27 Temmuz 2013 16:05

Yaşlılık

Yaşlılık

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İnsan davranışlarının genetik, biyolojik temelleri üzerine yapılan bilimsel çalışmaları izleyebilmek heyecan vericidir. Doğal olanın tarihsel/toplumsal boyutu üzerinde düşünmeye başladığımda, yeni bir toplum tasarımı arayışlarının düşünsel derinliği ve yaratıcılığı beni bilginin tükenmez kaynaklarına iteler; heyecanım bazen çıkmazlarda tükenir, bazen aydınlığın göz kamaştırdığı açıklıklarda umuda dönüşür. Düşünürüm, edindiğim tüm bilgileri bir kez daha gözden geçiririm. Kararlılıkla savunduklarımı doğrularım ya da sorgulayarak geliştirmeye, daha derinleştirmeye, farklılaştırmaya, yenilemeye çaba gösteririm.
Ben böyleyim ve böyle olmakla düşüncenin özgürlüğün sonsuzluğuna açıldığı, ölüme meydan okuyan bir süreci yaşadığımı var sayarım.
Kimileri böyle bir süreci yaşayabilmenin keyfini duyumsamazlar, anlamazlar. Bunu biyografimden okuyup öğrendikleri ya da saçlarımın beyazlığından veya görünümümden tahmin ettikleri yaşıma bağlarlar. Artık onların elinde, onlar gibi düşünmediğim, onlar gibi davranmadığım zaman bana karşı kullanabilecekleri çok etkili sadıkları bir silah vardır: Yaşlılık. Onların düşüncelerinde yaşlılık bunamadır, soğuk günlerde ya da güneşin tepemizde yükseldiği anlarda sokağa çıkmamak, evde oturup emekliliğin sıradanlığını yaşamak, siyasetin ya da değişik alanlardaki yaratıcılığın etlisine sütlüsüne karışmamaktır. Ve beni, beni değil de düşüncelerimi itibarsızlaştırmak için yaşlılık teması üzerinden kendi yaşlılık anlayışlarına uygun, ne yapmam gerektiğinin reçetesini önerileriyle sunarlar.
Yaşlılık giderek ayrımcılığın ciddi bir halkası olmaya başlıyor. Yaşlı sayılanların ne yapmamaları, neyi ne kadar yapmaları, nasıl davranmaları konusunda toplumsal davranış rehberi üretiliyor. Rehberin dışına çıkarsanız dışlanırsınız!
Oysa yaşlılık, edinilen mesleğin gereklerinin, toplumsal çevrenin ve bu çevrenin getirdiği  zorunlu ilişkilerin, işe ve aileye karşı sorumlulukların, alışkanlıkların, sorgulamadan ve usanmadan tekrarlanan günlük davranışların aşıldığı, ölüme meydan okunan yeni bir yaşam ortamıdır.
Yaşlılığı, yaşlılığa doğru yol alırken hayal edilen ve kurgulanan, örneğin bahçeye domates, salatalık, maydanoz, soğan, enginar, meyve ağaçları dikmek, bunları sulamak, olgunlaşanları özenle toplamak ya da evcil hayvanlarıyla iç içe olmak veya balık avlamak, avladıklarını yaşıtı dostlarıyla içki sofrasında paylaşmak yahut kitap okumak, müzik dinlemek, hafif spor yapmak gibi sıradanlığın keyfini çıkartmak sananlar, yazık ola ki, kalan ömürlerini ölüme yol alan bir sürece boyun eğerek yaşarlar.
Oysa yaşlılık düşüncenin özgürleştiği, insanın yaratıcılığını keşfettiği, özgürlüğün sonsuzluğunu duyumsarken içe dolan coşku ve heyecana sarılıp ölüme meydan okumaya başlanıldığı yaşanmasına doyulmaz bir süreçtir.
Ölüme meydan okuyan yaşam ortamını, ölüme boyun eğen sıradan yaşam sürecine dönüştürüp bunu olumsuzluk nitelemesiyle kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi davranmayanları itibarsızlaştırma aracı olarak geliştirenler, gün gelecek, kendi ayırımcılıklarının girdabında ölüme  selam duracaklardır.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa