08 Haziran 2013 13:00

Yeni kuşağın on binlerce genci

Yeni kuşağın on binlerce genci

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Önünde karanlıklar keşfediliyor, arkasında nelerin planlandığı anlatılıyor, yanında bozguncular gözleniyor, üstünde iç ve dış mihraklar saptanıyor.

Olmuyor, hiçbiri tutmuyor; on binlerce genç bunları umursamıyor, dinlemiyor, ciddiye almıyor ve yanıtlamaya tenezzül bile etmeden devam ediyor. Önlerinde, arkalarında, yanlarında, üstlerinde her an artan destek, yeni kuşağın on binlerce genci devam ediyor.
Yeni kuşağın on binlerce genci, daha önceki kuşaklardan on binlerin verdiği destekle devam ediyor. Yeni kuşağın on binlerce genci ne yapıyor, neye devam ediyor?

Kendime sorduğum soruyu önce bilimsel açıklamalarla yanıtlamak istiyorum. Olmuyor. Bilimsel olsun diye olayları özümsediğimi sandığım, aktarmalarla giderek sığlaştırılmış düşünce kalıplarına; akademik olsun diye üst ve alt başlıklarla anlatılan ve isteyenin kavramın üretildiği dilden, dileyenin öz Türkçesinden seslendirdiği kavramlara; popüler olsun diye dinleyenin kolayca anlayacağına güvendiğim benzetme ve çağrışımcı zihinsel faaliyetlere sokuyorum. Olaylar bunların hiçbirine uymuyor. Çünkü yeni kuşağın on binlerce genci kafamda canlandırdığımı yapmıyor, kafamda canlandırdığım olaylara devam etmiyor. Yani gerçek kafamdaki kavramlara, kategorilere, düşünce kalıbına, başlık -alt başlık- onun da altında daha alt başlıklara, benzetmelere, önermelere, çıkarsamalara vb. uymuyor.

Öyle ise, yeni kuşak on binlerce gencin yaptığını ve yapmakta devam ettiğini kendi kafama uydurmaya çalışmak yerine, örneğin sosyolojinin veya psikolojinin ya da hukukun, olmadı bilime yardımcı, teknik dallardan hangisini isterseniz onun değişmez sanılan verilerini, kavramlarını, kategorilerini, önermelerini, çıkarsamalarını sorgulayarak yeniden oluşturmam gerektiğini anladığım düşüncemi olaylara uydurmam gerekiyor.

Yeni kuşağın on binlerce gencine ‘apolitik’ deniyor. Oysa onların yaptığı ve yapmakta devam ettiği her neyse siyaseti derinden etkiliyor, sarsıyor. Nasıl oluyor?

Yeni kuşağın on binlerce genci örgütsüz deniyor. Oysa onlar sadece kendileriyle değil, kendileri gibi olan-olmayan, Türkiye’de ve dünyada herkesle anında ilişki ve iletişim kuruyorlar; bilinen ‘kurum ve kuruluşları’, ‘karar mekanizmaları’, ‘üst-alt organları’ yok ama anında karar alıyorlar ve uyguluyorlar. Nasıl oluyor?

Yeni kuşağın on binlerce gencinin ne yaptığına, ne istediğine, ne düşündüğüne basın yer vermiyor deniyor. Oysa onların ‘Öyle bir şey yapalım ki basın bizi gündemine alsın’ diye bir dertleri yok. Onlar yaşamda öylesine yer alıyorlar ki basın onları anlatabilmenin yollarını arıyor. Nasıl oluyor?

Yeni kuşağın on binlerce gencini üzerlerine gaz bombası atarak, tazyikli su sıkarak bastırırız sanılıyor. Oysa onların üzerine gaz bombası atıldıkça, tazyikli su sıkıldıkça sayıları binlerle artıyor. Uygulanan şiddete karşı sembolleşen genç görüntülerinde kin, öfke belirtisi yok; şiddete karşı gülümseyerek direnen yüz ifadeleri var. Nasıl oluyor?

Yeni kuşağın on binlerce genci okullarından, derslerinden geri kalıyorlar, sınavlarda başarısız
olacaklar deniyor. Oysa onlar stresten uzak, çadırlarının üstüne ‘Gaz sıkmayın, ders çalışıyoruz’ diye yazıyorlar. Her gün yeni bir şey yaratıyorlar; her alanda yaratıyorlar. Nasıl oluyor?

Nasıl oluyor? sorularına yanıt bulurum umuduyla sınıfsal tahlil yapmak istiyorum. Aklıma bir şey gelmiyor, ama anında her türlü sınıfsal tahlile aykırı şu sözleri fısıldadığımın farkına varıyorum: ‘Ah bir zengin olsam/özgürleşerek yoksullaşsam’.
Nasıl oluyor? sorularına yanıt bulabilmenin tek yolunu onlar gibi, yani onlarla birlikte yaşayabilme düşüncesinde arıyorum.
İyi de, neyi ileri sürerek onlarla birlikte yaşayacağım? Onlar, yani yeni kuşağın on binlerce genci kendilerini ister sosyolojik deyin, ister resmi deyin, belli kavramlarla tanımlayan, nerede, nasıl, hangi kurallara uygun davranarak yaşamalarını belirleyen siyasi sisteme, düşünce akımlarına, inanç buyruklarına karşı dikiliyorlar, kendilerini diledikleri gibi hissederek ve tanımlayarak, kendilerini farklı hisseden ve tanımlayan başkalarıyla birlikte, dostluk ve dayanışma içinde yaşamanın temellerini atıyorlar. Özgürleşiyorlar, özgürleştiler.

Ben de, diyorum kendime, yaşımı toplumsal davranışın belirleyici kuralları arasında önemli etken sayan sisteme karşı çıkar, yeni kuşağın on binlerce genciyle kaynaşırım.

Yeni kuşağın on binlerce gencin yaptıkları milyonlarca liralık kamu zararına yol açtı deniyor. Ah diyorum, hani olsa da ‘Kamu Gelirlerinin Harcanacağı Acil Gider Kalemlerini Belirleme Üst Kurulu’ kurulsa, beni de o kurumun hiç kimseden talimat almayan başkanı yapsalar, kamu zararı denen o milyonların yüz katını, bin katını yeni kuşağın on binlerce gencinin Gezi Parkı’nda yaşadığı özgürlüğün aynını Türkiye’de herkesin, on beş gün için bile olsa yaşamasına tahsis edebilsem.
Daha bir yüksek sesle mırıldanıyorum: ‘Ah bir zengin olsam/özgürleşerek yoksullaşsam’.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...