Rojava'ya müdahale
MHP Lideri Devlet Bahçeli TSK’nin derhal Rojava’ya girmesini istemiş. Bu sözler elbette iç politikaya yönelik. Milliyetçi duyguları istismar ederek biraz daha destekleyenlerinin sayısını çoğaltmak, yerel seçimlerde oylarını arttırmak amaçlı edilmiş sözler.
Türkiye Rojava’ya müdahale edemez. Bir devletin komşu bir ülkeye askeri müdahale etmesi için ciddi sebepler olması gerekir. Bazı köşe yazarları TSK’nin daha önce sık sık Kuzey Irak’a girmesini, dağları bombalamasını örnek gösteriyor. Fakat, o farklı. Türkiye o zaman sıcak takip yapıyorum diyordu. Şimdi sıcak takip yapıyorum diyebilecek bir durum yok. Rojava’dan Türkiye’ye geçen PYD’li yok. Türkiye’den Rojava’ya geçen PYD’li ya da PKK’li yok. “Suriye’nin kuzeyinde Kürtler özerk bir yapı oluşturuyor, ben de buna karşıyım ve o yüzden müdahale ediyorum” demek uluslararası hukuka ve uluslararası siyasi duruma göre mümkün değil. Müdahale için gerekçe olsun diye sık sık provokatif girişimlerde bulunuldu. Suriye tarafından atılan kurşunlardan yurttaşlarımız öldü, Suriye’ deki çatışmada kullanılan bombalar bize düşüyor gibi gerekçeler ya da el Kaidecilerin attığına dair yaygın bir kanı bulunan Reyhanlı bombası da TSK’nin askeri müdahalesi için yeterli değil.
Rojava’ya askeri bir müdahale yapamayacağını bilen AKP iktidarı el Kaide ve Selefi silahlı güçlerin PYD ile çatışması için destek sağlıyor. ABD ve AB güya el Nusra güçlerine karşı çıkıyor. Bu güçleri terörist kabul ediyor ve desteklenmemesini istiyor. Fakat, AKP Hükümetinin Nusra cılara desteğini de görmezden geliyor. Çünkü, Rojava’da PYD’li güçlerin varlığı ve güneyde Hizbullah’ın Lübnan ve Ürdün tarafından girişlerin önünü kesmesi Esad’ı güçlendiriyor. ABD, Türkiye vd. desteğinde Esad’a karşı silahlı mücadele yürüten güçler son günlerde Esad’ı devirecek alternatif güç olma özelliğini yitirdi. Bu nedenle İkinci Cenevre toplantısı ile bir geçici yönetim oluşturma pazarlıkları yapılıyor. İkinci Cenevre toplantısına kadar mevcut durumun değişmemesi, Rojava’daki özerk yönetimi sağlamlaştıracak. AKP Hükümeti bunun için, İkinci Cenevre toplantısına kadar PYD Özerk Yönetimi’ni dağıtmaya çalışıyor. Bunun için yapabileceği her şeyi yapmaya çalışıyor. ABD ve AB de Nusra Cephesi’ ni terörist ilan etmesine rağmen Esad’ ı zayıflatmak için AKP’ yi destekliyor.
İkinci Cenevre Toplantısı’nda ABD ve Rusya BAAS’ın da içinde olduğu geçici bir yönetim üzerinde anlaşırsa, Nusracılar, el Kaideciler ve Suriye’de onların en önemli destekçisi AKP’nin rolü azalacak. AKP kısa süre içinde büyük bir manevra yaparak Müslüman Kardeşler’in lideri, el Kaidecilerin hamisi rolünden laik-demokrat bir pozisyona geçemezse işi bitecek.
Suriye politikası ile Bölge’nin lideri olacağını sanan AKP, bu politika sonucu iktidarını yitirme pozisyonuna geldi. Dimyat’ a pirince giderken, evdeki bulgurdan oldu.
Evrensel'i Takip Et