04 Temmuz 2013 11:10

Adalet için maske lobisi

Adalet için maske lobisi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Saf ve şanslı mı, yoksa aptal görünümünün altında zeka işi planlar mı olduğu belli olmayan kahramanlar var ya. Bizdeki saç baş yoldurtan “orantısız zeka” uygulamaları değil konumuz, kafalar karışmasın. Kurmacada, sinemada budala dedektiflerden çeşitli tesadüfler üstüne kurulu komedilere, bunun örneği çok. Hem büyük işler başarır, hem de seyircinin kendine yakın hissetmesini sağlayacak kadar sıradan hatalar yaparlar. Karakteri çözmek o kadar kolay olmaz. Onunla dalga geçmekle övünmek, özdeşleşmekle özdeşleşmemeyi tercih etmek arasında gidip gelen seyirciyle oyun oynarlar adeta. Zor bir performans gerektirir, ondan ancak büyük oyuncular akılda kalır. Dünyadan akla Pembe Panter’in Peter Sellers’ı geliyor ve tabii, biz nasıl unutalım, hafta içinde yıldönümünde andığımız Kemal Sunal. En “elinden bir şey gelmez” sanılan anda ayağa kalkıp gücünü gösteren bir halk, onun kocaman gülüşünü çoktan bağrına basmış olmayacaktı da ne olacaktı?
Bu haftanın yeni filmi Maskeli Süvari’nin Tonto’su, saftan çok deliye yakın, ki deli de çoğu kez, ezilenin hayatta kalma yollarından biridir sadece. Komançi kabilesinden Amerikan yerlisi Tonto’nun hikayesi de bunun ispatı. Beyaz adamın elinden çektikleri, kabilesinden kopmuş, intikamını alarak adalete ulaşmaya çalışan, kimseden saygı görmeyen bir yalnız adam olmasına neden olmuş. Yoksa, Amerikan hayal gücünün sınırlarını iyicene hatırlatırcasına Maskeli Süvari’nin asıl kahramanı bir beyaz. Ama filmi en çok getirdiği yerli yorumu dikkate değer kılıyor.
SÜVARİNİN ARKASINDAKİ YERLİ
1930’larda bir radyo oyunu olarak başlamış, yıllar içinde televizyonda ve sinemada devamı gelmiş bir Vahşi Batı hikayesi, Maskeli Süvari. Aslında orijinal adı maskesine değil, yalnızlığına vurgu yapıyor, süvari diye çevrilen ranger da, korucu gibi, jandarma gibi bir şey, yerel asayişle ilgilenen asker. Filmde John Reid’in bu kahramana dönüşümü uzun uzun anlatılıyor tabii, Tonto’nunki çok daha trajik olsa da o bir “vah vah” süsü sadece. Reid kasabalı ama şehre gitmiş okumuş, John Locke’tan alıntılar yapacak, hukuka güvenecek kadar kibarlaşıp gelmiş. Konumuz onun dönüşümü olduğundan, tartışma, adaletin hukukla sağlanıp sağlanamayacağı üstüne (ne de olsa Kızılderililer de yabancımız değil). Butch denen azılı bir suçluyu elli kere yakalayıp, teslim edip serbest bırakılmasını izleyince ancak ikna olmaya başlıyor.
Maskeli Süvari’nin standart beyaz orijinalinden uzaklaşan film, yerli düşmanlığı değil, paragöz demiryolcu, gümüşçü hırsızların “Amerikan rüyası” eleştirisi üstüne kurulu. Beyaz kahraman da malum, yanındaki deli yerli olmadan hiçbir baltaya sap olmayacak biri. Karayip Korsanları’nda iyice bir ekip olan, kendini giderek mimik oyunculuğuna veren Johnny Depp ile aksiyondan komiklik çıkarmayı seven yönetmen Gore Verbinski’nin ideolojik dokunuşu hissedilmeyecek gibi değil yani. Yerliyi dışlayıp adaletten söz etmeyecek kadar izan sahibiler.
Ha, toprakları gaspedilmiş yerliler, her tehditte savaşa meraklı vahşiler gibi gösterilmeyebilir miydi, elbette olabilirdi. Süvarinin elinden gelen bu, sonuçta filmin enteresanlığı beyaz kahramanı yerli arkadaşının gözünden anlatan ilk örnek olmasından. Amerikalı seyirci, biraz da bundan, yani eski Maskeli’yi bulamadığından pek sevmemiş. Hem de, Karayip Korsanları esintisi en çok bu bakımdan var, daha çok antikahramana yakınlar. Zor gelmiştir, olur öyle. Belki bizde, uzunluğunu pek hissettirmeyen, eğlenceli bir film olarak daha çok ilgi görebilir. Johnny Depp’in Komançi’sini sevip beyazların haline gülebilecek olmak da cabası.

Maskeli Süvari
Orijinal adı: The Lone Ranger
Yönetmen: Gore Verbinski
Oyuncular: Johnny Depp, Armie Hammer, Helena Bonham Carter, William Fichtner

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...