Toplusözleşmeye giderken-2
Fotoğraf: Envato
Memur sendikaları ile hükümet arasındaki sadece adı “toplusözleşme” olan ama kendisi bir şeye benzemeyen görüşmeler 1 Ağustos’ta başladı ve dün sona erdi. Memur taban aylıklarına yapılan 175 lira iyileştirmeye Memur-Sen ‘evet’ dedi.
Hükümet tarafı, karşısında milyonlarca memur temsil eden sendikalar olduğunu umursamaksızın, rutin bir işlem yapıyor gibi, sadece önümüzdeki yıllarda yapmayı planladığı zam teklifini sunarak, geçtiğimiz yıllardaki gibi süreci bir oldu-bittiye getirmek istediğini gösteriyor.
Toplusözleşme görüşmelerine katılan üç konfederasyonun zam talepleri dışındaki, özellikle çalışma koşulları ve kadrolu çalışma yönündeki talepleri büyük ölçüde benzerlikler taşımasına karşın, en azından asgari müştereklerde ortak tutum takınmaktan uzak durmaları, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da hükümetin işini kolaylaştırdı. 11 hizmet kolunun 10’unda yetkili olmakla övünen ve 707 bin üyesi bulunan Memur-Sen, görüşmelerin daha ilk oturumunda diğer konfederasyon başkanları yerine, hükümet temsilcisi olan Çalışma Bakanı ile yan yana oturmayı tercih etti. Bu hareket sonrasında Memur-Sen ile eş anlamlı olarak kullanılan “yandaş sendika” ifadesi, bizzat Memur-Sen başkanı tarafından sübuta erdirilmiş oldu.
Her dönem olduğu gibi, bu dönem de tüm dikkatlerin sadece ücret zammına çekilmek istenmesi, önümüzdeki dönem personel rejimini daha da esnekleştirme ve iş güvencesini fiilen ortadan kaldırma girişimlerinin üzerini örtmekten başka bir anlam taşımıyor. Memur-Sen’in kamuda iş güvencesinin altını boşaltmak anlamına gelen “performans”, “kariyer” ve “verimlilik” gibi kavramlara sıcak bakması, yaşanacak tehlikeyi daha da derinleştiriyor.
Bu yıl toplusözleşmenin 2014 ve 2015’i kapsaması ve bu iki yıl içinde 3 kritik seçimin yapılacak olması, toplusözleşme sürecinin sadece “zam oranı”na ya da birkaç talebe kilitlenmeyen, kamu emekçilerinin çalışma ve yaşam koşulları kadar, geleceklerini de yakından ilgilendiren sorunlar üzerinden oluşturulacak somut talepler doğrultusunda hareket edilmesini gerektiriyor.
Toplusözleşme görüşmelerinde kamu emekçilerinin hangi sendikada örgütlü olduğuna bakılmaksızın, bütün kamu emekçilerini birleştiren bir tutumun benimsenmesi ve bu tutumun bir gereği olarak sadece üyelerinin değil, tüm kamu emekçilerinin taleplerini gündemleştirerek hareket etmenin ve bugüne kadar izlenen klasik yöntemleri artık bir tarafa bırakmanın zamanı geldi.
Memleketin siyasi atmosferi, bugüne kadar işyerlerinde yaratılan yapay bölünmeler ve karşılıklı kamplaşmaların önümüzdeki dönem daha da derinleşeceğinin işaretlerini bugünden veriyor. Kamu emekçileri sendikal hareketinin selameti açısından böylesi bir tehlikeyi bertaraf etmek, bölünmenin yaratılmaya çalışıldığı yerlerden başlayarak, ön yargısız bir şekilde somut talepler etrafında birleşmeyi gerektiriyor.
Kamu emekçilerinin fiilen işyerlerinde ortak tutumlar alarak sendika üst yönetimlerini hükümet karşısında daha etkili politikalar üretmeye zorlamaya başlaması, sendikal hareketin gerçek gücüne kavuşması ve caydırıcı olması için tek çıkış yolu olarak görünüyor.
- Görünen köy 28 Mart 2024 04:20
- Emekçilerin tutumu 21 Mart 2024 04:25
- İşsizlik krizine doğru 14 Mart 2024 04:35
- Patronlara kaynak aktarma sistemi: MESEM 29 Şubat 2024 05:06
- Esnek çalışma yeniden gündemde 22 Şubat 2024 04:49
- Bıçak kemiğe dayandı 15 Şubat 2024 04:41
- Bölüşüm uçurumu 01 Şubat 2024 04:29
- 24 Ocak kararları güncelliğini koruyor 25 Ocak 2024 04:45
- Ekonomik enkaz 18 Ocak 2024 04:32
- Gerçek sorunlar, farklı gündemler 11 Ocak 2024 04:50
- Hangi enflasyon? 04 Ocak 2024 04:53
- Eski yıldan yenisine kalanlar 28 Aralık 2023 04:26