04 Eylül 2013 22:19

Ergin'den tehdit

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kamil Tekin Sürek

Tüm yazıları

Adli Yıl Açılış Töreni’ nde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’ nun Hükümet’ i eleştirmesine Adalet Bakanı Sadullah Ergin kısa bir süre sonra tehditle cevap verdi. Bu cevap yöntemi ve içeriği dahi Barolar Birliği Başkanı’ nı haklı çıkarmaktadır. Sürekli övülmeye, yaltaklanılmaya o kadar alışmışlar ki, en küçük bir eleştiri dahi Hükümet üyelerini çıldırtmaya yetiyor. Demokratik bir ülkede Hükümet eleştirilere tahammül etmelidir. Barolar Birliği başkanı’ nın tarif ettiği demokrasi anlayışını yanlış buluyorsan, “o tarif yanlış, doğrusu bu, biz de bunu yapmaya çalışıyoruz” dersin; Feyzioğlu’ nun tarifine katılıyorsan “doğru söylüyorsun, bizde zaten böyle yapıyoruz” dersin. Bazen, eleştiriye cevap da vermeyebilirsin. Ama, Barolar Birliği Başkanı Türkiye’ deki bütün avukatları temsilen konuşuyor, zaten o törene onun için çağrılmış, bütün avukatların temsilcisinin eleştirisini duymazdan gelmek de doğru olmaz. Yapılmayacak tek şey, seni eleştireni tehdit etmektir. İşte bunu diktatörler yapar. Başbakan’ ın Tayyip Erdoğan da öyle yapıyor. Onun için O’ na diktatör diyorlar. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’ in tehdidi, barolar Birliği ve Baroları çalışamaz hale getirmek. Konuyla ilgili olmayanlar belki bilmez; AKP Hükümeti uzun zamandır Barolarda AKP etkinliği kuramamaktan rahatsız. Yozgat, Kayseri vb. birkaç baro dışında AKP’ li avukatların yönetimde olduğu baro yok. Ve barolar da sık sık AKP iktidarını eleştiriyor. AKP bundan acayip rahatsız. Birkaç kez yasal değişiklik hazırlığı yaptılar ama sonradan tepkilerden çekinerek değişiklikten vazgeçtiler. Bakan şimdi bu değişikliği yapmakla tehdit ediyor. Değişiklik şu: Barolar ve Barolar birliği seçimlerinde nispi temsil sistemi uygulanacak. Yani, örneğin İstanbul Barosu yönetiminde son seçimleri baz alırsak 4-5 kişi Ümit Kocasakal ekibinden, 3-4 kişi AKP’ ye yakın avukatlardan 2-3 kişi de Çağdaş avukatlardan yer alacak. Tabii, delegeler de buna göre belirlenecek. Böylece hem AKP’ ye muhalefet ettiğini düşündükleri İstanbul, Ankara,İzmir gibi büyük baroların yönetimleri etkisiz ve çalışamaz hale getirilecek, hem de oralardan da delegeler çıkarılarak TBB yönetiminde de etkili olmaya çalışılacak. Şimdiye kadar baro seçimleri listeler halinde katılımla yapılıyordu. Örneğin İstanbul’ da son seçimde dört liste seçime girdi ve Kocasakal’ ın listesi oyların çoğunu alarak yönetimi kazandı. Barolar Birliği Başkanı, Bakan’ ın tehdidine, o zaman TBMM’ de, Bakanlar Kurulu’ nu oluştururken Meclisteki 4 partinin aldığı oylara göre oluştur, bakanlar kurulunda CHP,MHP ve hatta (Bu hatta sözcülüğü de TBB Başkanı’ nın milliyetçiliğinin ifadesi olarak cümlede yerini almış) BDP’liler de oy nispeti oranında yer alsın demiş. Hatta BDP kısmı hariç güzel söylemiş. AKP’ lilerin bir demokrasi anlayışı, bir demokrasi standardı bulunmadığı için rakip bellediklerinin tersini söylemekle ve sık sık sandıkta en çok oyu alan parti olduklarını söylemekle demokrat sayılmaları gerektiğini düşünüyorlar. Çifte standartçı, makyavelist bir yaklaşım. İşinden olan gazeteciler gibi TBB Başkanı Feyzioğlu’ nun patronu olsa iş kolay. Bir telefonla işten attırır sesini keserlerdi. Şimdi onu yapamadıkları için bütün barolar ve Barolar Birliği sistemini felç etmekle tehdit ediyorlar. Yaparlar mı? Yaparlar. Bunlardan her şey beklenir.

evrensel.net

YAZARIN DİĞER YAZILARI