Sınırlı müdahale
Fotoğraf: Envato
Uzun yıllardır Ortadoğu’da öldürmek ve ölmek üzerine kurulu bir sistem, çok kısa molalarla işliyor. Önce, bir ülkedeki iktidar gücü topraklarında yaşayan insanların bir bölümünü öldürüyor; sonra dünyadaki iktidar güçleri henüz öldürülmemiş olanları kurtarmak amacıyla o ülkenin iktidar gücünün yanında yer alanları öldürüyor. Derken henüz öldürülmemiş olanları kurtarmak amacıyla başkalarını öldürenler, henüz öldürülmemiş başkalarınca öldürülüyorlar.
Ve kısa molalar dışında durmaksızın işleyen bu sistemi her birimiz siyasi düşüncelerimize, bilgelik atfettiğimiz zekamızın kıvraklığına, öldürenlerden ya da ölenlerden hangisinin tarafında durduğumuza bağlı olarak ‘tahlil ediyoruz’, ‘yorumluyoruz’, ‘ne yapılması gerektiğini’ söylüyoruz. Televizyon ekranlarında, köşe yazılarımızda ve fırsatını bulursak her yerde.
Suriye’ye sınırlı müdahale edilecekmiş. Yani öldürenlerin tamamı öldürülmeyecek ya da öldürenler artık öldüremez konuma sokulmayacaklar ama öldürebilme olasılıkları sınırlanacak. Böylece öldürmek ve öldürülmek, öldüreni öldürmek ve henüz öldürülmeyeni korumak için öldürmek dünyadaki iktidar güçlerinin tanıdığı, tahammül ettiği sınırlar içinde kalmak ve kabul edilebilir öldürme araçlarını kullanmak koşuluyla mümkün olabilecek.
Sınırlı müdahale, topraklarında yaşayanların bir bölümünü öldüren iktidar gücünü devirmeyecek, sadece onun öldürebilme gücünü sınırlayacak; böylece öldürenlerle henüz öldürülmeyenleri korumak için öldürenleri öldürecekler arasında, birbirlerini öldürebilmede denge, eşitlik sağlanacak.
Oysa, sınırlı müdahale yerine topraklarında yaşayanların bir bölümünü öldüren iktidar gücünü devirmeye yönelik harekat yapılsa öldürenlerin tamamı öldürülecek ya da öldüremez konuma sokulacaklar ama bu kez henüz öldürülmemiş olanları kurtarmaya gelenler öldürülecekler.
Sınırlı müdahale mi yapılsın, iktidar gücünü devirmeye yönelik harekata mı girişilsin? Hangisi daha doğru olur?
Kimin için, ne için daha doğru olur?
Diyelim Türkiye için…
Buyurun ölme ve öldürme üzerinden yürütülen ‘senaryo’ tartışmalarına.
Sınırlı müdahalenin, öldürme ve henüz öldürülmeyenleri korumak amacıyla öldürenleri öldürme girdabını Türkiye sınırları içine sokma olasılığı yüksek; yani kendi topraklarımızda yaşayan bir bölüm insan öldürülecek ve henüz öldürülmemiş olanları korumak amacıyla bir başka bölüm insan da öldürenleri öldürecek. Ölüm ülkede kol gezecek. Oysa Suriye’deki iktidar gücünü devirmeye yönelik harekat yapılırsa, öldürenler ve öldürenleri öldürenler o ülkede karşı karşıya gelecekler. Ölüm Suriye’de kol gezecek. Biz de seyredeceğiz, yorum yapacağız.
Seçimi bize kalmış: Öldürenlerle öldürenleri öldürenler arasındaki mücadeleyi yaşayalım mı, seyredelim mi? Tabii, seyretmeyi tercih etsek bile ölüm üzerine kurgulanan mücadelenin topraklarımıza da yansıması olası. Olsun, yapacağımız yorumlar ve önereceğimiz çözümlerle ölümü şunun ya da bunun yararına zafere çevirebilecek fikriyatı da kurgulayabiliriz.
Ben öldürülmekten de öldürmekten de tiksiniyorum. Ölüm üzerine kurgulanmayan, herkesin birlikte yaşayabileceği bir toplum tasarımının peşine düşmüşüm; çaresiz, çözümsüz ama umutlu debeleniyorum.
- Yücel Sayman'ın eşinden veda notu 17 Aralık 2021 04:40
- Taburcu olmak/tezkere bırakmak 30 Ekim 2021 23:16
- YAE atışması üzerine 17 Ekim 2021 00:14
- Gülünç bile olmayan bilinçli davranışlar 12 Eylül 2021 00:12
- Makul ve makbul olmayan dilin yakın tarih serüveni 05 Eylül 2021 00:12
- Yıllara meydan okuyan kitap 22 Ağustos 2021 00:13
- Güvenlik/Özgürlük: Son aşamalara doğru 08 Ağustos 2021 00:12
- Sınırları aşan kitlesel hareketlilik 01 Ağustos 2021 00:12
- Yansımalar 27 Haziran 2021 00:30
- Yeşiller Partisi 13 Haziran 2021 00:15
- Yetilerimi kamulaştırmışlar!.. 06 Haziran 2021 00:50
- Şaşırtabildiklerimizden misiniz?.. 09 Mayıs 2021 00:02