21 Temmuz 2013 16:33

Elini kolunu sallayan adalet

Elini kolunu sallayan adalet

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu hafta bilmem kaçıncı ‘Geleneksel Tecavüzcüleri Serbest Bırakma Haftası’ydı...
Memleketçe kutlamalara davetliydik...
Önce neredeyse her gün insanın vicdanına taş koyan haberler serildi ortaya, kimi zaman satılan, kimi zaman kaçırılan, kimi zamansa hayat olağan akışında giderken ‘olağan erkekliklerin’ gazabına uğrayan çocuklara dair, onların yaşadıklarına dair... Satır satır iğdiş edildi çocuklukları, bantlar çekilen gözlerinden gayrı herşeyleri ortada olduğundan bildik onları, gördük, tanıdık...
Göremedik, tanıyamadık onlara bunları yaşatanları, onlar ortada yoktu...
Sonra koca koca adamların görüntülerini gördük adalet kapısından girerken, kelli felli aile babaları, belki de muhitlerinin ahlak timsalleri, tam da bu yüzden yüzleri mozaikli, adları iki harfli...
Göremedik ellerini kollarını sallayarak dışarı çıktıklarını...
Ama çıktılar, hem de öyle rahat, öyle emin, eski konforlarının huzurunu göbeklerinde, ‘bize birşey yapanın alnını karışlarım’ edasını kel alınlarında taşıyarak ...
Aralarında kamu görevlisi olanı mı ararsın, yoksa küçücük kız çocuklarına tecavüz ettikten sonra hacca gidip temizlendiğini düşüneni mi...
16 yaşında engelli bir çocuk 44 gün boyunca tecavüze uğramışken ve yine tecavüzcüler en rahatından sokağa salınmışken ‘tecavüze uğrayan engelli kız çocukları kısırlaştırılsın, çocuklarına bakamıyorlar’ diyen Sosyal Hizmet Kurulu üyesi mi ararsın...
Babalar, kocalar, oğullar, esnaflar, askerler, öğretmenler, memurlar ve daha neler nelerdir onlar...
Ve nasıl da suçsuzlar, ve nasıl da iftiraya uğramışlardır, ah o kızlar nasıl da girmişlerdir günahlarına, ve o çocuklar ki, zaten yollulardır...
Yaz rehavetinize kar suyu kaçırmak niyetim, çünkü bu haberlerin yaşamımızın orta yerine bunca girmesi de yaz rehavetinden... Çoksatar gazetelerin yapacak haber, yazacak hikaye bulamamasından... Bulamadığından bu haberleri takip etmesinden, bir  dizi  misali sündürmesinden...
Dikkat ettiniz mi kadın cinayetleri, kadınlara yönelen her türlü zalimane hareket bu mevsimin güncel konusu oluyor hep... Televizyonların haber saatleri, gazetelerin üçüncü sayfaları daha da kirleniyor, katili ak, kadını dram nesnesi, çocuğu vicdan kölesi haline getiren cümleler dökülüyor üstümüze ha bire...  
Yokluktan araya serpiştirilen bu yaşanmışlıkların bir yaz hikayesi olduğunu kim söyleyebilir rakamlar ortadayken?
Son 5 yılda çocuk istismarı yüzde 847, çocuk tecavüzleri yüzde 986 arttı...
Bu rakamlarla dünya ikincisiyiz...
Sadece 2002-2008 yılları arasında 62 bin kadın tecavüze maruz kaldı...
Bu, resmi rakam; başvurmayanları, kaydı tutulmayanları düşünün...
Son 15 yılda 241 polis, 91 asker, 17 özel timci, 15 korucu, 45 gardiyan tecavüzden yargılandı ve yine ellerini kollarını sallayarak çıktılar...
Tecavüz mağduru kadınların yüzde 70’i tecavüzcüyü tanıyor ve yüzde 54’ü 18 yaşına gelmeden tecavüze uğruyor. Ve kadınların yüzde 40’ı şikayetçi olmuyor...
Çünkü devlet, tecavüzcüleri koynunda saklamayı, yemeyip yedirmeyi giymeyip giydirmeyi, gerekirse suçlarını affettirecek önlemler almayı kendine borç bilmiş, harıl harıl çalışıyor...
Tek kalede değil her alanda uğraşıyor...
Adalet mekanizmasının içini boşaltıyor...
Sosyal hizmet kurumlarına derdi tecavüzden doğacak çocuğa nasıl bakılacağı olan aklıevveller yerleştiriyor...
Kendi medyalarını daha adil olmaya zorlayan gazeteci kadınların devre dışı bırakılması için öyle oynuyor, böyle oynuyor...
Ve bir yaz daha geçiyor... Tüm uçuculuğuyla...
Bu hikayeleri aklınızda tutabilecek kadar cesaretli misiniz?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa