, sanki Erdoğan’ın babasının ya da partisinin kasasından yapılan harcamalarla kurulmuş gibi, devletin “tesislerini” açmakta, illerdeki devlet ricalini AKP il yöneticileri gibi seçim hizmetinde kullanmaktadır vs. vs.  
Din istismarı, bayrak istismarı, kan üstünden rant sağlama özlemi, görev ve yetki istismarı, Diyaneti patronların ve AKP’nin ihtiyaçlarına göre yönlendirmek, …seçim için her yol mübah AKP için. Yeter ki seçimde küçük bir avantaj sağlasın!
Çünkü seçime doğru gittikçe; AKP’nin öyle beklendiği gibi, güle oynaya amacına ulaşamayacağı görülüyor. Bu yüzden Başbakan çok öfkeli; herkese saldırıyor, rakiplerine kara çalmak için her fırsatı kullanıyor. “Kim inanır buna?” demeden Kandil’le Silivri ittifakından söz ediyor; MHP kasetlerine sarılıyor; Diyanet İşleri Başkanını cemevine gönderirken Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğini, Alevilerin de abdestten namazdan anlamazlığını öne çıkarıp din istismarcılığında her nabza şerbet veriyor.
Ama bütün kerameti kendinden menkul yönetimler gibi itibar kaybettiğini, söylediklerine inananların azaldığını gördükçe öfkelenip ağzına geleni söylüyor, herkese saldırıyor; öfkelendikçe ağzından çıkanlarla ipliği daha çok pazara çıkıyor.
Kürtler, Aleviler, işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar; toplumun az çok “Nereye gidiyoruz?” diye kaygı duyan kesimleri, her geçen gün AKP Hükümeti ve onun basınının söyledikleriyle yaptıklarının uyuşmazlığını daha iyi görüyorlar.
Seçime daha 13 gün var.
Ama bu 13 gün, Erdoğan ve partisi için çok uzun bir 13 gün!
Çünkü AKP’nin üstünde bulunduğu seçim zemini; yürümesi için yukarı doğru, itibarı ve inanılırlığı için aşağı doğru bir yokuş!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...