18 Eylül 2013 09:37

Henüz kanınız donmadıysa, donsun!

Henüz kanınız donmadıysa, donsun!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bakmak istemeseniz de o üstünüze üstünüze geliyor. Suriye’de el Kaide militanlarının bir Esad askerinin kafasını keserkenki görüntü bugünlerde sosyal medyanın en çok paylaşılanları arasında. Bir Google taramasında da fanatiklerin kafa kesme eylemlerini açıkça gösteren sayısız videoya ulaşmak mümkün. Kafalar elektrikli testereyle, bıçakla, kılıçla artık Allah ne verdiyse doğranıp atılıyor. 31 Ağustos’ta yaşanan son vahşeti çeken gazeteci “bu kareleri yayımlayarak vicdanımı rahatlatmaya, sonra da unutmaya çalışacağım” demiş. Onun unutmaya çalışacağı yükün ağırlığını, görüntüyü Facebook aleminde paylaşarak başkalarına da havale eden takipçiler üstlendikten sonra gazetecinin bunu unutabilmesi asla mümkün değil.  O “an” bir bumerang gibi yine ona dönecek.

Bu cihad cinayetlerini soluğunuz yeterse izleyin. Dava süsü verilmiş canavarlığın, kan aorttan oluk oluk akarken kurguladığı pornografik hazzın sırrına vakıf olmak isterseniz izleyin. Bu tür görüntülerin izleyende uyandırdığı dehşet, dehşet yinelendikçe sıradanlaşmasına karşın, kalbinizi kurutmadan izleyin. Yapabilirseniz yapın bunu. Yoksa hakikaten sıradanlaşacak. Bu bir çelişki gibi görünüyorsa da tekrarın sıradanlaştırması yine tekrarla önlenir çünkü.  

El Kaide ve el Nusra gibi, Suriye topraklarında faaliyette olan terör gruplarını besleyip büyüten, ona arka çıkan, silah veren her kimse, insanlıktan, özgürlükten ve Suriye halkını kurtarmaktan söz ediyorsa yalan söylüyor demektir. El Nusra’yı Kürtlere, el Kaide’yi Suriye misakı millisine salan uluslararası güçlerin kimyasal silahlarla işlenen insanlık suçundan söz edebilmesi için önce orada kafa kesilirken yaptıkları suç ortaklığından arınmaları, ellerini kandan temizlemeleri gerekir. Ama onlar ki, ölümlere ağlarken bile gözyaşları politiktir, “öldürmeyi ise iyi bilirler”; hürriyet ve vicdan gibi parlak sözlerin emperyalist hevesleri paketlemeye yettiğini sanırlar.

Tunus Mısır Suriye aksında İslam tandanslı hükümetlerin varlığının, sallantıda olan kendi koltuğunu kurtaracağını sanıyor Başbakan Erdoğan. Mısır’da askeri darbeye maruz kalan Mursi Hükümetini savunduğu gibi, destekliyor İslam davası güttüğünü iddia eden radikalleri. Ama el altından, ama yüzüne gözüne bulaştırarak. Öyle, darbe karşıtlığından demokrasiseverlikten değil yani.

Esad düştükten sonra onlarla ne yapacağını bilemeyen Batı’nın en küçük uzlaşma çabasına sarılmasına, müdahaleyi ertelemesina itiraz etmesinin sebebi de bu. El Nusra güneydeki Kürtlerin tamponu, el Kaide ise Suriye yolunu açan taşeron. Mesele kimyasal silah değil anlamadınız mı… diyor da zaten.  

Gezi direnişinden bu yana muhalefetle ve müzakere sürecini sabote ederek Kürtlerle uğraşmasına rağmen kendisine neye mal olacağına bakmadan bir bataklığa dalmaya çalışıyor ve yol arkadaşı olarak kafa kesenleri seçiyorsa bunu sadece Başbakan’ın hırsının büyüklüğü ile açıklamak yetmez. Biri ruleti kendi kafasına tutup çeviriyorsa, silahın kendi şakağında patlamama ihtimalini sevmek zorunda kalacak kadar zorda demektir.

Görüntüler fotomontaj değilse eğer, o dava uğruna küçük çocukların kafası kesilmiş cesetleri babaların eline tutuşturuldu, kadınlar bir saatliğine nikahlanarak mücahitlere peşkeş çekildi, mollalar cihatçıların cinsel ihtiyaçlarını tatmin etmenin cennetin kapısını açtığının fetvasını verdi. Bunların hepsi İslam adına, din adına yapıldı. Bunlar, gözyaşları politik olmayan dindarların da kanını dondurdu muhakkak. Henüz dondurmadıysa dondursun, başkasının kanını içen bizden değildir desin; yapmıyorsa kalbi kurusun. Mesaj yerine ulaşacak, savaş tamtamları çalanları yalnız bırakacaktır.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...