İtibarsızlaşma dönemi!
Gezi Parkı’nda başlayan, son 12 günkü büyük direniş, Başbakan Erdoğan başta olmak üzere AKP Hükümetinin sözcülerinin ve AKP’nin önde gelenlerinin “kimyasını” iyice bozdu!
Bugüne kadar her gittikleri yerde büyük bir öz güvenle konuşan, kürsüye çıktıklarında etraflarını “Bütün bu yüce dağları ben yarattım” kibriyle süzen, aynı cümlelerle, aynı deyimlerle konuşmayı üslup edinen bu muhteremler bütün bu “ilkelerini” unuttular adeta. Çünkü son 12 günde konuşan her bakan, her parti sözcüsü “ayrı” konuşuyor. Birinin ak dediğine öteki kara demekte bir sakınca görmüyor. Hatta aynı kişi sabah başka akşam başka konuşuyor ama “Bir tutarsızlık yaptım galiba!” diye yüzü kızarmıyor. Siyaset erbabının bu konuşmalarından feyzalan medyadaki “yandaşlar” ve “yalakalar” üst düzey zevatın her kafadan bir ses çıkmasını fırsata çevirip, işlerine geldiği yerden tutup; iftira, yalan ve karalamanın yanında olaylar hakkında pespaye analizler yapıp, “komplo teorileri” kurup bunları önemli görüşlermiş gibi kara propagandanın malzemesi olarak kullanıyorlar.
Çünkü 11 yıla yaklaşan iktidarları boyunca ciddi bir halk muhalefetiyle karşılaşmayan AKP ve Hükümeti, milyonların günlerdir sokaklarda olduğu büyük halk direnişi karşısında öz güvenini yitirmiş, dağılmış, kimyası bozulmuş “yenik takıma” bir kalabalığa dönüşmüş durumda.
Bütün dünyanın dikkatini üstünde toplayan ve pek çok şeyi derinden sarsan direnişi, yandaş medyanın da desteğiyle; “Taksim Gezi Parkı’na ilk çıkanlar haklıdır. Bu haklı kitleye polis orantısız güç kullanmıştır. Olaylar da buna tepki olarak büyümüştür. Biz de bu çevreci, duyarlı kesimi iyi bilgilendirmemişiz” açıklamasına indirgeyen AKP ve Hükümeti, ikinci günden itibaren tüm ülkeye yayılmış direnişi; ”Arkasında illegal örgütlerin, iç ve dış karanlık güçlerin olduğu polisin sabırla ve büyük bir özveriyle asgari güç kullanarak müdahale ettiği, kaos ve kargaşa” olarak karalamada birleşmeye çalışmaktadırlar.
Öte yandan, tam da bütün kitlesel başkaldırılar karşısında sinmiş hükümetler gibi, AKP Hükümeti de olayların yatışmasına paralel olarak “MOBESE görüntüleri” üstünden büyük bir “fişleme ve soruşturma operasyonu” başlatmaya hazırlanmaktadır. Bunun ilk girişimleri de yapılmıştır.
Ancak şu da açıkça görülmektedir ki, Hükümet ne halkı ne de dış dünyayı; ne “Özgürlükçülüğün, çevreciliğin daniskası biziz” diyerek ne de gösterilere katılanları “Bunlar çapulcu, vandal, arkasında karanlık güçler var”, gibi bir zamanlar pek geçerli olan suçlamalarla yanıltamazlar, yanıltamıyorlar. Toplam açısından bakıldığında Hükümetin bugün düştüğü durum biraz mahallenin kabadayısının, mahallenin en ağırbaşlı, “Başına vur ekmeğini elinden al kişisinden, dünya alemin gözü önünde ağır bir kötek yemesine benzemektedir. Böyle bir durumda kabadayı ne kadar bahane uydurursa uydursun gerçeğin başka türlü olduğuna kimseyi inandırmaz!
Bu durumda kabadayı ya daha büyük bir şiddet göstererek kendisinin gücünü halka yeniden kabul ettirecek ya da çekip gidip gözden ırak bir yerde kendisine yeni bir yaşam kuracaktır!
Siyasette bunun bir seçeneği daha var: Kötek yiyen çekip gitmez ama artık onun her söylediği, her yaptığı şaibeli hale gelir, her icraatı sorgulanır, eskiden alkışlanarak karşılanan marifetlerinin arkasındaki çıkar ilişkileri, kirli oyunlar kolayca ortaya çıkarılır hale gelir ve bunlara herkes çok daha kolay inanır!.. Buna, siyasette “itibarsızlaşma” deniyor.
Bu seçeneğin de varacağı yer bellidir!
Şimdi AKP Hükümeti mahallenin meydanında o masum kişiden kötek yemiş vaziyettedir. Bunu AKP ve Hükümetinin nasıl değerlendireceği, kendisine ne sonuç çıkaracağı kendi bileceği iştir. Ama şimdi; AKP’nin kirli çamaşırlarını ortaya dökmek, onun politik amaçları için din mezhep istismarcılığını, sermaye aşkını, patronlara hizmette sınır tanımazlığını, ”Hizmet ediyoruz” derken her hizmeti kendisi için ekonomik ve siyasi ranta dönüştürmesini, eski statükoya sövüp sayarken sadece onu kendi ihtiyacına göre restore ettiğini,… deşifre etmenin, halkı kendi haklarını savunmak ve taleplerini elde etmek, halkların kardeş olduğu, demokratik bir Türkiye içi seferber etmenin çok daha kolay olduğu bir zamandır!
Bunu bilmek, direnişin rehavetine kapılmadan buna göre davranmak zamanıdır şimdi!
Evrensel'i Takip Et